NEŞE'DEN HABER VAR


  • Oluşturulma Tarihi : 22.09.2017 08:12
  • Güncelleme Tarihi :
NEŞE'DEN HABER VAR yazının resmi

Türkiye’de bir ilk!

Türk basın tarihinde bir ilk olarak kabul edilen ve Ajan Brian isimli bir köpeğin genel yayın yönetmeni olduğu Türkiye’nin ilk hayvan haber sitesi www.ajanimo.com,  “Satın Almayacak Sahipleneceksiniz” mottosuyla 1 Ocak 2016’da yayın hayatına başlamıştı. Ben de Türkiye’nin ilki olan ve hayvanlara gerekli olan desteği vermeye çalışan sitenin Genel Yayın Koordinatörü Ercan Erdal ile güzel bir söyleşi yapma fırsatı buldum.

-Öncelikle sitenin kurucuları kimler? Onları tanıyabilir miyiz?

2006 yılından bu yana ProaktifPR ajansında hizmet vermekte olan bir ekibiz. Dijital iletişimin de yoğunlaşmasıyla birlikte, ajans olarak Dijital PR konusunda da hizmet vermeye başladık. PR, dijital PR, web tasarımı ve kreatif olmak üzere dört farklı konuda çalışan yeni nesil iletişim ajansı olarak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Yayıncılık ise uzak olmadığımız her zaman hayalimizde olan bir mecraydı. Hayvanlar ile ilgili içeriklere yer veren ya da onların sorunlarına da değinen yayın mecraları vardı; fakat hayvan haberciliğinin olmadığını, hayvan haberleri üzerine kurulmuş bir yayının olmadığını fark ettik. ProaktifPR ekibi olarak bu açığı kapatmak ve hayvanların medyadaki sesi olmak için ajanimo.com’u kurduk.

-Türkiye’nin ilk hayvan sitesi olma özelliğine sahip Ajanimo fikri nereden doğdu? Site ne zaman kuruldu?

Her zaman hayvanlara hayatımızda yer veren ve sahiplenen insanlardık. 3 sene önce Cocker Spaniel cinsi bir köpek sahiplendik.  İsmi Ajan Brian. Ofisimizde hep birlikte ilgilendiğimiz bu köpek bizim hayvanlara karşı farkındalığımızı daha çok arttırdı. Sokaktaki canları da daha dikkatli incelemeye başladık. İnsanların sahiplenmek yerine satın aldıkları hayvanları, sıkılınca sokaklara veya ormanlık alanlara terk ettiklerini gördük. Sokakları hayvanların doğal ortamı olarak görenlerin, sokakları güvenli hale getirmek için neler yapabileceklerinin çok bilincinde olmadıklarını fark ettik.

Bu dünyayı bizimle paylaşan tüm canlar için bir şey yapmalıydık ve yapacağımız şey en iyi bildiğimiz iş olmalıydı. Bunun üzerine, hayvanlara yönelik bir haber sitesi yapmaya karar verdik. Böylece 2016 yılı Ocak ayında www.ajanimo.com’un yayıncılık hayatındaki serüveni başladı.

-Bu siteyi kurarken, amacınız neydi?

İlk amacımız farkındalık yaratmak. Önce insan demek yerine “Önce can” diyebilmek... Herkes evinde hayvan beslemek zorunda değil. Hayvanları sevmek zorunda bile değil; fakat onların yaşam hakkına saygı duymak zorunda. Toplumda hayvanlar için bu bilinci oluşturmak istiyoruz.

Medya dünyasında tüm olaylar insanların gözünden ele alınıyor. Biz bu sefer hayvanların gözünden bakıyoruz.  İnsanları, hayvanların dünyasından haberdar ediyoruz ve bunu yaparken hayvanların dilini kullanıyoruz. Haber dilinin de hayvanların dili gibi iyileştirici olması gerektiğini düşünüyoruz. Hayvanların sesi olmak için hayvan gibi habercilik yapıyoruz.

-Sizce Türk basını hayvanlar konusunda yeterli duyarlılığa sahip mi?

Maalesef yayın organlarında hayvanların haber olması çok görülen bir konu değil. Ölen hayvansa ilgi çekmiyor. Bir doğal afet ya da insan kaynaklı çıkan yangınlarda, insan kaybı yoksa can kaybı yok deniliyor. O sokakta ya da ormanda yaşayan diğer canlar sayılmıyor. Onların sesi yok, kendilerini anlatamıyorlar. Medya onları öldükleri zaman yok sayıyor, görmezden geliyor.

Hayvanların konu olduğu haberlerde ise “Ayı saldırdı”, “Domuz şehre indi” “Balina vahşeti” şeklinde başlıklar kullanılıyor. Hayvanlar kendi yaşamıyla ilgili bir tehdit algılamadıysa ya da aç kalmadıysa saldırmaz.  Biz onların yaşam alanlarını ihlal ettik. Yiyecek bulabilecekleri temiz bir doğa bırakmadık. Şimdi de tüm olanlar için onları suçluyoruz. Hâlbuki doğaya zarar veren tek canlı insandır. Medya organlarında bilinçli olarak yapılmasa da, kullanılan dille hayvanların suçlu ve tehlikeli bir canlılar olduğu algısı oluşturuluyor. Çünkü bizden önce hayvan haberciliği için oluşturulmuş bir dil yoktu. Bunu değiştirmenin vakti geldi.

-Hayvanlar hakkında yapılan haberlerde kullanılan dil konusunda ne düşünüyorsunuz? Örneğin “Şu kadar hayvan telef oldu” ifadesi sizce de yanlış bir kullanım değil mi?

 

Telef kelimesinin kökeni, Arapça'da 'itlaf' kelimesi olup, anlamı öldürme, yok etmedir. İtlaf etmek, etken eylemdir. İtlaf edilene ise, telef oldu denir. İtlaf ve telef özellikle hayvanlar için kullanılır.

Aslında Orta Doğu ve bizim gibi toplumlarda ölen hayvanlar için kullanılan çok doğru bir ifadedir. Çünkü, bu coğrafyalarda hayvanlar eceliyle ölmezler, insan tarafından öldürülürler. Ancak,  “telef oldu”  ifadesinin, toplumumuzdaki algısı “mal” yerine koyma, değersizleştirme yönünde. O nedenle hayvanlar için de, telef oldu demek yerine “öldürüldü” ifadesini kullanmak çok daha doğru olacaktır.

İnsanlar için “öldü” ya da “öldürüldü” denir. Her ikisi de can taşıdığına göre, neden insan için öldü, hayvan için telef oldu ifadesi kullanıyoruz ki! Hayvana bakılıyorsa onun yenmesi ya da sütünden yumurtasından beslenilmesi gerektiği düşünülüyor. Telef oldu demek tam olarak bu anlayışın ürünü. Hayvan sadece fayda sağlamak için var olan bir canlı değil.

-Hayvanlar konusunda hem bireysel hem de toplumsal olarak neler yapılabilir?

Öncelikle çocuklarımızı bilinçlendirmeliyiz. Özellikle anne babalar “Yaklaşma ısırır”, “Pis olur, dokunma” diyerek kendi korkularını ve önyargıları çocuklarına taşıyorlar. Çocuk, hayvanlarla hiçbir teması olmadığı halde onlara yaklaşırsa hasta olacağını veya yaralanacağını düşünüyor. Bilinçaltında yer edinen bu kodları ise büyüdüklerinde değiştirmek daha zor oluyor. İlk aşamada sokağımızdaki canlar için bir kap su, bir kap mama koymak ve zarar vermeden sevmek bile çocuklara örnek olmak için yeterli bir davranış. Birey değişirse toplum da değişir.

Bu düşünceden yola çıkarak biz de ajanimo.com olarak kurduğumuz Ajanimo Pati Devriyesi platformunda bireyleri bir araya getirerek kayıp, sütanne arayan, kendi insanını arayan canlara yardım etmeyi amaçlıyoruz.  Pati Devriyeleri sokakları hayvanlar için güvenli hale getirmek için çalışacak. Çocukları da Pati Devriyesi gönüllüsü yaparak, onları da bu sürece dâhil edeceğiz.

Toplumsal olarak da yapabileceğimiz, hali hazırda var olan birçok çalışma var. Bunlardan en önemlisi,hayvanlara yapılan şiddete ‘dur’ demek. Hayvanları öldüren, onlara işkence yapan, tecavüz eden insanlar var. Bunlara karşı gözümüzü kapatmak yerine, yasaların caydırıcılığının arttırılması için çalışmalıyız. Unutmamalıyız ki, içinde şiddet barındıran bir insan tüm canlılar için tehlikelidir.

-Şiddet konusunda ne düşünüyorsunuz?

Şiddetin hiçbir canlıya karşı yapılanını onaylamıyorum. Güçlü olmak birine zarar verebilmek değildir. Güçlü olan, ihtiyacı olan her canlıyı koruyup kollayabilendir. Psikolojik olarak saldırmak, hedef göstermek de şiddettir. Hayvanlara şiddet uygulayan, hedef gösterenler içinde kötülük barındıran insanlar. Bir canı almaktan, acısını görmekten keyif alıyorlar. Prof.Dr Sevil Atasoy 2007 yılında kaleme aldığı ‘hayvana eziyet-insana eziyet’ adlı bir yazısında hayvana şiddet uygulayan insanların, aile içi şiddet ve çocuk istismarı vakalarında da yer aldığını verilerle ortaya koyuyor. Aynı yazıda 2000’li yıllarda batıda ders kitaplarına giren çok önemli bir tespite yer veriyor: “Hayvana şiddet olan yerde insana şiddet vardır.”

-Veganlık konusu sizler için ne ifade ediyor?

Endüstriyel üretim ve en yüksek rant elde etme hırsı günümüzde insanlık dışı boyutlara ulaştı. Yumurtlayan tavukları gelişim sürecini hızlandırmak için hareketsiz kalacağı ortamlarda, yüksek ışık altında büyütüyorlar. Erkek buzağılar süt endüstrisine faydası olmadığı için erken yaşta kesilip eti satılıyor. Yediğimiz gıdaların nereden ne şartlarda elde edildiğini bilmiyoruz. Bizim doymamız için başka canlılara eziyet ediliyor.  Stres ortamında, hormonlarıyla oynanarak büyüyen hayvanın eti kimseye fayda sağlamaz.  Bu hayvanın sütü, yumurtası ve bunlardan üretilen yoğurt, peynir gibi ürünler ne kadar sağlıklı olabilir. Aslında bunları yemek hayvanlara olduğu kadar insanlara da zarar veriyor. Veganlar hayvanların endüstriyel bir ürün haline gelmesine ve bu süreçte onlara yapılan insanlık dışı davranışlara karşı sağlam bir duruş sergiliyorlar. Veganları destekliyorum ve saygı duyuyorum.

Ercan Erdal Kimdir?

Ercan Erdal 1997 yılında grafik tasarımcı olarak başladığı basın sektöründe birçok gazete ve dergide görsel yönetmenlik yaptı. Dijital ve web alanında yerli ve yabancı firmalar için projeler üreten Ercan Erdal, grafik tasarım ve dijital medya eğitimleri vermektedir. 2006 yılından beri ProaktifPR bünyesinde Kreatif Direktörlük yapan Ercan Erdal, çocukluğundan beri içinde olan hayvan sevgisini ProaktifPR bünyesinde hayata geçen www.ajanimo.com ile farkındalık, hayvan hakları ve duyarlılığı arttırma çabasına dönüştürmek adına üstlendiği yayın direktörlüğünü görevini yapmaktadır. Ercan Erdal yağmurlu bir kış günü arabasının motor bölümünden kurtardığı sevimli kedisi Gilbert ile birlikte yaşamaktadır.

Ajanimo Pati Devriyesi Nedir?

Ajanimo tarafından kurulan Ajanimo Pati Devriyesi, sokaktaki hayvan dostlarımız için kurulmuştur. Facebook üzerinden iletişim sağlanan  bu grupta tüm patiler için sahiplendirme ve kayıp ilanları ile yardımlaşma çağrılarınızı paylaşabilirsiniz. Bu grup; kaybolan, evinin yolunu bulamayan, yuva arayan, annesini kaybedip süt anne arayan canlar için #PatiDevriyesi olarak çalışan insanların oluşturduğu bir grup. Ajanimo PatiDevriyesi’nde tüm patiler için sahiplendirme ve kayıp çağrılarınızı paylaşabilirsiniz.

Facebook: https://www.facebook.com/groups/ajanimopatidevriyesi/

Twitter: https://twitter.com/patidevriyesi

Instagram: https://www.instagram.com/patidevriyesi/

Ajans yöneticileri, www.ajanimo.com haber sitesinin genel yayın yönetmeni Ajan Brian konuşabilseydi, siteyi şöyle anlatırdı dedi: “Biz kendimizi daha önce hiç anlatma fırsatı bulamadık. İnsanlar bizim bir can olduğumuzu bilmiyorlar ve elbette ki bilmediklerinden sorumlu değiller. Bu doğrultuda biz kendimizi anlatmaya geliyoruz. Bunu yaparken de haber dilimizi, bütün hayvanların dili gibi; iyileştirici, tarafsız, yargısız, pozitif ve sevgiyle anlatmaya yönelik kullanıyoruz. Biz bunu bilgilendirerek, haber vererek ve sektörü sahiplenerek yapıyoruz. Çünkü biz;  ‘hayvan gibi seviyoruz’. Biz hep ‘Mama veren insan hiç kötü olur mu?’ diyoruz. Siz bildikçe, gördükçe, öğrendikçe ‘Satın almayacaksınız, sahipleneceksiniz’ diyoruz. ‘Haberi hayvan gibi görüyor’ ve ‘Hayvan gibi habercilik yapmaya geliyoruz.’  Türkiye’nin ilk hayvan haber sitesi olarak Türk basın tarihinde bir ilke imza atıyoruz. Çünkü biz; sokaklardan geliyoruz, dostlarımızla geliyoruz, çiçeğimizle geliyoruz, hayatınızda iz bırakmaya geliyoruz.  2018 bizim yılımız olsun diyor ve yeni yılda kendimizi anlatmaya geliyoruz. Ve iddia ediyoruz bizi hayvan gibi seveceksiniz!”

NEŞE'DEN HABER VAR
Neşe Yavuz
Yazarımız Kim ?

Neşe Yavuz