Sayfa Yükleniyor...
Gözlerinizi kapatmayın!
Merhaba sevgili İzmirliler. Bugünkü yazımda sizlere mültecilerin yaşadıkları zorluklardan birisine örnek vereceğim. Güzel kentimiz, savaştan kaçarak sığınmak isteyen birçok Suriyeliye kapılarını açtı biliyorsunuz Her ne kadar Suriyelilere maaş bağlandı, Suriyeliler zengin gibi ifadelerle sürekli olarak karşılaşsak da bunun doğru olmadığını, biraz gelir düzeyi düşük bölgelerimizde dolaştığımız zaman anlayabiliyoruz. Biz de geçtiğimiz günlerde buna yakinen şahit olduk, aslında durumlarının ne kadar kötü olduğunu, ne kadar zor şartlarda yaşadığını tekrar fark ettik. Bugünkü yazımda sizlere bu olaydan bahsedeceğim.
BANA VERİN, BEN YİYEYİM
Geçtiğimiz günlerde gazeteden arkadaşlarla beraber yemeğe çıktık Yemeklerimizi yedik arkadaşlar da yedikleri tavuklardan artanları (çoğunlukla kemikti) köpeklere verelim dediler. Hepsini poşetledik, ofisimizin arka sokağında bulunan köpeklere götürmek üzere çıktık. Sokağa girdiğimiz zaman poşeti aldım çöp tenekesinin yanına bıraktım. O sırada çöp tenekelerinin içerisinden karton, plastik vs. toplayan yaşlı bir kadın sırtıma dokundu, arkamı döndüm poşeti işaret etti. Bir şeyler diyordu ama anlayamadım. Sonradan arkadaşım sanırım yemeği istiyor dedi. Kadının yüzüne baktım, yüzünün sağ kısmı felçli gibiydi ve konuşması da bir garipti. Zaten Türkçeyi pek bilmediği için birkaç kelime ve işaretlerle kendini anlatmaya çalıştı: Yemeği bana verin, ben yiyeyim. Bu söz hala aklımdan çıkmıyor, kafamın içerisine yerleşti ve sürekli aklıma geliyor. Köpeklere ayırdığımız kemikleri istedi bizden. Kemikleri yemek istedi. Ne kadar çaresiz olduğunu anlayabiliyor musunuz? Kendimizi çat pat anlatmaya çalıştık, onları yeme olmaz dedik. O sıra ona kızdığımızı sandı galiba ki yüzü düştü, üzüldü. Daha sonra el işaretleri ile kendisine yemek alacağımızı bizimle gelmesini söyledik. Kartonları bırakamam dedi. Bırak teyze bir şey olmaz dedik, zar zor aldık yanımıza bir büfeye gittik. O sırada konuşma imkanımız oldu. Anladığımıza göre hasta bir eşi ve çocukları varmış. Para kazanmak için de çöplerden karton toplamak zorundaymış. Bu soğuk havada, ayağında terlik sırtında incecik bir kıyafetle çöplerden bir şeyler toplamak zorunda olduğunuzu düşünün. Zor değil mi? Daha sonra büfenin yanındaki manav arkadaşın kısmen Arapça bildiğini öğrendik ve teyzeye birkaç soru yönelttik. Yüzünün sağ kısmı felç gibi demiştim ya Onun sebebi Suriyede patlayan bir bombadan ötürü yüzüne gelen şarapnel parçasıymış! Çok acı değil mi? Tahayyül edebiliyor musunuz? Teyzenin numarasını ve adresini aldık, elimizden geleni yapmaya çalışacağımızı söyledik.
Ofise döndüğümüz zaman hemen İzmir Müzisyenler Derneğinden sevgili dostum Meltem Karasu Demire ulaştım. Durumu anlattım, Arapça bilen birinin desteğine ihtiyacımız olduğunu söyledim. O da sağ olsun Women and Health Alliance International (WAHA)ya ulaşarak oradan bir arkadaşla iletişime geçti. Daha sonra WAHAdan Olivia ile ben de görüştüm ve yarın bu aileye yardım yapacaklarını öğrendim. Bu konuda biz de arkadaşlarla elimizden gelen desteği vereceğiz
YARDIM EDELİM!
Bu teyze gibi birçok Suriyeli zor durumda ve belki onlar yardım alacak kadar şanslı da değil. Bilmediğimiz, görmediğimiz, duymadığımız o kadar çok şey oluyor ki! Bu nedenle lütfen ama lütfen zor durumda birilerini gördüğünüz zaman başınızı çevirip geçip gitmeyin! Belki sizin imkanınız yoktur ama yardım edecek imkanı olan birileri elbette bulunur. O kişinin yanına gidin, derdi nedir, ne istiyordur, neye ihtiyacı vardır öğrenin. Daha sonra yetkililerle hiç olmadı bizimle iletişime geçin. İnanın yapacağınız işlemler 15 dakikanızı bile almaz. Arayamıyor musunuz? Mesaj atın. Telefonlarımız 7 gün 24 saat hizmetinizde. Hepimiz elimizi taşın altına koyarsak, dünyada bir şeyleri değiştirebiliriz. Sadece biraz empati lazım Bunun da tüm İzmirlilerin içinde olduğunu biliyorum. Lütfen böyle durumlara karşı gözlerinizi kapatmayın
Vicdanla, sevgiyle kalın
Günün Vegan Tarifi
Günün Vegan Tarifi
Mantar Çorbası
Malzemeler:
1 paket mantar
1 tatlı kaşığı un
1 bardaktan az su
1 çorba kaşığı şehriye
Yarım litre şekersiz soya sütü
Zeytinyağı
Dereotu
Karabiber
Tuz
Yapılışı
Mantarları ufak ufak doğradıktan sonra tencerede zeytinyağı ile birlikte kavuralım. Mantarların suyunu bırakmasıyla beraber su buharlaşana kadar bu işleme devam edelim. Su buharlaştıktan sonra biraz un, kaynar su ve şehriyeleri de ekleyip 5 dakika kadar pişirelim. Daha sonra soya sütü, dereotu, karabiber ve isteğe bağlı miktarda tuz ekleyip birkaç dakika daha pişirelim. Yemeğimiz hazır, afiyet olsun.