NEŞE'DEN HABER VAR


  • Oluşturulma Tarihi : 17.05.2018 08:39
  • Güncelleme Tarihi :
NEŞE'DEN HABER VAR yazının resmi

Denize giremedik!

Malumunuz havalar ısındı, İzmirlilerin denize girme dönemi çoktan başladı. Biz de bu vesile ile Urla’ya gidelim, serinleyelim dedik. Geçen sene gittiğim ve beğendiğim Kum Denizi Plajı’nı seçtik. Fakat oraya gittiğimizde karşılaştığımız manzara hiç hoş değildi. Deniz duyarsız insanların atıklarıyla doluydu ve bununla beraber belediye de henüz kıyı ve deniz temizleme çalışmalarını başlatmamıştı. Ek olarak sığ yerlerde birçok denizanası bulunuyordu. Üstelik “Pusula denizanası” denilen ve bildiğimiz deniz analarından daha zararlı olan türlerinden. Bildiğiniz gibi denizanaları çoğaldığı zaman kirlilik de çoğalmış demektir. Buradan Urla’nın şu anki durumunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Denizin kirliliğine rağmen birkaç insan bunu umursamayarak girmiş olsa da, biz geri dönmek zorunda kaldık. Biliyorsunuz Kum Denizi Plajı’nın ilerisinde “dere” gibi bir yer var. Burası da adeta lağım gibi kokuyor ve pis suyla doluydu. Buranın suyunun denize karıştığını belirtmeme gerek yoktur herhalde. İşin kötü kısmı geçtiğimiz sene temmuz ağustos döneminde de o yer bu şekilde kirliydi. Mavi Bayraklı bir plaja yakışmayan bir durum.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenerek hizmete sunulan 1 kilometrelik Urla Kum Denizi Plajı, henüz ikinci yılında kazandığı “Mavi Bayrak”ı şu ara hiç hak etmiyor! Denize girdiğiniz anda kirlilikten ötürü hasta bile olabilirsiniz.

PUSULA DENİZANASI

Az evvel de belirttiğim gibi pusula cinsi denizanaları da cabası. Biraz bu denizanalarından bahsederek durumun vahametini de sizlerle paylamış olayım. Son yıllarda Türkiye’nin sahillerinde de görülmeye başlanan denizanası türü bilimsel adı Chrysaora hysoscella olan “Pusula Denizanası” olarak bilinen türdür. Ömürlerinin yaklaşık bir yıl olduğu bilenen pusula denizanalarının sayısı ilkbahardan yaza doğru artar ve yaz sonuna kadar yaygın bir biçimde görülürler. Tür öldürücü olmayıp, tür veya türün salgısı ile temas deride kızarıklık ve yanmaya neden olur. Özellikle derisi hassas olan kişilerin bu denizanalarıyla temastan uzak durması gerekmektedir.

Vücut yapılarının rengi kahverengi, sarı, kırmızı tonlarında olabilmektedir. Bizim Urla sahilinde gördüklerimiz kahverengimsiydi. Bu tür denizanalarının ağız etrafında 4 adet uzun ve kenarları kıvrımlı ağız kolları bulunmaktadır. Bu tür Türkiye sularında da; Akdeniz ve Ege Denizi’nde yaygın olarak görülmektedir. Pusula denizanaları da diğer denizanası türleri gibi bölünerek çoğalmaktadır. Dolayısıyla motor ve gemi pervanelerinin arasına giren ve zarar gören bir denizanası bölündüğü parça sayısı kadar artış gösterir. Pusula denizanasının zehirleme şekli diğer zehirli türler gibi dokunulan yerde acı veren, kaşınan isiliklere sebep olmaktadır. Bu yüzden suda bu denizanasına herhangi bir şekilde temas edilirse, sudan çıktıktan sonra kesinlikle vücut kaşınmamalı ve ovuşturulmamalıdır. Bu zararı daha da kötü bir hale getirebilir.

Maruz kalındığı zaman ne yapılır? Eğer denizanasının değdiği yerde henüz patlamamış yakıcı kapsüller varsa bunlar bir havlu ile bastırılmadan temizlenmelidir. Denizanasının temas ettiği bölgeye amonyaklı su ve sirke dökülerek temizlenebilir. Acı, yanma, kaşıntı devam ederse kişi mutlaka en yakın hastaneye gitmelidir.

DENİZANASI SAYISI NEDEN ARTAR?

Uzmanlar özellikle son 10 yıldır artan denizanası sayısı üzerine bir araştırma gerçekleştirdi. Gözlenen bu artışın nedeninin deniz tabanındaki sert yüzeylere tutunarak yaşamını sürdüren polip adı verilen canlıların yaşam alanının genişlemesi olarak belirtildi. Yani denizanalarının ana besin kaynağı polipler çoğaldıkça, denizanaları da kıyı kesimlere yönelmeye başlıyor. Bunun asıl sebebi de denize atılan atıklar. Çünkü polipler sert yüzeylere tutunarak yaşamlarını sürdürüyor. Örneğin denize atılan bir araba lastiği, poliplerin yaşaması için ideal alanlardan birisi.

Kısacası denizleri kirlettiğimiz ölçüde, sualtı ekosistemine darbe vurmuş oluyoruz. Bu sadece bizim denize girmemize engel olmuyor tabi ki. Bunun yanı sıra poliplerle beslenen diğer su altı canlılarının da yiyecekleri bölünerek hızlı bir biçimde çoğalan denizanaları tarafından tüketildiği için, nesillerin tükenme gibi bir sorunu da ortaya çıkmaya başlıyor. Tıpkı kelebek etkisi gibi… “Aman ufak bir şişe ne olacak” dediğiniz anda ekosisteme müthiş bir darbe vurmuş oluyorsunuz. Lütfen yaşadığınız dünyaya saygılı davranın.

Vicdanlı kalın…

Günün Vegan Tarifi

İstiridye Mantarlı Makarna

Malzemeler

Orta boy soğan

1 yemek kaşığı zeytinyağı

150 gram istiridye mantarı

1-2 yemek kaşığı soya sosu

Yarım paket spagetti

Tuz

Biberiye

Vegan krema

Soğanı rendeliyoruz ve az yağlı tavada bir tutam biberiye ile birlikte kavuruyoruz. Soğan piştikten sonra içerisine mantarla beraber soya sosunu ekliyoruz. Suyunu çektikten sonra krema ekliyoruz. Başka bir tencerede makarnamızı haşlıyoruz. Piştikten sonra tabağa alıyoruz. Son olarak kremalı istiridye mantarı sosumuzu makarnamızın üzerine ekliyoruz. (www.vegantarifler.com)

NEŞE'DEN HABER VAR
Neşe Yavuz
Yazarımız Kim ?

Neşe Yavuz