Son aylarda hayvanlara yapılan işkence haberlerini daha sık duymaya başladık. Bunun en önemli sebebi ise bu tarz vahşi olayları engelleyecek caydırıcı cezaların bulunmaması. Hayvanların sadece bir mal olarak kabul edildiği kanunlarla, bu tip olayları gerçekleştirilen cani ruhlu insanlar, sadece idari para cezası alarak yaptıkları kötülükten tabiri caizse yırtıyorlar!
5199 sayılı kanunun kabahatler kapsamında bulunması, Türk Ceza Kanununda bir yeri olmaması Türkiye için oldukça vahim bir durum. Hayvanlara karşı yapılan haksız, hukuksuz ve vicdan dışı fiiller sadece kabahat olarak görülmemeli aynı zamanda suç olarak kabul edilip, ona göre yaptırım uygulanmalıdır. Aksi takdirde bu insanlar işledikleri kabahatin üstünü para vererek kapattıkları için yeni işkenceleri de rahat bir şekilde yapmaya devam edecektir. Yani düşünsenize bir canı almanın cezası ile kapalı alanda sigara içmenin cezası aynı şekilde değerlendiriliyor. Nerede peki adalet?
Ayrıca bildiğiniz gibi yasa sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımını da yapıyor. Peki bu ne demek? Eğer kötü muamele gören hayvan sahipliyse, kötü muameleyi yapan kişi Mala zarar vermek suçundan yargılanıyor ve ona göre genellikle para cezası alıyor. Yani burada ön planda olan hayvanın zarar görmesi değil, hayvanın sahibinin zarar görmesidir. Peki kötü muamele gören hayvan sahipsizse ne oluyor? Bu durumda da kişi idari para cezasıyla durumdan yırtıyor, gerçekleştirdiği bu korkunç eylem siciline bile işlenmiyor!
Geçtiğimiz Cumartesi günü Çiğlide yaşanan vahşetle alakalı HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder ile görüştüm. Kendisi de hayvanlara yapılan kötü muamelelerin bir an önce kabahatlerden çıkarılıp SUÇ kapsamına alınması gerektiğini dile getirdi ve bunun için bütün güçleri ile çalıştıklarını söyledi. Örneğin, Çiğlide yaşanan bu korkunç olayın faali de hayvana zarar vermekten değil Genel Güvenliği Tehlikeye Sokmaktan savcılığa sevk edildi!
5199 sayılı kanun maalesef hayvanları bir mal gibi görüyor. Hatta sahipsiz hayvanların değeri bir EŞYA kadar bile olamıyor. Tabi kanunun can sıkıcı kısımları sadece bunlar değil, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerden tutun sirklere kadar birçok şey de bu kanunla korunmakta! Bu yüzden bu kanunun acilen değişmesi gerektiğini söylüyoruz. Hayvanların da insanlar kadar bu dünyada yaşam hakkı olduğu bilincini herkese aşılamamız gerekiyor. Şu şartlarda bir insan için yaşam ne kadar zorsa bir hayvan için binlerce kat daha zor ve bunun üstesinden gelmek bizim elimizde!