Plastikler, hafiflik, esneklik, dayanıklılık ve kolay işlenebilme nedeniyle günlük hayatımızın her alanında kullanılan polimerik malzemelerdir. Son 70 yılda dünyadaki plastik tüketimi katlanarak artmış ve artmaktadır. Metabolic Balance’ın yaptığı bir araştırmaya göre 2050 yılına kadar, dünya yüzeyine 33 milyar ton plastik atığın daha ekleneceği tahmin edilmektedir. Bilindiği üzere artık plastikler her yerde, hayatımızın her alanında yer alıyor. Mutfak eşyaları, paketleme, otomotiv, inşaat, beyaz eşya, makina, oyuncak, bahçe malzemeleri, tekstil, hatta şampuan, deterjan, yüz temizleme malzemeleri, deodorantlar, diş macunları gibi temizlik ve kişisel bakım ürünlerine kadar her yerde plastiğe rastlayabiliyoruz. Metabolic Balance artık bu çağı “Plastik Çağı” olarak adlandırıyor.
PLASTİK TÜRLERİ VE SAĞLIĞA ETKİLERİ
Bu yazımda size yapılan araştırma sonucunda yayınlanan basın bültenini sunacağım. Günümüzde dayanıklı/dayanıksız, sert/yumuşak, tek kullanımlık/çok kullanımlık gibi farklı türlerde plastikler bulunmakta, bu plastik türleri özellikle gıda ambalajlarında kullanılmaktadır. Plastik ürünlerin içerdiği Bisfenol A ve Flalein adlı maddelerin, gıdaya geçtiği takdirde, kanserojen etkilerinin yanı sıra, tiroid bezini, pankreası, kadınlarda yumurtalıkları, erkeklerde ise testisleri etkilediği ve kısırlığa neden olduğu, plastik ürünleri fazla kullanan kişilerde, özellikle karaciğer enzimlerinin yükseldiği ve karın yağlanmasının arttığı da tespit edilmiştir. Ayrıca bu maddeler çocuklarda genetik yapıyı değiştirebilmekte, davranış bozukluklarına sebep olabilmektedir. Gerek dayanıklılığı arttırmak gerekse farklı ve istenilen özellikte ürün elde etmek amacıyla plastik üretiminde Bisfenol A’nın (BPA), kurşun, bakır, kadmiyum gibi ağır metallerin, fitalat gibi zararlı olabilecek katkı maddelerinin kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca plastikler lipofilik (yağda çözünen) özelliktedir ve PBDE, DDT, PAH, PCB gibi çeşitli kalıcı organik kirleticileri ve zehirli pestisitleri (tarım ilaçları) emerek yüzeylerinde taşıyabilmektedir. Mikron boyutundaki plastikler; bu organik kirleticilerin besin zinciri yoluyla bir üst sınıftaki canlılara aktarılmasına aracılık etmektedirler. Bu açıdan, plastiklerin sağlığa etkilerini en aza indirebilmek için, ambalajlarda yer alan numaralara dikkat etmek, numarasız olan, üzerinde 3, 6 ve 7 numarası bulunan plastik maddeleri gıdalardan uzak tutmak ya da bunlarla ambalajlanmış gıdaları satın almamak gerekmektedir. Ayrıca, plastiklerin içindeki herhangi bir sıvıyı dondurmamak ya da ısıtmamak gerektiği, asitli ve tuzlu gıdaların plastiğin yapısını bozarak bisfenolün gıdaya geçmesini kolaylaştırıldığı unutulmamalıdır.
MİKROPLASTİKLER
5 mm’den küçük olan plastik parçacıklarına “mikroplastik” denir. Tek bir cilt temizleme (peeling) ürünü 360 bin adet mikroboncuk (microbeads) içerebilmektedir. Bu mikroboncuklar, lavabodan kanalizasyona, oradan da, ileri arıtması olmayan atık su arıtma tesisleri aracılığıyla doğal su kaynaklarına geçebilmektedir. Günümüzde, mikroplastiklerin yüzde 20’sinin denizlere döküldüğü, kalan yüzde 80’lik kısmının ise atıklar, çöpler ve kanalizasyon aracılığıyla karada yer aldığı, çok küçük moleküller olduğundan dolayı rüzgarla kolaylıkla dağılabildiği bilinmektedir. Dünya çapında kontaminasyon derecesinin anlaşılması için bir örnek vermek gerekirse, tüm ülkelerden alınan musluk suyu analizlerinde mikroplastiklerin bulaşma oranının yüzde 83 olduğu tespit edilmiştir. ABD’de bu oran yüzde 94 olarak en üst seviyededir. Mikroplastiklerin özellikle tuzda, midye, balık gibi su ürünlerinde, şeker, bal, hatta bira, soda gibi içeceklerde ve iç/dış hava örneklerinde mevcut olduğu da bilinen bir gerçek. Ekim 2018’de Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesince yürütülen bir pilot araştırmada, Finlandiya, İtalya, Japonya, Hollanda, Polonya, Rusya, İngiltere ve Avusturya’dan 8 gönüllünün dışkısı bir hafta süreyle takip edilerek tümünde mikroplastikler bulunduğu tespit edildi. Mikroplastiklerin sindirim sistemine bulaşmasının bazı balıklarda ve farklı hayvan türlerinde hasara sebep olduğu bilinmekteyse de bunun insan sağlığı açısından ne gibi sonuçlar doğuracağı henüz net değildir ve bu konuda daha ileri araştırmalar yapılması gerekmektedir.
Günün Vegan Tarifi
Vegan Tatlı Sandviç
Malzemeler
500 gram tuzsuz yer fıstığı
2 yemek kaşığı pekmez
1 yemek kaşığı sıvı yağ
1 parça tuz
Muz
Öncelikle fıstıkların kabuklarını soyuyoruz. Daha sonra hazırladığımız fıstıkları bir tavaya koyarak, 5-6 dakika kadar kavuruyoruz. Bu işlemden sonra fıstıkları robota koyun ve püre kıvamına getirin. Ardından içerisine diğer malzemeleri de ekleyerek karıştıralım. Bir kavanoza koyarak buzdolabında birkaç saat bekletelim. Son olarak hazır olan fıstık ezmelerimizi dilimlediğimiz muzların arasına sürelim. (www.vegantarifler.com)