Türkiyede kadının siyasetteki yeri konusu maalesef ülkemizde hala tartışılmaya devam etmekte. İnsanlara biçilen toplumsal roller, kadının aktif siyasi hayata katılmasına engel olmakta. Cinsiyete bağlı toplumsal iş bölümü, kadının evde oturup çocuklarına bakmasını ve bunun gibi birçok şeyi dikte ettiği için, siyaset gibi alanların erkek egemenliği altında kalmasına neden oluyor. Bu da bana kalırsa siyasetin erkekleşmesine, sadece Türkiye için değil tüm dünyada da siyasi şiddetin artmasına yol açıyor. Bu yüzden kadınların karar mekanizmalarına dahil olmaları, ülkelerin barış ve refah içinde yaşamasının önünün açılmasını sağlayacaktır.
Tabi ki kadınların siyasi hayata dahil olması, eril düşünce ile hareket etmelerine yol açmamalı. Kadınların, siyaset içerisinde erkeklere uyum göstermemesi, tam tersi erkeklerin kendilerine uyum göstermesini sağlamaları lazım. Yani bir bakıma siyaset, erkekleştirilmiş halinden sıyrılıp kadınlaştırılmalıdır. Böylece, daha eşit ve adaletli bir siyaset yapılabilecektir.
Kadının siyasete katılımını destekleyen, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER), bu noktada kadınları teşvik edici çalışmalar yaparak, kadının aktif siyasi hayata bir an önce katılması gerektiğini vurguluyor. Kadınların ve erkeklerin her alanda eşit olarak temsil edilmesi gerektiğini söyleyen dernek, kadınların üst düzey yönetimlerde, özellikle de siyasette, eşit temsilden hala çok uzak bir konumda olduklarını belirtiyor. KA.DER, kadının deneyimlerini ve çözüm üretme yeteneğini sosyal ve siyasal alanlara kazandırmak amacıyla Mart 1997den beri çalışmalar yürüterek, seçimle ve atamayla gelinen tüm karar organlarındaki kadın temsil oranlarını yükseltmek için çalışıyor. Geçtiğimiz gün görüştüğüm KA.DER İzmir Şube Başkanı Sema Övgün, mecliste koltuğu bulunan 4 partinin İzmirden kadın adaylarını buluşturduğu toplantılarının, Türkiyede birlik ve beraberliğin sağlanması için çok önemli bir adım olduğunu ifade etti bana. CHP, HDP, AK Parti ve MHPnin kadın adaylarının tek bir toplantıda buluşarak birbirlerini tanıması, birbirleri ile görüş alışverişinde bulunması gerçekten de takdir edilecek bir davranış. Özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçelinin, HDPnin olduğu yerde ben ve partim olamaz şeklindeki tavrını alaşağı eden bu hareket, kadınların bir arada eşit ve adaletli bir toplumu inşa edebileceğinin göstergesi oldu.
KA.DER gibi birçok kuruluş, kadının siyasetteki yerinin sağlamlaştırılması için çalışmalar yapsa da bu tek başına maalesef yeterli olmuyor. Yapılması gereken, tüm kadınların bilinçlendirilmesi, kadınların içindeki gücü keşfetmelerini sağlamak olmalıdır. Partilerin de kadınlara ayırdığı kota, göstermelik olmaktan çıkmalı, bizim partimiz sizin partinizden daha çok kadın aday gösteriyor yarışından öteye geçmelidir.