Sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma kavramları çevresel bozulmanın giderek arttığı dünyamızda son birkaç on yılın en çok tartışılan konuları arasında yer almaktadır. Sürdürülebilirlik konusu, enerji, ekonomi ve çevre üçgeninin tam merkezinde bulunmakta, bu nedenle de hükümetler ve hükümetler arası örgütlerin yanı sıra, sosyal bilimcilerden fen ve doğa bilimcilerine, politikacılardan yerel ve uluslararası çevre örgütlerine kadar uzanan çok geniş bir yelpazede tartışılmaktadır.
Son yılların favori kavramı sürdürülebilirlik hemen hemen her sektörde sıklıkla anılmaktadır. Peki nedir bu sürdürülebilirlik, ne işe yarar? Bugünkü yazımda sizlere bu kavramdan bahsedeceğim.
Sürdürülebilirlik kelime anlamı itibariyle daimi olma yeteneği olarak adlandırılmaktadır. Özellikle ekolojide kullanılan bu kavram, biyolojik sistemlerin çeşitliliğinin ve üretkenliğinin devamlılığının sağlanması anlamına gelmektedir. Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonunun 1987 yılı tanımına göre, 'İnsanlık, gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçlarını temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir” denmektedir.
KAYNAKLARIN ÖNEMİ
Hepimizin hayatı doğal kaynaklara bağlı bulunmaktadır. Doğal kaynaklar da bilindiği üzere sonsuz değildir ve bir gün tamamen yok olma tehlikesi ile karşılaşacaktır. Burada devreye giren sürdürülebilirlik kavramı, sağlandığı zaman insan ve doğa arasında bir denge oluşturur ve kaynakların planlı ve insaflı bir biçimde kullanılmasını sağlar. Peki sürdürülebilirlik kavramı ile denge nasıl oluşturulmaktadır? İnsanlar seçimlerini doğru yönlendirdiği ve doğal kaynakları geleceği de düşünerek israf etmeden planlı bir biçimde kullandığı takdirde, sürdürülebilir bir ekoloji hayatımıza da yavaş yavaş entegre olacaktır. Teknolojik gelişmeleri, dünyanın iklimini, çevrenin özelliklerini, enerji ve doğal kaynakları iyi analiz ettiğimiz zaman, planlı bir biçimde de yaşamaya başlayabileceğiz. Bu da hem kısa hem de uzun vadede, doğal kaynakların yavaş yavaş yok olmasına engel olacaktır. Sürdürülebilirlik kavramı, yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte yürütüldüğü zaman, daha sağlıklı sonuçlar elde etmemizi de sağlayacaktır. Bir şeyi, bir kaynağı sürdürülebilir hale getirebilmek için öncelikle ona değer vermemiz sonrasında ise koruma altına almamız gerekmektedir. Yaşamımızı sürdürmemiz için bize gerekli olan tüm doğal kaynakların değerini bilmezsek eğer ileride büyük problemlerle yüzleşmemiz kaçınılmaz olacaktır. Keza zaten son yıllarda sıklıkla küresel ısınmanın olumsuzluklarını yaşıyoruz. Bir şeyin sürdürülebilirlik kavramı ile anılması için o şeyin kendi doğal ortamında, doğal bir biçimde yaşıyor olması gerekmektedir. Yani olan kaynaklarımızı bozmadan, yaşam döngüsünü kırmadan ya da hayat şartlarını engellemeden koruduğumuz sürece, sürdürülebilirlikten rahatlıkla bahsedebiliriz.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA
Sürdürülebilir kalkınma, ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme yöntemine verilen isimdir. Sürdürülebilir kalkınmanın tam tanımı şu şekilde vermek doğru olacaktır: “İnsan ve doğa arasında denge kurmak suretiyle, doğal kaynaklara zarar vermeden, kaynakların bilinçli olarak tüketilmesini sağlayarak; gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılanmasına ve kalkınmasına imkan verecek şekilde bugünün ve geleceğin yaşamının ve kalkınmasının planlanmasıdır. Kalkınmanın odağında insan vardır ve sürdürülebilir kalkınma; sosyal, ekonomik, ekolojik, mekansal ve kültürel boyutlarla insanın yönetiminde şekillenmektedir.”
Temel olarak sürdürülebilir kalkınma yesilkutu.net sitesindeki kategorilendirmeye göre;
Ekonomik açıdan, dünya piyasalarıyla rekabet edebilen, insanların temel ihtiyaçlarının uygun şekilde karşılandığı, refah düzeyini yükseltici,
Toplumsal açıdan, hakkaniyetçi, eşitlikçi; dezavantajlı grupları kapsayıcı ve yaşam kalitesini yükseltici,
Çevre ve doğal sistemler açısından önleyici/koruyucu/iyileştirici/destekleyicidir.
Çevreye duyarlı bir yaklaşımla yaşamanın sonucunda sağlıklı toplumlar oluşmaktadır. Sağlıklı toplumların ekonomik refah içinde yaşantısı da sosyal sürdürülebilirlik olarak adlandırılmaktadır. Tüm bu kavramlara bakıldığı zaman ise sürdürülebilirlik kavramının diğer tüm kaynaklarla bağlantılı olduğu ve hayatımızı ne şekilde yönlendirdiği belli olmaktadır.
ÇEVREMİZİ KORUYALIM
Eğer gelecek nesillere güzel bir dünya bırakmak, ya da en basiti şu an güzel bir dünyada yaşamak istiyorsak, öncelikle çevremizi korumayı öğrenmeliyiz. Sürdürülebilirlik, yenilenebilir enerji, doğayı ve çevreyi koruma gibi kavramlar ele alınarak farkındalık yaratmalı, dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirmeliyiz.
KUTU KUTU KUTU
Çevreyi korumak, sürdürülebilir bir yaşam oluşturmak istiyorsak bu kavramları da bilmeliyiz;
Karbon ayak izi: Birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür. Günümüzde karbon ayak izinin verdiği zararları nasıl minimuma indirebileceğimiz hakkında birçok çalışma bulunmaktadır. Çevreyi korumak istiyorsanız öncelikle bu kavramı araştırmalısınız.
Permakültür: Sürdürülebilir tarım ya da permakültür, doğadaki insan yerleşimlerini, doğal ekosistemlerden örneklenen ziraat uygulamaları ve sürdürülebilirlik görüşüne göre uygulayan bir ekolojik tasarım anlayışıdır. Permakültür yaşamın, doğal ekosistemlerdeki çeşitliliğe, istikrara ve dirence sahip, tarımsal verimliliğe yönelik ekosistemlere uygun olarak tasarlanması ve sürdürülmesidir.