Kurban Resmi

Uyum Dili Kullanılmalı


  • Oluşturulma Tarihi : 08.08.2019 07:24
  • Güncelleme Tarihi :
Uyum Dili Kullanılmalı yazının resmi

Suriyeli mültecilere yönelik algı araştırmasını tamamlayıp ilgili sivil toplum kuruluşları ile sonuçlarını paylaşan İNGEV, çalışmanın temel verilerini “uyum dili” kullanma çağrısı ile birlikte yayınladı. İNGEV Toplumsal Araştırmalar Merkezi (İNGEV TAM) tarafından hazırlanan rapordan çıkan temel değerlendirmeler şu şekilde:
Suriyeliler somut hayati tehlike nedeni ile ülkemize sığındı:
Ülkesini terk etmek zorunda kalan kişilerin durumu ile ilgili olarak insanlık birçok deney yaşadı,
tecrübe biriktirdi. Halen dünyada 71 milyon mülteci insan var. İnsanlığın bu tecrübeleri
Birleşmiş Milletler çevresinde biriktirildi ve çözüme yönelik kurallara bağlandı. Mültecilik
dünyadaki en zor statülerden birisi olarak kabul edildi. Bu insanların hayatlarını yeniden inşa
etmelerine destek vermek politikaların temel ilkesi oldu. Ülkemize sığınan 4 milyona yakın
Suriyeli de doğrudan tarafı olmadıkları bir çatışmanın ortasında kalmıştı. Birçok farklı örgütün
ve devletin müdahil olduğu bu çatışma ortamında hayatlarını sürdüremez hale gelerek ülkemize
sığındı.


Ortalama yaş 21, kişi başına aylık gelir 252 TL:
Ülkemizdeki Suriyelilerin ortalama yaşının 21 olması da çocuk ağırlığından kaynaklanır. Ortalama 6,2 kişilik hanelerde yaşamaktadırlar. Kişi başına gelirleri 252 TL gibi bir rakamla aşırı yoksulluk sınırının altındadır. Türkiye’deki en büyük memnuniyetleri güvenlikli (ölüm tehlikesi olmayan) bir ortamda yaşıyor olmaları (yüzde 84). En büyük endişeleri ise ailenin geleceği (yüzde 71).  Günlük hayat iletişimi büyük ölçüde kendi aralarında sürmektedir. Kayıt dışı çalıştırma ve ücretlendirmeye bağlı olarak geçimlerini temin etmek durumundadırlar. Genellikle yerli iş gücünün tercih etmediği alanlarda 750 bin civarında Suriyeli kayıt dışı koşullarda çalıştırılmaktadır. Öte yandan, girişimci Suriyeliler 8 binden fazla şirket kurmuşlardır.
Geçici Koruma Statüsü, temel haklar ve sınırlı özgürlükler tanır:
Ülkemizdeki Suriyelilerin çok büyük bölümü herhangi bir vatandaşlık konumu olmaksızın 99
no’lu kimlikle, geçici koruma statüsü ile yaşıyorlar. Bu statü onların uzun vadeli bir hayat planı
yapmasını engelliyor. Buna karşılık hem uluslararası hukuktan ve hem de ülkemiz hukukundan
kaynaklanan temel haklara ve kısmi özgürlüklere sahipler. BM sözleşmelerinin de bir
yansıması olarak eğitim, sağlık, çalışma hakkı gibi hakları var. Buna karşılık sadece kayıtlı
oldukları ilde yaşayabilmek, bir ilden başka bir ile gitmek için kamu otoritesinden izin almak,
çalışma için özel izin almak zorunluluğu gibi kısıtlılıkları var ve diğer vatandaşlık hak ve
özgürlüklerinden yararlanamazlar.


Toplumun yüzde 40’ı Türkiye’nin insani tutumunu takdir ederken, yüzde 12
Suriyelilerin vatandaş olmasını makul buluyor:
Artan gerginlik eğilimine bağlı olarak Türkiye’nin bu konuda gösterdiği insani tutumu takdir
etme oranında da azalma eğilimi var. Yüzde 40’lık bir kesim bu tutumu takdir ediyor. Buna
karşılık çoğunluk Suriyelilerin geri dönmesini destekliyor. Türkiye’ye entegrasyonları için
çalışmalıyız diyenler de yüzde 17. Algıdaki olumsuz eğilimin bir göstergesi de suça eğilim.
Genel olarak bütün mülteci hareketlerinde suça eğilim ev sahibi ülke vatandaşlarına oranla daha düşük olduğu gibi Türkiye’deki istatistikler de aksini göstermiyor. Ama, toplumun yüzde 44’ü onların suça daha yatkın olduğuna inanıyor. Bir başka veri de yine ev sahibi toplulukla Suriyeliler arasındaki mesafeye işaret ediyor. Toplumun yüzde 55’i çocuklarının Suriyelilerle
arkadaş olmasını istemiyor.


İNSANİ BAKIŞ

Raporun sonunda şu ifadeler kullanıldı: “Ev sahibi ülke olgunluğu ile Suriyelilerin Ülkemiz yaşamına, kültürüne entegre olmasını, varlıklarının bir yük değil, yeni bir çeşitlilik ve enerji kaynağı olmasını sağlayabilmeliyiz. Şehirlerimizde, mahallelerimizde, sokaklarımızda düşmanlıklar değil uyumu desteklemeliyiz. Siyasi tercihler, pozisyonlar ve polemikler insani gelişme ilkelerinin önüne geçmemelidir. Ülkemizdeki Suriyeliler meselesi siyasi pozisyonlara göre yorum yapmayı değil, öncelikle insani ilkelere göre tutum almayı gerektirmektedir. Dini veya etnik grupları bir bütün olarak toplu şekilde suçlayıp düşmanlaştıran tutum ve davranışlar, dünya ve ülkemiz tarihindeki birçok acı olayın yaşanmasında belirleyici olmuştur. Kamuoyunu etkileme imkanı olan kişi ve kuruluşların kullandığı dilin uyumu destekler nitelikte olması gerginlikleri engelleyecek en önemli yollardan birisidir. Bütün siyasi partileri, medya kuruluşlarını, fikir önderlerini konu ilgili görüş beyan eden herkesi gerginlikleri azaltan ve sosyal uyumu destekleyen bir dil kullanmaya davet ediyoruz.”


Günün Vegan Tarifi
Patatesli Krep
Malzemeler
Patates
Öğütülmüş kuru nane
Tatlı kırmızı toz biber
Tuz
Zeytinyağı
Patatesi iri iri rendeleyin. Kağıt havlu ile fazla suyunu alın. Nane, kırmızı toz biber ve tuzu ilave edip homojen hale getirin. Tavaya yağ dökün.Patatesi tavaya alın, düz bir kaşık / spatula ile bastırıp eşit olarak dağıtın. Kızarırken ara ara bastırmaya devam edin.  Altı hafif kızardıktan sonra diğer tarafını çevirin. Diğer tarafı da hafif kızardıktan sonra düz bir tabağa alın. (www.vegansef.com)

Uyum Dili Kullanılmalı
Neşe Yavuz
Yazarımız Kim ?

Neşe Yavuz