Daha öncelerde defalarca buradan sizlerle paylaştığım fayton işkencesi, atların canını almaya devam ediyor. Her ne kadar teknoloji gelişse bazı bölgelerde elektrikli faytonlar kullanılmaya başlansa da İstanbul ve İzmir gibi turist çeken büyükşehirlerde atlı fayton kullanımı devam ediyor.
Kendi kentimden örnek verecek olursam; İzmir’in Konak ve Karşıyaka ilçelerinde insanları eğlendirmek üzere uygulanan fayton geleneği, hayvanlara tarif edilemez acılar yaşatıyor! Aşırı sıcak, soğuk ve yağmurlardan etkilenen atlar, sağlık durumlarıyla alakalı ciddi problemler yaşıyor. Elimizde bu konuyla alakalı birçok video ve fotoğraf bulunsa da maalesef yerel yönetimler hala bu konuyu çözüme kavuşturmuyor. Koskoca 2 kent İzmir ve İstanbul’un turist çekmesinin sebebi sanki faytonlarmış gibi davranılmaya devam ediyor. Atların sistematik olarak işkence gördüğü bu durum bildiğiniz gibi sürekli yaşanıyor, sadece maalesef ufak bir kısmı bize ve basına yansıyor. Yani aslında görmediğimiz karanlık tarafta atlar çok daha büyük acılar çekiyor, çekmeye de devam ediyor.
İŞKENCE NEDEN BİTİRİLMİYOR?
Günümüz teknolojisinin gelişmesiyle beraber artık insanlar için tüm işlevini yitiren faytonların, keyif için kullanılması insanların tüm vicdansızlığını da gözler önüne seriyor. (İşlevi (!) olsa dahi tüm sömürülere karşıyız, karşı durmalıyız!) Tüm Türkiye’de her yıl birçok at insanların faytona binme nostaljisi fantezileri yüzünden hayata gözlerini yumuyor. Hayatını kaybetmeyenler ise çok büyük acılar içerisinde yaşamaya mahkum ediliyor. Yıllardır süren bu korkunç sömürü düzeni sırf insanlar biraz daha eğlensin diye acımasızca devam ettiriliyor. Türkiye’de özellikle İstanbul ve İzmir’de devam eden bu zulüm geleneği, hayvanların bir deri bir kemik kalmasına, acı çekmesine yol açıyor. Çok ağır bir sömürü sisteminde kaybolan atlar, normalde ortalama 25 sene yaşayabiliyorken, faytona koşuldukları zaman bu ömür yaklaşık 15-20 sene düşüyor! Hayatını bu sebeple kaybeden tüm atlar, acılı ve ağrılı bir ölüme mahkum oluyor. Ve bu döngü her seferinde yeni atların getirilmesi ile devam ediyor.
Sadece İstanbul Adalar’da; her yıl 400’den fazla at, fayton kazaları, bakımsızlık, kötü muamele, uygunsuz yaşam koşulları, sakatlanmalar ve mezbahaya gönderilmeleri sonucunda acı çekerek yaşamını yitiriyor. Birçoğu fayton kazalarında ölümcül darbelerle kıvranarak son nefesini verirken, bazıları da bakımı külfetli geldiğinden, kışın ormana terk edilerek bakımsızlıktan can veriyor.
ELEKTRİKLİ FAYTON
Geçtiğimiz aylarda bir firma tarafından Denizli’de üretimi yapılan elektrikli fayton Diyarbakır’da görücüye çıktı. Tarihi Sur İlçesi’nde gezintiye çıkan ve bazı vatandaşların kısa süreli binme fırsatı da bulduğu fayton, renkli görüntüler oluşmasına neden oldu. Vatandaşlar elektrikli faytonu kullanmaktan hoşlanırken aynı zamanda atlara eziyetin ortadan kalkmasına da sevindi. Olay faytona binmekse, elektrikli faytonlar hayvanların da bu eziyetten kurtulmasına en güzel çarelerden birisi. Biliyorsunuz Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, kent merkezinde atların yük ve insan taşımada kullanılmasını yasaklamanın ardından, yasağa dikkat çekmek için nikahını kıyacağı çifti elektrikli faytonla gezdirmişti. Başkan Sözlü, 19 Ağustos’ta sosyal medya hesabında bir atın yaralanması görüntüsünü paylaşarak, Adana’da atların yük ve insan taşımacılığında kullanımının yasakladığını açıkladı. Sözlü, “Atlar trafikten olumsuz etkileniyor. Bir kargaşada onların canına mal olacak kazalar meydana geliyor. Taşıt olmayan İstanbul Büyükada gibi yerlerde de hava sıcaklıkları hayvanları olumsuz etkiliyor. Modern çözüm yöntemleri var. Bugün elektrikli, karbon salınımı düşük imal edilen, nostaljik ve geleneksel araçlar var. Bizim faytonumuz bunlardan bir tanesi” ifadelerini kullanmıştı. Keşke her belediye başkanı Sözlü gibi vicdanlı ve vizyon sahibi olsa.
VATANDAŞ ÇABALIYOR
Geçtiğimiz haftalarda İstanbul Adalar’da atların faytonlarda sağlıksız şekilde kullanılması tepki çekerken Adalar’a girişlerine izin verilmeyen 14 at, Yük Hayvanlarını Koruma ve Kurtarma Derneği Başkanı Okan Oflaz'ın girişimleriyle satın alınıp özgürlüklerine kavuşturuldu. Atlar gönüllülere verilebilecek, tek şart yük hayvanı olarak kullanmamak.