Kurban Resmi

Yabancılaşma


  • Oluşturulma Tarihi : 08.06.2019 10:44
  • Güncelleme Tarihi :
Yabancılaşma yazının resmi

ilindiği üzere “yabancılaşma” kavramı günümüzün vazgeçilmez konularından birisidir. Bu kavram özellikle siberpunk gibi akımlarda da sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Ali Şeriati’ye göre yabancılaşma; “Makinenin insanın insanlığına müdahale etmesi sonucunda ortaya çıkan ve insani yaratıcılığı yok ederek, insanın kendisine, diğer insanlara ve çevresine karşı duyarlılığını yitirmesine yol açan bir süreçtir. Bu durumu teşvik ederek insanın yabancılaşmasının boyutlarını artıran şey ise; tüketmek için var olmak, var olmak için tüketmek”tir. Bu tanımdan da anlaşılabileceği gibi bazı düşüncelerde makineleşme ve yabancılaşma olgusu beraber işlenmektedir. Bu da siberpunk anlatılarında ön plana çıkan temalardan birisidir. İster dizi, ister sinema isterse de roman olsun “yabancılaşma” teması, genellikle ana temalardan birisi olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Distopik kurguların bir alt türü olan siberpunkta da yabancılaşma ve teknoloji ilişkisi ana sorunsal olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna birçok örnek vermemiz de mümkün olacaktır. Bir sonraki yazımda sizlere siberpunk kurgulara örnek vereceğim. 
Bu yazımda siberpunk ve yabancılaşma kavramını “Ghost in the Shell” örneği üzerinden anlatmaya çalışacağım. Ghost in the Shell, Motoko Kusanagi adlı bir syborg ve Kuklacı (Puppet Master) isimli, kimliği meçhul bir hackerin hikâyesini anlatmaktadır. Bu animede atmosfer genel olarak kasvetli ve ağırdır. Bu distopik animede dünya renksiz bir biçimde resmedilmektedir. Kentte yaşayanlar sadece “yaşamak için yaşıyor” imajı vermektedir. İnsanlar genel olarak olaylara karşı tepkisiz, umursamaz ve aynıdır. Siberpunk kurguların hepsinde bildiğiniz gibi teknoloji ön plana çıkmaktadır. Ghost in the Shell’de de teknoloji çok ileridedir. Örneğin bu dünyada insanlar zayıf organlarını yapay organlarla değiştirebilmekte ve bu şekilde sağlıklarına kavuşabilmektedir. Bu dünyada insanlar ve robotlar bir arada yaşamaktadır. İletişim hem hologramlar hem de zihinsel ağlarla sağlanabilmektedir.
Ghost in the Shell dünyasında ana karakter, kusursuz olmasına rağmen bulunduğu dünyaya kendisini yabancı hissetmektedir. Gündelik hayatını tüm kurallara uygun bir biçimde sürdüren karakter, bir yandan da içindeki seslere kulak vermek durumunda kalmaktadır. Bu da onun hem kendi kimliğini hem de bulunduğu dünyayı sorgulamasına yol açmaktadır. Distopik kurgularda, dünya yaşanmaz bir haldedir. Bu kurguların hemen hemen hepsinde gelecek karamsar bir hayalden başka bir şey değildir. Özellikle ön plana çıkan noktalar, yabancılaşma, otoriter devlet yapısı, militarizm ve kapitalizm gibi temalardır. Bu kurguların hemen hepsinde insanlar yabancılaşmanın esiridir. Sürekli olarak “Ben kimim”, “Ne yapıyorum”, “Gerçek olan ne” gibi sorularla boğuşur. Ghost in the Shell örneğinde de olduğu gibi insanlar her daim arayış içerisine girer ve bu arayışa öncelikle kendisinden başlar. 
Bireylerde, modernleşme ile beraber yabancılaşma oluşmaya başlar.  Yabancılaşma kavramı, kişinin kendi benliğinden, çevresinden ve sosyal yaşamdan uzaklaşmasını ifade eder. Hemen hemen her distopik kurguda yabancılaşma kavramını derinden hissederiz. 
Bireylerin geleneksel iletişim biçimlerinden ziyade; sosyal ağlar üzerinden iletişim kurmayı tercih etmesi, yabancılaşma ve yalnızlaşmayı getirmektedir. Yaşanan teknolojik gelişmelerle beraber alışkanlıklar, düşünceler, duygular değişmekte, sanal kültür adı verilen bir kavram ortaya çıkmaktadır. Hal böyle olunca da sosyal yaşantıda değişimler meydana gelmekte ve bireyler gün giderek daga da yalnız bir hale gelmektedir. Günümüzde ciddi anlamda yaşanan bu yabancılaşma olgusu, distopik eserlerde de kendisini göstermektedir. Bu eserlerden ve yaşantımızdan yola çıkarsak, teknolojinin gelişmesiyle beraber yabancılaşma olgusunun şiddetini arttıracağını söyleyebiliriz.
KUTU
“Bizi Eylemlerimiz Tanımlar”
Ghost in the Shell’in ana karakteri Motoko, “bizi eylemlerimiz tanımlar” der. Motoko burada bir gerçekliğe ulaşmaya ve bunu sorgulayarak yapmaya çalışır. Motoko sorgulamayı da şu sözlerle yapar: “Sanırım benim gibi cyborgların kökenleri hakkında paranoyak olma eğilimi var. Bazen olduğumu düşündüğüm kişi olmadığımdan şüpheleniyorum. Sanki uzun zaman önce ölmüşüm, biri beynimi alıp bu vücuda yerleştirmiş. Belki de hiçbir zaman gerçek bir ben yoktu. Belki de ben, şu şey gibi tamamen yapayımdır.”
Günün Vegan Tarifi
Yaz Salatası
Malzemeler
Marul
Bebe turp
1/2 sb iç bakla(haşlanmış
1 kayısı
1/2 kırmızı biber
1 yk sirke
3 yk zeytinyağı
Tuz
Yıkayıp kuruladığınız ve gelişi güzel kestiğiniz marul yapraklarını salata tabağına alın. Fındık turpları mümkün olduğunca ince dilimleyin, kırmızı biberleri küp küp doğrayın, kayısıyı dilimleyin. Salata sosunu, sos malzemelerini karıştırarak hazırlayın. Sosun yarısını marul yapraklarıyla iyice harmanlayın. Diğer salata malzemelerini marul yapraklarının üzerine koyup sosun geri kalanını da malzemelerin üzerine dökün. (yemek.com)
 

Yabancılaşma
Neşe Yavuz
Yazarımız Kim ?

Neşe Yavuz