İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, önceki gün gerçekleştirdiği basın toplantısıyla 2019 Mart’ında yapılacak yerel seçimlerde aday olmayacağını açıkladı. Her ne kadar beklenen bir davranış olsa da birçok insan bu açıklama nedeniyle şaşkınlık yaşadı. İşin ilginç yani Kocaoğlu aday olmayacağını ve ZİRVEDE bıraktığını açıklarken, İzmir’in altyapı problemleri aynı gün sel ve su taşkını şeklinde kendini göstermeye devam ediyordu. İronik değil mi?
Her neyse konumuz İzmir’de yapılamayanlar ve yapılmayanlar değil. Şimdi asıl husus İzmir’e nasıl bir belediye başkanı gerektiği. İzmir’de ciddi anlamda ilçe belediyeciliğini başarı ile yürüten isimler bulunuyor. Bunların başında da Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer geliyor. Açıkçası benim senelerdir gönlümden geçen bir isim ve umarım CHP tarafından aday gösterilir. Soyer’in başkan olması halinde İzmir’in birçok yönden şaha kalkacağına bütün yüreğimle inanıyorum. Başka isimler de adaylık için geçiyor tabi ama şimdi tek tek hepsinden bahsetmeyelim. Bahsetmemiz gereken konu İzmir’in sıkıntıları ve bu sıkıntılarla mücadele edebilecek VİZYON sahibi bir belediye başkanı. Bu yazımda güzel kentimizde olması gerekenleri tek tek anlatmaya çalışacağım.
Halkın talepleri dikkate alınmalı: Yeni gelecek Büyükşehir Belediye Başkanı mutlaka ama mutlaka halkın taleplerini ve şikayetlerini dikkate almalı. Biliyorsunuz Sayın Kocaoğlu bu konuda büyük sıkıntılar yaşıyordu. ESHOT’tan İZBAN’a kadar İzmirlilerin hayatını direkt olarak etkileyen hiçbir değişimde vatandaşı dinlemedi, bildiğini okudu. Bu da İzmirlilerin ona karşı güveninin azalmasına sebep oldu. Bu nedenle yeni gelecek başkanın mutlaka halkı dinlemesi ve onların düşüncelerini de dikkate alması gerekiyor.
Sosyal belediyecilik anlayışı olmalı: Her ne kadar CHP’li belediyeler, sosyal belediyecilik anlayışı sürdürdüklerini söyleseler de bu birçok ilçede vatandaşlar tarafından kabul edilmeyen bir durum. Bu nedenle mutlaka sosyal hizmetleri ön plana alarak vatandaşın yaşam kalitesinin yükseltilmesi gerekiyor. Örneğin altyapı hizmetlerinin sağlıklı bir biçimde verilmesi ya da ulaşım hakkına darbe üstüne darbe vurulmaması gibi.
Vizyon sahibi olmalı: İzmir Türkiye’nin en önemli kentlerinden birisi fakat hala birçok alanda geri kalmış durumdayız. Potansiyelimiz oldukça yüksek olmasına rağmen, başka kentlerdeki gibi ne ekonomik anlamda ne de kültür sanat anlamında bir türlü şaha kalkamıyoruz. Buna önderlik edecek vizyon sahibi bir belediye başkanına ihtiyacımız var.
Altyapı ayarı: İzmir’in en büyük problemlerinden birisi de bildiğiniz gibi altyapı sorunu. Daha 2 gün önce 20 dakikalık bir yağıştan ötürü Ege Üniversitesi Hastanesini su bastı, hastaları sedyelerle dışarı çıkarmak zorunda kaldılar. Bununla beraber yine altgeçitleri su basmasından ötürü insanlar suya batan arabalarının üstüne çıkarak yardım bekledi. Tüm bunların nedeni ise altyapının yetersiz olması! Bu duruma bir an önce el atılması gerekiyor.
Sokak canlılarına duyarlı olmalı: İzmirliler ciddi anlamda hayvan severler ve bu nedenle yerel yönetimlerin hayvanlara karşı olan tutumunu önemsiyorlar. Mutlaka hem Büyükşehirde hem de ilçelerde veterinerlik müdürlükleri geliştirilmeli, barınaklar yaşanabilecek duruma getirilmeli ve sokak canlılarına gereken önem verilmelidir. Bu şekilde yaşayan, iyi ve mutlu bir kent haline gelebiliriz.
Bisiklet kenti hedefi gerçekleştirilmeli: Sayın Kocaoğlu döneminde atılan adımların yetersiz olduğunu bisiklet süren bir insan olarak rahatlıkla söyleyebilirim. Kentin her noktasını bisiklet yollarıyla donatmak, İzmir’i Avrupa kentleri arasında bile örnek bir şehir haline getirecektir. İnsanlar gidecekleri yere bisikletle gidebilecek bu şekilde hava kirliliğinin de önüne geçilecektir.
FAYTONA HAYIR!
Gelelim benim ve birçok kişinin umursadığı en önemli konuya. Yeni belediye başkanı mutlaka göreve gelir gelmez hayvanlara bin bir işkence çektiren atlı faytonları yasaklamalıdır. Bunun yerine elektrikli fayton uygulamasını getirmeli ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin canlıların hakkına ne kadar önem verdiğini herkese göstermelidir.