Ters köşe: MARKA DEĞERİ!

Bizim ülkece futbol tarzımız artık dünyaya göre çok değişti. Ortak kararımız hiçbir zaman yok. Dört büyüklerin arasındaki p hemen bir taraf seçiliyor ve linç ediliyor.

Şimdi pazar günü Trabzon’da oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçındaki olaylara gelelim. Öncelikle maçın hakemi Halil Umut Meler yüzünden bu olaylar buraya kadar geldi. Aynroblem topluma da yansıyor. Çünkü toplumca artık kutuplaşmayı sever hale geldik. Kim ne derse desin, ülkede sürekli her şeye bir tepki var. Birisi bir yorum yapınca hakemin yönettiği Beşiktaş-Galatasaray derbisinde de sahaya iki şişe atıldı. Bu hakem, o gün hemen agresifleşerek hakemleri yanına çağırırken, TS-FB derbisinde yine su şişesi yağmuru ve meşale atılmasına karşın aynı reaksiyonu vermedi. Bu olaylar, Şampiyonlar Ligi’nde olsa hemen soyunma odasına giderdi ancak Halil Umut hocada maalesef hakem duruşu yok...

Geçen sene Ankaragücü-Beşiktaş maçında bir taraftar (!) hakem ve futbolcu grubu üzerine saldırmaya gelirken Josef De Souza, arkadaşları ve hakemleri korumak için taraftarı engellemek istedi. Josef, kötü bir olayın olmasını önlerken, TFF tarafından bir maç ile cezalandırıldı. TS-FB maçı sonrasında bir taraftar sahaya girdi ve gardı aldı. Amaç belliydi. Şimdi Osayi Samuel, saha içerisinde dayak yemeyi mi bekleyecek yoksa kendini savunamayacak mı? Yapmayın, etmeyin… Sokakta aynı olay olsa herkes bir karşılık verir. O zaman Josef’i yargılayan diğer takım taraftarları, şimdi olay kendilerine yaşananınca tepkileri aynı oldu. Ülkede “Adalet” herkese her zaman lazım...

Son olarak futbol bir eğlence figürüyken artık başka bir boyuta evrildi. Bir sezon içerisinde o kadar çok büyük olaylar gelişti ki... Sorsanız ülke futbolunda “Marka Değeri” derler. Yok efendim, bizde marka. Marka olacaksan, sen bir şeyler üreteceksin. Katma değer yaratacaksın. 2002’den beri her şeyi satan ülkemiz, futbolu da siyasete bulaştırarak buralara gelmesine olanak sağladı. Her başı sıkışan belediye başkanına, valisine, maddi sorun olunca maliye bakanına gidip vergi borçlarını sildirir, birisi arsasını devlete satar sonra bedavaya geri alır sonra tekrar devlete satar. O kadar çok saçmalık silsilesi var ki. Sen, borcunu ödemezsin devlet senin her şeyini sorgular, takip başlatır ama büyük takımlar milyonlarca liralık paraları bir anda sıfırlatır. Senin benim paramı istediğin gibi harca ondan sonra yok efendim bize yardımcı olun. Hadi oradan beee...

Bu olaylar olurken, salı gecesi bir bildirim geldi telefonlara... Ersen Martin, yaşadığı amansız hastalığa yenik düşerek vefat ettiği haberini duyduk, okuduk. O kadar çok üzüldüm ki... Onu ilk kez 1999-2000 sezonunda Altay-Beşiktaş maçında izlemiştim tribünde. O fiziği ile güzel işlere imza atıyordu. Daha sonra onu Göztepe’de izledik. Orada da tekrardan güzel işler yaptı ve güzel hatıralar bıraktı bizlere... Ersen Martin’e Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Bu olaylar olurken, salı gecesi bir bildirim geldi telefonlara... Ersen Martin, yaşadığı amansız hastalığa yenik düşerek vefat ettiği haberini duyduk, okuduk. O kadar çok üzüldüm ki... Onu ilk kez 1999-2000 sezonunda Altay-Beşiktaş maçında izlemiştim tribünde. O fiziği ile güzel işlere imza atıyordu. Daha sonra onu Göztepe’de izledik. Orada da tekrardan güzel işler yaptı ve güzel hatıralar bıraktı bizlere... Ersen Martin’e Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Ters köşe: MARKA DEĞERİ!