2

Şiddetin Normalleşmesiyle Kaybolan Hayatlar


  • Oluşturulma Tarihi : 02.08.2023 04:07
  • Güncelleme Tarihi :
Şiddetin Normalleşmesiyle Kaybolan Hayatlar

Gün geçmiyor ki bir şiddet olayı haberlere yansımasın. En son Esenyurt’taki tekel bayisinde alacak verecek davasından dolayı işlenen ve iki kişinin ölümüyle sonuçlanan olay herkesin kanını dondurdu. Ancak bu şiddet olayı son dönemde gittikçe artan şiddet olaylarının ne ilki ne de sonuncusu olacak gibi görünüyor.
***
Esenyurt’taki vahşetten 2 gün önce de Başakşehir alt yapısında oynayan bir futbolcu bir gün önce yan baktın kavgasına karıştığı bir grup genç tarafından ertesi gün bıçaklanmış ve halen yaşam savaşı vermekte. Bunlar son birkaç günde ulusal gündeme yansıyan vahşet sınırlarında gezen şiddet olayları; haberlere yansımayan daha nice şiddet mağduru var kim bilir. 
***
Son zamanlarda giderek artan şekilde insanın hayvana ve doğaya, aile içinde erkeğin kadına ve ebeveynin çocuğa karşı şiddetine, trafikte çok basit çeşitli nedenlerle birbirini öldürecek hale gelen insanların haberlerine sıklıkla rastlamaktayız. Hatta aile içi şiddet artık sokaklara yansımış ve kanıksanmış durumda ne yazık ki. 
***
Yazılı tarihten bu yana şiddet kullanım biçimi, temelde, taraflardan birinin iktidarca ya da erk bakımından diğerinden üstün oluşu sayesinde, kendi iradesini ötekinin iradesi yerine koyabilmesiyle oluşmuş ve sürmüştür. Şiddet aynı zamanda engellenmişliğin, öfkenin dışa vurumu olarak da karşımıza çıkmaktadır. 
***
Bu noktada, hayal edilen ideal devletin yönetim mekanizmalarında bulunan insanların birbirlerine karşı kullandıkları şiddet dilinin ve dolaylı eylemlerinin toplumsal hayat içerisinde kişilerarası ilişkiler alanına da yansıdığı görülmektedir. Özellikle ekonomik çözümsüzlüklerin ve çaresizliklerin gittikçe arttığı günümüzde, bir sonuç olarak ortaya çıkan öfke ve engellenmişliğin toplumun en üst düzeyinden başlayarak en alt katmanına kadar şiddet dilinde ve eyleminde ortaya çıktığını görmekteyiz.
***
Toplumumuzun şu an geldiği ekonomik çözümsüzlükler ve çaresizlikler sarmalı içinde kaybolmuş ve öfkesini ifade etmek için şiddet kullanmaktan başka bir yol bilmeyen ve bulamayan insanlar en ufak bir sorunla karşılaştıklarında veya engellenmiş hissettiklerinde bildikleri tek iletişim dili olan şiddete başvurmaktadırlar. 
***
Özellikle hukuk sisteminin de giderek daha artan oranda işlevselliğini yitirmesi de şiddeti besleyen unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanlar şiddete başvurarak haklarını aramaya yöneldikleri gibi, özellikle hayvanlara, kadına ve çocuğa şiddet olaylarında zanlıların ya hiç ya da çok az ceza almaları hayvanlara, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin artmasında bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. 
***
Ancak şiddet olaylarının böylesi bir yükselişte olması sürdürülebilir bir durum değildir. Şiddet dili ve eylemleri kurumsal olarak en üst düzeydeki siyasette ve yönetimin her kademesinde yerini dostluk, kardeşlik ve birlik içinde yaşama söylemine ve örnek uygulamalarına bırakmak zorundadır. Şiddetin en önemli panzehiri herkes için hem kanunlar karşısında hem de ekonomik olarak adil ve güvenli bir toplum düzeninin yaratılmasıdır.

Şiddetin Normalleşmesiyle Kaybolan Hayatlar
Prof.Dr. Kamuran Elbeyoğlu
Yazarımız Kim ?

Prof.Dr. Kamuran Elbeyoğlu