Demokrasinin literatürde 500den fazla tanımından bahsedilir. Basitçe adil ve periyodik seçimlerin yapılmasından, bütün hak ve özgürlüklerin sağlandığı, çoğulcu ve katılımcılığın gerçekleştirildiği müzakereci demokrasiye kadarki tüm safhalara demokrasi denmektedir. Bu nedenle, belki de en iyi demokrasi tarifinin Abraham Lincoln tarafından yapıldığına inanılır. Ona göre demokrasi, halkın, halk tarafından halk için yönetilmesidir. Yani halka rağmen halk için denen jakoben anlayış demokrasilerde yoktur. Halkı küçümseme ve ötekileştirme olamaz. Halkı adam etme ya da halkı devlet için var olan bir unsur ve enense olarak görme de demokrasilerde olamaz.
Lincoln tanımın en önemli noktası ve demokrasinin ruhu aslında demokratik katılımdır. Halkın kendisini ilgilendiren konularda söz sahibi olmasıdır. Dört ya da beş yılda bir seçime gitmek önemli bir katılımdır fakat yeterli değildir. Her konuda halkın görüşü ve katılımı esas olmasıdır. Katılım mekanizmaları kurulmalı ve halkın katılımı sağlanmalıdır. Gerekirse yasalar sokağa sorulmalı, köyde ve kentte yasama meclisleri kurulmalıdır. Yerel demokrasi güçlendirilmelidir. Yerel meclisler ve bölgesel karar alma mekanizmaları kurulmalıdır.
Bütün bunlar için seçim sistemi çok önemli bir unsurdur. Öncelikle demokratik ve adil temsili sağlayacak bir seçim sistemi kurulmalıdır. Lider sultasını bitirecek, temsilcileri lidere değil, halka karşı sorumlu tutacak bir seçim sistemi geliştirilmelidir.
Temsili demokraside önemli olan halkın temsil edilmesidir. Temsili belirleyen şey de seçim sistemidir. Yeryüzünün en yüksek barajı olan %10 ile hiçbir zaman temsilde adalet sağlanamayacağı gibi, parti listesi ile herhangi bir temsil de sağlanamamaktadır zaten. Baraj ister %10 isterse %0.1 olsun insan haklarına aykırıdır. Evrensel İnsan hakları beyannamesi 21. Madde bu hususu açıkça belirtmektedir. Herkes, doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkına sahiptir Halkın iradesi hükümet otoritesinin temelidir. Bu irade, gizli veya serbestliği sağlayacak benzeri bir yöntemle genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak ve belirli aralıklarla tekrarlanacak dürüst seçimlerle belirlenir. Madde herkesin katılım hakkından bahsetmektedir. Baraj ise bazı kişilerin katılım hakkını engelleyen bir mekanizmadır. Bu nedenle barajsız bir sistem öncelikle önemlidir.
Barajsız bir sistem ise ancak sağlıklı bir şekilde dar bölge sistemiyle mümkün olabilir. Son demokratikleşme paketi ile tartışılmaya açılan seçim sisteminin değiştirilmesi, daha demokratik bir hale getirilmesi geleceğimiz için zorunludur. Dar bölge sistemi kısa vadede bir partinin işine gelse bile uzun vadede demokratikleşmeye büyük katkısı olacaktır. Dar bölge sisteminde ülke milletvekili sayısı kadar bölgelere ayrılır ve her bölgeden bir milletvekili seçilir. Bu sistem uzun vadede parti içi demokrasiyi sağlar, Milletvekili ile seçmen arasında güçlü bir bağ kurar, Milletvekilini parti liderine değil, halka karşı sorumlu hale getirir ve Meclise gerçek liderleri gönderir.
Basına göre, Hükümet yetkilileri de son zamanlarda dar bölge sistemini tartışmaya başlamıştır. Muhalefete düşen ise, bu tartışmaya katkı sağlamaktır. Geleneksel Türkiye muhalefeti tarzıyla Hükümet önerisi diye karşı çıkılmamalıdır. Aksine getirilen önerileri daha demokratik ve katılımcı hale getirmek için öneriler geliştirmeli. Bu da demokratikleşme ve ülkenin gelişimine katkı sağlayacaktır.