Deprem Korkusuyla Başa Çıkmak: Kaygı ve Sürekli Tetikte Olma Hali
- Oluşturulma Tarihi : 07.11.2025 09:11
- Güncelleme Tarihi : 07.11.2025 09:11
Ülkemizde yaşanan son depremlerin ardından birçok kişiden “Deprem olacak korkusuyla uyuyamıyorum, gün içinde sürekli yer sallanıyor gibi geliyor, en ufak bir seste irkiliyorum” gibi cümleleri sık sık duymaya başladığımız bir dönemdeyiz. Öncelikle yaşadığınız bu endişenin oldukça normal olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bu yaşanılan durumlar anormal bir duruma karşı verilen normal tepkiler olarak değerlendirilebilir. Korku temelindeki en önemli etken korkuyu anlamlandırmaktır. Deprem olacak kaygısı yaşamak Sismoloji Fobisi olarak adlandırılır. Bu yazımda korkuyu anlamlandırıp, bu konuyla nasıl başa çıkabileceğinizi konuşacağız.
Beynin Tehdidi Arama Eğilimi
Deprem bizim en temel güven duygumuzu-yerin sağlamlığını-sarsar. Bu da bizim dünyaya olan güvenimizi sarstığından kontrol kaybı hissi yaşamaya başlarız. Kontrol kaybı hissiyle başa çıkmak için beynimiz kendini bir koruma mekanizması olarak sürekli bir tehdit algısında ve tetikte tutar. Yani sarsılan güven duygusu- kontrol kaybı hissi- tehditleri fark edebilme- sürekli tetikte olma hali döngüsünde devam ederiz. Bu düşünce döngüsüyle en ufak bir sese irkilme, odaklanma güçlüğü, hızlı nefes alışveriş, soğuk terleyen el ayaklar, uykusuzluk gibi artan uyarılmışlık semptomları yaşarız. Bu semptomlar arasında bence en ilginç olanı Phantom Quake (hayali sallanma hissi) yani vücudun sürekli tehlike beklentisinde olması nedeniyle ortaya çıkan, aslında olmayan sallanma hisleridir.
Peki Neden Sürekli Sallanıyormuş Gibi Hissederiz?
Kaygı düzeyiniz arttığında, sosyal medyadaki deprem içeriklerine sıkça maruz kaldığınızda, belirsizlik hissiyle, geçmiş deprem yaşantılarınızla ve denge sistemimizin stresle etkilenmesiyle “sallanıyormuş hissi” yaşarız. Yani aslında tehlike var diye değil, beyin tehlike ihtimaline göre hareket ettiği için bu sinyaller oluşur.
Başa Çıkma Yolları
Belirsizliği azaltmanın en somut yolu evdeki eşyaları sabitlemek, deprem çantası hazırlamak, toplanma alanlarını öğrenmek olabilir. Çünkü bu bizi pasif bir kurbandan, aktif önlem alan bir birey olmaya olanak sağlar. Bir diğer durum ise tabi ki sosyal medya… Haberleri ve sosyal medyayı makul bir süre ile sınırlandırmak, teyit edilmiş kaynaklardan bilgi almak kaygı derecinizde azalmaya sebep olur. Kaygı anında kalp atışının hızlandığını ve nefesinizin sığlaştığını hissettiğinizde bu durumu derin diyafram nefes tekniği (eli karına koyarak, nefesle birlikte karnı şişirip yavaşça boşaltma) ile yavaşlatabilirsiniz. Topraklanma (Grounding) yani kaygı atağı veya hayali sallanma hissi geldiğinde, dikkatini an’a ve somut nesnelere vermeyi deneyin. (Örnek: “Şu an nerede oturuyorum? Odada mavi renkte neler var? Ayaklarımın yerle temasını hissediyorum.”) Günlük rutinlerinize olabildiğince sadık kalmaya çalışmak beyninize her şeyin yolunda olduğu mesajını gönderir. Kaygınız sakinlediğinde mutlaka rutinlerinize geri dönün. Korkularımızı bastırmak yerine, onları güvendiğimiz yakınlarımızla paylaşmanın iyileştirici yönünü de es geçmemek de fayda var. Deprem korkusunun belli bir süre devam etmesi normaldir. Ancak; bu kaygı ve korku, günlük işlevselliği bozmaya (uykuya dalamama, işe- okula gidememe, sürekli panik hali) başladığında bir uzmandan destek almanız önemlidir. Kaygının, bize önlem almamız için sinyal veren bir dost olduğunu hatırlatmak isterim.