Kurban Resmi

İlişkilerdeki Zehri Ayırt Etmek: Toksiklik

Bazen bir bakış, bir cümle ya da sessizlik… İçinde bulunduğunuz ilişkinin size iyi gelip gelmediğini düşündürmeye yetiyor. Çünkü her bağ iyileştirmez, bazıları yavaş yavaş içten içe yorar. Son günlerde “Bu toksiklik mi yoksa ben mi fazla alınganım? Toksik ilişkilerimden nasıl kurtulabilirim?” sorularını duymaya başladım ve kendi içimde bu konu üzerine uzunca düşündüm. Ama sorun şu ki: Her hatalı davranış toksik midir? Yoksa insanlar, sevseler bile bazen hata mı yapar? İşin ilginç yanı bunu soran ya da düşünen herkes aslında kendi içinde cevabı bilir. 


  • Oluşturulma Tarihi : 30.05.2025 08:19
  • Güncelleme Tarihi : 30.05.2025 08:19

Toksik olanın sadece bir davranış mı yoksa sürdürdüğü bir düzen mi ayrımını yapmak önem kazanıyor. Herkes zaman zaman savunmaya geçebilir. Kimi anlarda bencilce davranabilir, hatta istemeden karşısındakini kırabilir. Bu, insan olmanın bir parçası. Ama toksik ilişki dediğimiz şey, bu davranışların kalıcı hale gelmesidir. Bir davranış tekrar eder, fark edilmez, düzeltilmez ve hatta meşrulaştırılırsa; orada artık bir problem vardır. Sürekli kendini suçlu hissediyorsan, ne yaparsan yap yetmiyorsa, sesin duyulmuyor, değerin görülmüyorsa... belki de sorun senin hassasiyetin değildir. Belki ilişki gerçekten zehirlenmiştir. Her şey “sevgi” adı altında olur ama sen gittikçe kendini kaybedersin. Toksik ilişkiler hep başkalarının başına gelmez. Çok yakınındadır, hatta bazen en çok “seviyorum” dediğin kişidedir. Çünkü sevgiyle zehir aynı bedende bulunabilir. Mesele o zehri ayırt edebilmektir.

Toksisite Nedir ve Sınır Nerede Başlar?

Toksisite, bir ilişkideki (romantik, ailevi, arkadaşlık) tarafların duygusal, psikolojik ve hatta fiziksel sağlığını aşındırmasıdır. Peki bir davranış ne zaman “toksik” olur?
Sağlıklı bir ilişkide, yanlış davranış fark edildiğinde düzeltme çabası olur. Toksik ilişkide ise suçluluk duygusuyla bağımlılık yaratılır, çıkış kapıları kapatılır. Zaman zaman sağlıklı ilişkilerde de toksik davanışlar olabilir fakat ayrım davranışın süreklilik göstermemesi ve telafi edilmesindedir. “Ben seni senden bile kıskanırım” diye başlayan cümleler, başta tutkuyla karışır. Ama zamanla nefesi keser. Nerde, kiminle olduğunun sürekli sorgulanması ve kontrol edilmesi, kıskançlığı sahiplenme sanmak, kendini sürekli açıklamak zorunda kalmak, sorunların konuşmadan görmezden gelinmesi, sürekli yanlış anladığını iddia ederek gerçekliği sorgulatması gibi bir çok davranış bu durumu kapsar. Fakat bir ilişkinin içinde özgürlük yoksa, o sevgi değil bağımlılıktır. Gerçek sevgi seni büyütür, budamaz. Unutma, bir ilişki içerisindeyken yalnız hissediyorsan, zaten yalnızsındır. 
Aile içinde bunu görmek zor olabilir. Aile, ilk bağlandığımız yer. Ama aynı zamanda ilk yaralarımızın kaynağı olabilir. Sürekli kontrol edilmek, küçümsenmek, duyguların geçersiz kılınması, senin iyiliğin için diye başlayan ama sınırları çiğneyen cümleler ve hissettiğin bir çok şey... Ancak sevgi, kontrol etmek, küçümsemek ya da korku yaratmakla gösterilmez.
Bazen aileden bile yakın olan arkadaşlıklarımızda da aynı durum geçerlidir. Bazı arkadaşlıklar, yalnızca sen verdiğinde işler. Senin üzüntün dinlenmez ama onların derdiyle hemen ilgilenmen gerekir. Verdiğin özeni ve değeri almadığını hissedersin. Yanındayken kendin olamadığın, sınır koyduğunda tepki aldığın, yanlış bir şey söylememek için tetikte olduğun o bağ seni tüketir, suçlu ve yetersiz hissettirir. Her başarıda destek yerine sessizlik görüyorsan, “Sana yakışmış ama ben asla giymem” gibi pasif agresif cümleler duyuyorsan ya da artık eskisi gibi değilsin diyerek değişmekle suçlanıyorsan durup o arkadaşlığın hakkında düşünmen gerekebilir. Gerçek arkadaşlık , sadece yanında olmanı değil, kendinde kalmanı da önemser. Gelişmene, dönüşmene ve büyümene direnç göstermez.

Peki, Ne Yapmalı?

Adını Koy: “Bu annem, bu sevgilim, bu can dostum” demeden önce “Bu bana ne yapıyor?” diye sor. Rol değil, davranış önemli. Sorunun sende olmadığını fark etmek güç kazandırır.
İç Sesinle Bağ Kur: Ne hissettiğini, neye ihtiyacın olduğunu ve neyi hak ettiğini yeniden hatırla. Kendinle kurduğun bağ, diğer tüm bağların pusulasıdır. Karşındakini değil, kendini iyi hissetmeye odaklan. Sürekli diken üstündeysen, bu doğallık değildir.
Sınır Koymaktan Suçluluk Duyma: Toksik ilişkilerde sınır koymak bencillik gibi gösterilir. Oysa bu, özsaygının en sessiz ifadesidir.
Küçük Uzaklıklar: Her ilişkiyi bir anda bitirmek zorunda değilsin. Bazen küçük mesafeler, neyin sana iyi geldiğini daha net gösterir.
Profesyonel Destek Al: Toksik ilişkiler zamanla kimliğini bozar. Bir uzmanın aynası, yeniden kendini görmene yardım eder.
Toksik bağlar kader değildir. Onları fark etmek, dönüştürmek ya da vedalaşmak da bir cesarettir. Bazı ilişkiler seni değil yaralarını büyütür. İyileşmek, bazen geride bırakmaktır. Ve bu da bir sevgidir — kendine duyduğun.

 

İlişkilerdeki Zehri Ayırt Etmek: Toksiklik
Senanur Canpolat
Yazarımız Kim ?

Senanur Canpolat