Dişilik Değil, Kişilik Üretimin Gücü 5 Aralık


  • Oluşturulma Tarihi : 08.12.2025 08:56
  • Güncelleme Tarihi : 08.12.2025 08:56

5 Aralık sadece takvimde bir tarih değil, haftalar içinde yer alan büyük bir dönüm noktasıdır. Çünkü bugün, kadının bir “dişi” değil, toplumda aktif olarak yer alan, üreten ve söz sahibi olan bir “kişi” olduğunun tescillendiği günün önemini bir kez daha anlamlı kılmaktadır.

Bu hak, kadınları ayrıştırmanın, geri planda bırakmanın ve pasifize etmenin önüne büyük bir set çekmiştir. Kazanılan bu hak, toplumsal eşitlik ve ilerleme yolunda atılmış devasa bir adımdır.

Günümüzde, dünyanın hemen her alanında kadın ve erkekler, omuz omuza, aynı işlerde çalışarak emek vermekte, koşuşturmakta ve aktif roller üstlenmektedir.

Kadının yaratılıştan gelen çok yönlü ve derin düşünebilme yeteneği, bir toplumun sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürebilmesi ve refah içinde yaşayabilmesi için hayati önem taşımaktadır. Bu yetenek, sadece ev içi meselelerde değil, yönetimden bilime, ekonomiden sanata kadar her alanı kapsayan ve sürdürülebilir çözümler üretilmesini sağlar. Kadınların aktif katılımı, toplumsal ilerlemenin temel taşıdır. Biz kadınlar toplumun omurgası ve geleceğin mimarıyız biz.

Bugünlere gelmemizde, gerici düşüncelerin aksine, tarihte ve günümüzde pek çok güzel örneğin olduğunu biliyoruz. Ancak şurası kesindir ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Atatürk ve devrimleri olmasaydı, 5 Aralık tarihi ve kadınların bu hakları belki de asla gerçekleşmeyecek bir hayal olarak kalırdı.

Biz kadınlar hem anne kimliğimizle hem de ailenin omurgasını oluşturan temel direk olarak, toplumun en kritik rolünü üstlenmekteyiz. Kendi değerimizin farkına varmalıyız. Güçlü aile temelleri kurarken, aynı zamanda eğitime, sanata ve üretime önem vererek ilerlemek vazgeçilmezimiz olmalı. Kadınların daha ileri seviyelere geçerek daha güzel bir dünya inşa etmesi için büyük önem arz etmektedir.

Bu güçlü ve üretken kimliğimize, doğuştan gelen duygusal derinliğimizi ve koruyuculuk yönümüzü eklediğimizde, kadınların bu dünyada gerçekten özel ve özenle donatılmış bir varlık olarak yaratıldığımız gerçeğini daha net görebiliriz.

Eşitlik, ilerlemenin yegâne umududur.

Evet, kadın; sahip olduğu tüm bu özellikler, derinlik ve çok yönlülük ile dünyanın daha adil, aynı zamanda daha merhametli ve daha yaşanabilir bir hale gelmesi için büyük bir hazinedir. Bu hazineyi, akıl, bilim ve eğitim ile birleştirerek, kadının değerini ve anlamını gelecekteki üretimlerimizle ve en önemlisi insan olma erdemiyle buluşturmalıyız. Umudumuz, kadın erkek demeden, insan olarak var olmak. Ayrışmadan, erkeğin bedensel güç üstünlüğü ve kadının zeka yaratıcılığı ile tüm bireylerin eşit ve onurlu bir şekilde ilerlediği bir dünya inşa etmek hedefimiz olmalı.

Bu tarihi günde anladığımız en büyük gerçek şudur. Eşitlik, bir mücadele değil, toplumun geleceğe uzanan değerli ve çok önemli umut ışığıdır.

Bu ışığı erdemle şiddetten uzak ve üretim gücümüzü emeğimizi beceri bilgilerimizi birleştirerek üretmek, hep aydınlıkta kalmak ve Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu önder tarihteki büyük lider Atatürk’e yakışır insanlar olabilmek umuduyla....

Dişilik Değil, Kişilik Üretimin Gücü 5 Aralık
Sibel Atapek
Yazarımız Kim ?

Sibel Atapek