Kurban Resmi

Yazarla Göz Göze: Kitap Fuarlarının Sessiz Gücü


  • Oluşturulma Tarihi : 02.06.2025 08:45
  • Güncelleme Tarihi : 02.06.2025 08:45

Sona eren Aydın Kitap Fuarı’ndan bir yazar ve gözlemci stant sorumlusu yazar olarak sizlere bu konuyla ilgili bir köşe yazısı sunmayı uygun gördüm. Kitap fuarları yalnızca raflara dizilmiş kitaplardan ibaret değildir. Aynı zamanda emeğin, hayalin, sanatın ve düşüncenin halkla buluştuğu alanlardır. Her imza bir temas, her sohbet bir iz, her bakış bir bağ kurar. Okuyucu ile buluşmayı hedefleyen fuarlar bu açıdan çok önem teşkil eder. Çünkü yazarla okur arasındaki bağı harekete geçirip güçlendirme özelliğine sahiptir.
Bu yıl Aydın Kitap Fuarı’na hem bir yazar hem de dikkatli bir gözlemci olarak katıldım. Fuarın genel atmosferi oldukça başarılıydı. Ulaşımı kolay, ferah bir alana kurulmuş, yayınevi çeşitliliği yeterliydi. Stant düzeni, etkinlik alanları ve okurların ilgisi, fuara önem vererek planlandığını gösteriyordu. Özellikle okulların bilgilendirilmesi ve öğrencilerin öğretmenleri eşliğinde fuara yönlendirilmesi, fuarın canlılığına büyük katkı sundu bu noktada Aydın Belediyesi’nin katkısını da belirtmek gerekiyor. Fuarın planlanması, tanıtımı ve halkla buluşturulması konusunda belediyenin kültüre ve kitaba verdiği desteği takdirle karşıladım. Çünkü Belediyeler, bu tür etkinliklerde yalnızca mekân sağlayan değil, kültürün taşıyıcısı olan aktörlerdir. Aydın’da bu rolün içtenlikle yerine getirildiğini görmek umut verici. Ancak bu olumlu tablonun yanında, bazı eleştirileri de dile getirmek gerektiğini düşünüyorum. Özellikle bazı okullardan getirilen öğrenci gruplarında dikkat çeken bir durum vardı: çocuklar fuarla gerçek anlamda buluşamadan sadece 'getirilmiş' oluyordu. Bazı öğretmenlerin öğrencileri kitaplara dokundurmadan, stantlara uğratmadan yalnızca belirli bir yazarın önünden geçirip alandan hızla çıkardığına tanık oldum. Bu tutum, kitap fuarını olumsuz etkilediği inancındayım. Dahası, yalnızca belli yayınevlerine yönlendirme ya da protokol yazarlarına odaklanma gibi sınırlayıcı davranışlar fuarın çok sesli ve renkli oluşunu gölgeler nitelik kazandırıyordu. Kitap fuarları sadece vitrin değil, keşif alanıdır. Her çocuk, her genç her okuyucu bu alanda kendi ilgisini, kendi sesini bulma hakkına sahiptir. Kitapla temas etmeden, yazarla konuşmadan geçen bir fuar ziyareti, yalnızca kalabalıkta dolaşmaktan ibarettir. Bir başka eksiklik de öğretmen rehberliğinde ortaya çıkıyor. Oysa fuar alanında öğretmenin rolü yalnızca öğrencilere refakat edip öylesine getirmek değil, aynı zamanda yönlendirme ve bilinç kazandırmadır. Kitapları gerçekten incelemek, kapaklarına, içeriğine, diline, anlatımına dikkat ederek çocuğun ilgisine uygun olup olmadığını görmek büyük önem taşır. İyi bir öğretmen, örnek teşkil ederek önce kendi incelmeli çocuklara fırsat tanımalı. Bunu yapan öğretmenlerin sayısı az da olsa bu örneğe de rastladım. Kitabı uzaktan seyrederek geçmek, çocuğa kitap sevgisi kazandırmaz; aksine, fuarı sıradan bir geziye dönüştürür.
Tüm bu nedenlerle kitap fuarları sadece okurlar için değil, yazarlar için de anlam taşır. Yazarlık çoğu zaman görünmeyen, yalnız bir üretim sürecidir. O emeğin karşılık bulduğunu hissetmek, bir öğrencinin “Bu kitap beni çok etkiledi” demesi, yazar için en büyük moral kaynağıdır. Kitap fuarları bu yüzden yalnızca kültürel etkinlikler değil; karşılıklı saygının, emeğin ve ilhamın buluştuğu çok özel alanlardır. Aydın Kitap Fuarı hem başarılarıyla hem de eksikleriyle öğretici bir deneyim sundu. Sosyal bilinç ve kültürel farkındalık arttıkça bu fuarların niteliği de gelişecektir. Yeter ki kitapla göz göze gelen çocukların sayısı artsın. Çünkü geleceği, o gözlerdeki ışık ve bilinç inşa edecek., Nice fuarlara

Yazarla Göz Göze: Kitap Fuarlarının Sessiz Gücü
Sibel Atapek
Yazarımız Kim ?

Sibel Atapek