Yazmak Bir Sanat Ama... Trajediye Dönüşmesin


  • Oluşturulma Tarihi : 01.12.2025 08:53
  • Güncelleme Tarihi : 01.12.2025 08:53

Yazmak bir sanattır ama okumadan, gelişmeden ve sadece akla geleni yazmak trajedi demek yanlış olmaz sanırım.

Kalemimizi elimize aldığımızda, çoğumuz bir “sanatçı” edasıyla yola çıkmalıyız. Fikirlerin kağıda dökülüşündeki o büyülü an, bizi başka bir dünyaya taşır. Ancak bu sanatsal eylem, eğer beslenmezse, maalesef ki bir trajik komediye dönüşebilir.

Sanatın ortaya çıkabilmesi nasıl ki derinlik ister ve zamanla üzerine bir şeyler ekleyip derinleştirdikçe keyifli oluyorsa, yazmak da aynen böyledir. Sanatçı, eserini yaratırken malzemesini tanır. Yazarın malzemesi ise dil, bilgi ve düşünce derinliğidir. Yazının asıl gücü, o bir cümle ile binlerce şey anlatabilme yeteneğidir. Bu yetenek, okuyucunun karşısında bıraktığı izin yansımasıdır. Bu nitelikli yazının en büyük kanıtıdır.

Cümle kurabilmek için çok okumak, pratik yapmak ve yazdığımız alanda araştırma yapmak gerekir. Bugün, sosyal medyanın ve anlık düşüncelerin hızında, “yazıyorum” diyen herkesin içine düştüğü en büyük yanılgı budur: Hazırlıksızlık. Okunmayan kitaplar, yapılmayan araştırmalar, göz ardı edilen pratikler... Bunlar olmadan ortaya çıkan metin, sadece düşünce akışının anlamsız bir kaydıdır.

Yazının derinliği, sadece masada okumakla gelmez; hayatın kendisini gözlemlemekle beslenir. İyi bir dinleyici olmak, yazma konusunda büyük önem teşkil eder. Etrafımızdaki dünyayı, insanları, olayları dikkatle dinlemek, kağıda dökülecek fikirlerin en zengin kaynaklarını oluşturduğu düşüncesindeyim. Bu nedenle, şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Gözlemlemek ve yazmak bence kardeş gibidir. Biri olmadan diğeri, eksik kalmaya mahkumdur.

Tüm bu birikimin üzerine, yazarın en büyük sorumluluğu Kendi sesini bulmaktır. Bunlar dışında kendimize has bir tarzımız olmalı. Maalesef, edebiyat dünyasında veya herhangi bir yazı alanında kopyacılık, hazıra konmak veya özenti kalemle yazmaya çalışmak da yazmaya hakarettir bence. Yazmak, var olanı tekrar etmek değil; dünyaya yeni bir bakış açımızı eklemektir.

Eğer kalemin gücü ve iz bırakabilmeyi besleyen bu unsurlar (okuma, araştırma, gözlem ve özgünlük) olmazsa, yazmak, sadece kelime dizmekten öteye geçemez. Gelin, sanatı zanaatla buluşturalım. Okuyalım, araştıralım, dinleyelim ve kendi sesimizle yazalım. Kalemimizin duyulup geniş kitlelerle buluşarak iz bırakabilmesi umuduyla...

Yazmak Bir Sanat Ama... Trajediye Dönüşmesin
Sibel Atapek
Yazarımız Kim ?

Sibel Atapek