Ülkemizdeki Ev Gençleri Verileri Bizleri Derinden Üzmektedir


  • Oluşturulma Tarihi : 16.10.2025 09:14
  • Güncelleme Tarihi : 16.10.2025 09:14

“Bilenler konuşmuyor, konuşanlar bilmiyor.” Lao Tzu
Daha önce yazmıştım; İş yaşamı ile eğitim ve öğretim sürecine devam etmeyen gençler “Ev Genci” olarak adlandırılmaktadır. İngilizce kısaltılmış hali “NEET” olup, açılımı “Not in Education, Employment, or Training” olarak bilinmektedir. Türkiye’de 4 milyonun üzerinde EV GENCİ olduğu tahmin edilmektedir. AB ülkelerinde 15-29 yaş grubundaki ev genci oranı ortalamada %18’ken, Türkiye’de bu oranın %35,6 civarında olduğu sanılmaktadır. Türkiye’de 18-24 yaş aralığındaki yaklaşık her üç gençten biri (%31,3), ne eğitimde ne iş alanındadır. OECD ülkeleri ortalamasında bu oran %14,1’dir. Başka bir ifade ile Türkiye’de 18-24 yaş aralığındaki toplam 8.872.663 gençten 2.777.144’ü ne eğitimde ne iş alanındadır. Türkiye; %31,3 oranı ile Ev Genci’nin en fazla olduğu OECD ülkesidir diyebiliriz. Türkiye’de 18-24 yaş aralığında ne eğitimde ne iş alanında olan kadınların oranı %41,6, erkeklerin oranı ise %22,1’dir. Bu oranla kadınlar erkeklerin neredeyse iki katıdır. OECD ortalamasında ise ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı %14,9, erkeklerin oranı ise %13,4’tür. Ev Gençlerimizin 18-24 yaş aralığında olanların %7,8’i işsiz, %23,6’sı ise çalışmayan ve iş aramayanlardan oluşmaktadır. Türkiye, hem 25-64 yaş aralığındaki lise mezunları (%63) için hem de üniversite mezunları (%75,4) için en düşük istihdam oranına sahip OECD ülkesidir. Türkiye’de 25-64 yaş aralığındaki her dört üniversite mezunu yetişkinden biri (%24,6) iş alanında değildir. OECD genelinde eğitim düzeyi arttıkça işsizlik oranları azalmaktadır.
Türkiye’de lise mezunu olmayan, lise mezunu olan ve üniversite mezunu olan genç yetişkinlerin işsizlik oranları birbirine benzemektedir. Türkiye’de 25-34 yaş aralığındaki lise mezunu olmayanların %11,2’si işsizken, lise mezunu olanların %10,2’si, üniversite mezunlarının ise %10,6’sı işsizdir. OECD ortalamasında bu oranlar %12,9, %6,9 ve %4,9’dur. Türkiye’de ilkokula başlama çağındaki bir bireyin en yüksek eğitim kademesini tamamlayana kadar eğitim hayatında geçirmesi olası süre 2024 yılında 17,2 yıl olarak belirtilmiş. İlkokul çağındaki bir bireyin ortaöğretimi tamamlayana kadar eğitimde geçirmesi olası süre 11,9 yıl, okul öncesi eğitimde ise 1,5 yıl olarak hesaplanmış. İlkokula başlama çağındaki bir bireyin en yüksek eğitim kademesini tamamlayana kadar eğitim yaşamında geçirmesi olası sürenin bir önceki yıla göre toplamda %3,4 azaldığını görüyoruz.
Bilindiği gibi hammaddelerin bitmiş ürünlere dönüşümünü izlemek ve belgelemek için üretimde kullanılan bilgisayarlı sistemler MES diye adlandırılıyor. Yani İngilizce olarak “Manufacturing Execution System. Gelin ülkemizdeki MES verilerini açalım. MES ülkemiz erkeklerinde 2023 yılına göre %3,8’lik azalış ile 16,7 yıl olurken, kadınlarda %3,0’lık azalış ile 17,6 yıl olmuş. Türkiye genelinde MES; 2024 yılında kadınlar için 17,6 yıl, erkekler için ise 16,7 yıl olmuş. İSCED 1-8 kademesinde (yani ilkokul-yükseköğretim aşamasında) MES cinsiyet eşitlik endeksi; 2024 yılında 1,05 olduğu rapor edilmiş. 2018 yılında 0,97 olan endeks, 2024 yılında 0,08 puanlık artış göstererek kadınlar lehine değişim göstermeye devam etmiş. Milli Eğitim Bakanlığını teftiş eden Sayıştay Raporu’ndan bazı alıntıları sizlerle paylaşırsam ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılır. Sayıştay 2024 Yılı Düzenlilik Raporu’na göre; Mili Eğitim Bakanlığı bünyesinde bordrolu ve sözleşmeli personel olarak eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında “1 milyon 41 bin 792” çalışanın görev yaptığını öğreniyoruz. “Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu” ile Millî Eğitim Bakanlığına 2024 yılında 1 trilyon 92 milyon lira ödenek ayrılmış. Yine “Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu” ile Millî Eğitim Bakanlığına 35 milyon 96 bin liralık daha eklenerek, toplam miktar 1 trilyon 127 milyon liraya ulaştığı rapor edilmiş. MEB, bir yılda 1 trilyon 105 milyon liralık harcama yapmış. Milli Eğitim’e bağlık İnşaat Emlak Genel Müdürlüğü tarafından Avrupa Birliği fonlarıyla inşa edilen okullardan geçici kabulü yapılıp eğitim-öğretim faaliyetlerinde kullanılmaya başlananların, “Maddi Duran Varlıklar Hesabına” aktarılmadığı belirlenmiş. Milli Eğitim Bakanlığı’nın taşra birimlerindeki arazi ve arsalar hesabına yapılan borç kayıtlarının henüz tahsis işlemi yapılmadığı da söz konusu Sayıştay raporunda maalesef açıkça belirtilmiş. Milli Eğitim’de görev yapan çalışanlardan emeklilik hakkı kazananların kıdem tazminatlarının eksik ya da hatalı yatırıldığı Sayıştay’ın raporunda ayrıca vurgulanmış. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’nda döner sermayeli kuruluşlara ilişkin yatırdığı sermayelerin, muhasebe kayıtlarında doğru ve gerçekçi verilerle izlemediği belirtilmiş. Ben burada sayfalar dolusu tutan “MEB Sayıştay Usulsüzlük Raporlarından” bazılarını aktardım… 
Eğitimden ve Ev Gençlerinin artışından baş sorumlu MEB’nin, usulsüzlüklerinin ne durumda olduğunu ne kadar yazsak tam olarak aktaramayız. Sevgili gazeteci arkadaşımız Aziz Muhammed Ulubaş’a verilere ulaşmamızda yardımlarından dolayı buradan teşekkür ediyorum. Sorun sadece EV GENCİ sorunu olmayıp, bilinçli ve planlı olarak tüm kurumlar çürütülmektedir. Hepiniz de biliyorsunuz ki çözüm siyasi olup, antifaşist cephe örgütlü olarak çoğaltılmalıdır. Gönül dağımızda boran olsa da tüm iyilerin taşın altına elini koyup kötüler ile örgütlü kötülükle sınıfsal mücadelesi şarttır. Sözlerimi Neşet Ertaş Usta’mızın güzel bir Kırşehir türküsü ile bitireyim…
Gönül Dağı Yağmur Yağmur Boran Olunca,
Akar Can Özümden Sel Gizli Gizli,
Bir Tenhada Can Cananı Bulunca,
Sinemi Yaralar (Yaroy Yaroy Yaroy Yaroy Yaroy Yaroy)
Dil Gizli Gizli Dil Gizli Gizli…
Sevgilerimle…

Ülkemizdeki Ev Gençleri Verileri Bizleri Derinden Üzmektedir
Dr. Mustafa Torun
Yazarımız Kim ?

Dr. Mustafa Torun