Bir kuzunun gözlerine bakarken içinizden geçen şudur:
“Bana zarar vermez.”
Çünkü bilirsiniz ki bir hayvanın, bir ağacın, bir kuşun aklında plan yoktur; hesap yoktur, ihanet yoktur.
Doğa içgüdüleriyle yaşar ve verdiği değeri boşa çıkarmaz.
Oysa insanoğlu.
Aklı, dili ve iradesiyle dünyada tek bir özelliğin taşıyıcısıdır: İhanet etme kapasitesi.
Düşünün: bir köpek, sahibini yıllarca bekler; bir ağaç, köklerini toprağa sarıp gövdesini gökyüzüne uzatır.
Hiçbiri
“Bu bana ne kazandırır?” diye sormaz.
Ama insan, verdiği sözü bir anda bozabilir, dostuna sırt çevirebilir, yılların emeğini bir çıkar uğruna silebilir.
Hayatın içinde defalarca şahit olduk:
Bir gün omuz omuza yürüdüğünüz arkadaş, bir bakmışsınız arkanızdan en derin sırlarınızı fısıldıyor.
Bir ömür yeminler etmiş eş, bir sabah sessizce kapıyı çekip gidiyor.
En güvenilir dediğiniz aile bireyi, zor gününüzde gözlerini kaçırıyor.
Dilsiz bir kuzu bile yapmazken, insanoğlu çoğu kez verdiği değeri kendi elleriyle yıkıyor.
Bunda belki aklımızın payı vardır.
Düşünebilmek bize özgürlük kazandırırken, çıkar hesabı da kazandırdı.
İşte o hesap, sevginin yerine geçtiğinde değer de ihanetin eşiğine gelir.
Bugünün dünyasında bu daha da görünür:
Sosyal medyada sahte yakınlıklar, iş hayatında kolay vazgeçişler, dostlukların “blokla” bitişi…
Bir insan, sevdiğinin gözlerinin içine bakıp da “Ben artık yokum” diyebilecek kadar soğuyabilir.
Ve bunu yapabilecek tek canlı biziz.
Ancak bu karanlık tablonun içinde umut da var.
Sadakati, sevgiyi, dostluğu koruyan insanlar hâlâ var.
Bir ebeveynin evladına, bir dostun zorda kalmış arkadaşına, bir sevgilinin yıllara meydan okuyan bağlılığı…
Hepsi, insan kalbinin hâlâ saf ve güçlü olabileceğini kanıtlıyor.
Doğa bize şunu fısıldıyor:
“Değeri hak edene ver, kalbini ölçüsüzce herkese açma.”
Bir kuzunun sessiz sadakatinden ders al; güveni hak edene ver.
Çünkü ihaneti yalnız insan bilir, ama sadakati de en çok insan büyütebilir.
Peki siz, kalbinizi kime emanet ediyorsunuz?
Verdiğiniz değeri gerçekten hak edenleri mi seçiyorsunuz, yoksa sessizce ihanetin kapısını aralayanlara mı?
Bir kuzunun saf sadakati kadar temiz bir sevgiyi, insan insana yaşatmak hâlâ mümkün mü sizce?
Elinizi kalbinize koyun…
Ve sonunda, gerçek güveni yalnızca bizi yaratan Allah’a bırakmanın huzurunu düşünün.