Kuraklık Kapımızı Çalıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 20.10.2025 08:50
  • Güncelleme Tarihi : 20.10.2025 08:50

SU!..
Hayatın Sessiz Çığlığı
Kapımızda sessiz bir misafir var: 
Kuraklık.
Ne gürültüyle gelir ne uyarı verir… 
Ama geldiğinde, bir milletin damarına işler.
Susuzluk, en sessiz ama en derin çığlıktır.
Bir zamanlar gökyüzünden bereket gibi yağan yağmurlar, şimdi birer hatıraya dönüştü.
Çocukluğumuzun dere kenarlarında oynadığımız günler geride kaldı; artık o dereler yok.
İzmir’in barajlarında su seviyesi her yıl biraz daha düşüyor, çiftçiler endişeyle gökyüzüne bakıyor.
Sanki doğa, sessiz bir isyan içinde bize şunu fısıldıyor:
“Ben size hayat verdim, siz beni tükettiniz.”
Bugün Türkiye’de suyun %77’si tarım ve hayvancılığa, 
%11’i sanayiye, %12’si ise evsel kullanıma gidiyor.
Bir kilo buğday yetiştirmek için 
1300 litre, bir kilo et için 15 bin litre, bir tişört üretmek için 2700 litre su harcanıyor.
Yani her lokma, her giysi, her ürün, aslında suyun bedelini taşıyor.
Peki biz bu bedelin farkında mıyız?
Bir köyde hâlâ tarlalar vahşi sulama yöntemiyle sırılsıklam edilirken, şehirlerde musluklar gereksizce akıyor.
Bir sanayi tesisi atığını arıtmadan dereye bırakıyor, bir çocuk okulda elini yıkarken musluğu açık unutuyor. Küçük gibi görünen bu davranışlar, geleceğimizi sessizce kurutuyor.
Eğer bu tablo değişmezse, su sorunu yakında sadece çevreyle ilgili değil, ulusal güvenlik ile ilgili bir mesele haline gelecek. Çünkü bir ülkenin suyu biterse, üretimi durur.
Üretimi durursa, bağımsızlığı zedelenir. Bu nedenle artık her damlanın hesabını yapmanın zamanı geldi. Yerel yönetimler, suyu yöneten akılcı projeler geliştirmeli.
Merkezi yönetim, suyun korunmasını teşvik eden yasalarla geleceğe yön vermeli.
Ve biz bireyler…
Evde, tarlada, fabrikada, günlük yaşamda suya sahip çıkmayı bir alışkanlık değil, bir vicdan meselesi haline getirmeliyiz. Unutmayalım; su sadece bir kaynak değil, hayatın ta kendisidir.
Bir damla su, bir ağacın, bir insanın, bir ülkenin nefesidir.
Belki de asıl soru şudur: “Bir gün susuz kalacağımızı bilsek, bugün suyu yine aynı hoyratlıkla tüketir miydik?”
Mutlu hafta sonu 
Dileğimle…

Kuraklık Kapımızı Çalıyor
Erdal Ataklı
Yazarımız Kim ?

Erdal Ataklı