Çoğu zaman kendimizi yetersiz gördüğümüz alanlarda ya da bizi zorlayan durumlarda kendimizi acımasızca geliştirmeye oldukça alışkınızdır. Fakat öz eleştiri her zaman bizi besleyen daha ileriye götüren bir şey değildir. Özellikle de öz eleştirinin dozu oldukça yüksekse ve bu öz eleştiri bizim harekete geçmemizi ve bir şeyi düzeltmemizi olumsuz etkiliyorsa işte orada özel eleştirinin dozunu ayarlamamız gerektiğine dair işaretler vardır. Özel eleştirinin dozunu ayarlayıp biraz şefkatlice kendimizi de desteklemek aslında öğrenilen bir kavramdır. Çünkü kendimizi eleştirmeye alıştığımız şekilde devam ederiz bazen bu eleştirme kalıpları bize küçüklüğümüzden yerleştirilmiş olabilir. Ama bunları fark ettiğimizde yani kendimize şefkat sizce yaklaştığımızı fark ettiğimizde iş işten çoktan geçmiş olabilir… Öz eleştirinin belirli biçimde kırılganlık, tetikleyiciler, semptom geliştirme ve yaşam zorlukları sorunlarından iyileşebilme becerisinde önemli bir rol oynadığı üzerine oldukça geniş ve kapsamlı çalışmalar vardır. Özeleştiri bazen hem semptomatik olarak bizim daha hassas olmamıza neden olurken hem de psikoterapi sürecimiz de bazen olumsuz etkileyebilir. Yapılan çalışmalarda kendimize şefkatli olmayı öğrendiğimizden itibaren, stres ve kaygı düzeyinin azaldığını, kendimizi çevreyi daha sağlıklı değerlendirdiğimizi göstermiştir. Birinin yanlışlarının farkında olabilme becerisi ve bunu iyileştirmeye çalışması önemliyken, öz eleştirinin yıkıcı bir biçimde olması da son derece yıkıcı bir ruh sağlığı zorluklarının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Öz şefkatle öz eleştirinin farkına varabilmek süreç içerisinde hayat kalitemizin artmasından, ilişkilerimizin düzelmesine kadar her alanda hayatımızın değişmesini sağlayacaktır.