Göç 52

Buna müteakip aradan geçen kısa bir süre sonra, su içmemişiz gibi ciddi anlamda susamaya başladık. Yanıbaşımızda akan suyun cezbedici sesi, kulaklarımıza kadar ilişerek bir türlü hem suya doyamıyor hem yaydığı muhteşem sese. Adeta ölmeden önce suya doymamız gerektiği gibi bir düşünce hakim olmuştu bizde. Aynı esnada Enver’e bize tekrar su getirebilmenin mümkün olup olmadığını sorduk. Enver dışarıda çok sayıda araç şoförünün biriktiğini, bundan dolayı dışarı çıkmanın riskli olabileceğini bunun için de dışarı çıkmayı doğru bulmadığını aktardı. Mevsim yazdı. Bu nedenle vücudumuz aşırı derecede su kaybına maruz kalmıştı. Özellikle su kaybından dolayı sık sık susamamız gayet doğaldı. Gerek mevsim gerekse içinde bulunduğumuz sıcak havanın etkisi daha fazla susamamıza neden olan etkenlerdi. süryanice‘yi güzel konuşabilen Enver ile Süryani toplumuna mensup Yılmaz koyu bir Süryanice sohbete dalmışlardı. Bu konuşmaları ilgimi çektiği için yanlarına yaklaşarak sohbetlerine eşlik ettim. İleriye yönelik kendilerine ne yapmak istediklerini sordum. Enver ile Yılmaz; bizim diğer arkadaşlardan bir farkımız yok, ne yapılacaksa hep birlikte yapmalıyız. Böylece bir arada birlikte davranmamız gerektiği kararına vardık. Bir arada olduğumuz bu saatlerde bir bakıma kendimiz için çıkış yolları arıyorduk. Alman sınır kapısı sıkı kontrol altında tutulduğundan, bu esnada çeşitli seçenekler üzerinde çıkış yolu arıyorduk. Kimi arkadaşlar gün ağarmadan buradan çıkıp yan taraftaki ormanlık alandan sınırı geçmeyi önermekte, kimlerimiz ise gitmemeyi yolun uzun sürebileceğini bayan kardeşlerimizin buna katlanamayacağını öne sürüyordu. Aslında her iki tarafta mantıklı olasılıkları dile getiriyordu. (Devam edecek)

Göç 52