Göç 68

Kampta kaldığımız Zwickau şehri Doğu Almanya’nın en ücra köşelerinden bir yerleşim alanında yer alıyordu. Gazetemizi sadece tren istasyonundan temin edebiliyorduk. Bir defasında gazete almaya gitmişken tren istasyonundaki jetonlu telefon kabininden Türkiye’deki eşim ve çocuklarla telefon görüşmesi yapmak istedim.

Telefon görüşmem esnasında arka taraftan başıma vurulan şiddetli bir darbe ile sarsılarak yüzüm telefon ahizesine çarptı. Ne olup bittiğini öğrenmek için dönüp baktığımda, karşımda iki uzun iri yapılı adam duruyordu. Tren istasyonuna birlikte gittiğimiz Veysel’i de bir grup aralarına almış, linç edercesine dövüyorlardı. Tren istasyonuna birlikte gittiğimiz ancak adını hatırlayamadığım bizimle birlikte bir arkadaşımız daha vardı. Onu da köşe kapmaca oyun benzeri kovalamacalı dövüşle tartaklıyorlardı. Telefon kabininin kuytu bir yerde oluşundan dolayı kapana kıstırılmıştım. Ellerindeki zincire bağlı küçük kamaları savurarak beni etkisiz hale getirmek istiyorlardı.

İçinde bulunduğum çaresizlik zaman dilimi, saliselerle işliyordu. Konsantremi alabildiğince toplayıp avazımın çıktığı yüksek bir ses tonu ile bağırarak dikkatlerini dağıtıp birinin göğsüne şiddetle vurduğum kafayla yere yığıldı. Önümün açıldığını fırsat bilerek kuytu yerden koşar adımlarla çıkmayı başardım.

Tren istasyonu iç alanının orta yerinde yere yatırdıkları Veysel’e doğru koşarak aynı bağrışmayla salonu inletircesine sesimi Veysel’e işittirecek şekilde “Veysel”! dikkatlerini üzerime çekeceğim hemen yerden kalk ve kendini dışarı at. Bunu fırsat bilen Veysel ve köşe kapmaca oynanan arkadaşla üçümüz kendimizi salondan dışarı atmayı başardık.

Sayıca bizden fazla olan bu yabancı düşmanları ile baş edemeyeceğimizi bildiğimiz için oradan kaçmanın en doğru yol olacağını sezerek koşar adımlarla kampa geri döndük. Ülkesinden binlerce kilometre uzaklıktan gelip huzur bulmak isteyen insanlar demek ki bazen bu tür aksiliklerle de karşılaşabiliyor. Kaldığımız kamptan 30 kilometre mesafenin dışına izinsiz çıkamıyorduk. Üzerinde fotoğrafımız bulunan (Ausweis) dedikleri kimlik belgesi bulundurmak zorundaydık. (devam edecek )

Göç 68