Sayfa Yükleniyor...
Geçtiğimiz cuma günü Suudi Arabistan’da oynanacak Süper Kupa finalinin iptalinin ardından yaşananlara ilişkin kendi gözlemlerimi sizlere aktarmak istiyorum.
Evvela bu maçın Suudi Arabistan’da oynatılmak istenmesi fikrini pazarlama açısından anlayabiliyorum, bunu belirtmek istiyorum.
Suudi Arabistan’da futbola büyük bir yatırım var, yeni bir pazar açıldı ve kulüpler gelir elde etmek için orada oynamak isteyebilir.
Normal olmayan; iki kulübün ilk başta bu fikre olumlu bakarak kabul edip, sonradan ise vazgeçmesiydi.
TFF de bunu dile getirmişti.
Hem başta kabul edip, gerekli anlaşmalar yapıldıktan sonra da yönetim kurullarında oylama yapıp maçı Türkiye’de oynamak istedilerse bu büyük bir iş bilmezlik.
Daha büyük iş bilmezlik ise; iki kulübün o dönem Cumhuriyet’in 100. yılı olduğunu hesap edemediğinden maçı Suudi Arabistan’da oynamayı kabul etmesi. Eğer böyle bir şey varsa tabi. Varsa durum gerçekten vahim çünkü Türk futbolunun çınarı iki kulübü yönetenlerin niteliklerini sorgulatır!
Maç günü yaşananlara gelince; iki kulüp de bariz bir şekilde en doğrusunu yaptı.
Atatürk’ün resminin olduğu tişörte tahammül edemeyen, istiklal marşının okunmasında kriz çıkaran bir devletin topraklarında bizim maç için bulunmamızın ne anlamı var ki?
Suudi tarafı belli ki maddi gücüyle susturmak ve sindirmek istedi kulüplerimizi.
Bizim kulüplerin de başta yaptığı hatadan dönmek için bir fırsat gibi gördüklerini düşünüyorum bu krizi.
Ve ikisi de kahraman oldular.
Maçı oynamamaları doğruydu ama öncesinde bu teklifi kabul etmelerine dair iddialar benim hep midemi bulandıracak bir detay olarak kalacak.
Velhasıl kelam; olaya dair hiçbir şeyi, o gece kapalı kapılar ardında gerçekten neler konuşulduğunu bilmiyoruz. İlerleyen yıllarda çıkacaktır illa ki ortaya.
Bildiğimiz tek şey hiçbir gereği yokken Suudi Arabistan’a gidip maçı da Suudilerin yaptığı provokasyonlar nedeniyle oynamadan geri gelmemiz oldu.
İki kulübün TFF ile yaptığı açıklama ve sonrasında Fenerbahçe’nin yaptığı açıklama beni hiç tatmin etmedi.
Eminim bu konuda yalnız değilim…