Kahve var içersen yol var gidersen

E. ÇAĞLA GENİŞ

Baran Akyüz,  bir gezgin. Gezginliği tam da doğduğu gün başladı. Anne ve babasının misafirlik için gittikleri bir köyde dünyaya geldi. İlkokulda okuma yazmayı öğrendikten sonra okul hayatını bitirdi. Çobanlıktan çıraklığa, fırıncılıktan arabacılığa, simitçilikten pazarlamaya kadar keşfetmediği iş kalmadı. En büyük gezi macerasını ise 17 yaşında evden kaçıp Akdeniz’in sıcak bir kentine gitmesiyle yaşadı. Yol gittikçe; yeni kültürler, yeni hayatlar ve yeni yerler gördükçe dönüp arkasına baktığında karanlıktan aydınlığa doğru yol aldığını anladı. Kısa zamanda hangi işi yaparak ayakta kalacağını da anladı. O gezecekti... Yanında satması için eşyalar olacaktı, sattıkça karnı doyacaktı ama gördükçe ruhunun doyduğunu hissetti.

KAFESİYLE DÜNYAYI GEZECEK

Ülkenin hemen hemen tüm şehirlerini rotasız dolaştı. İstanbul’un ücra bir köşesinde “Sanat Evim” adını verdiği küçük bir dükkan açtı. Kitaplarını satmakla işe başladı. Bir de yılların gözlemleri ile elde edinilmiş zanaatları vardı elinde. Aylarca küçücük dükkan hem evi hem işi oldu. Tüm çalışma arkadaşları ailesi oldu. Ancak bitmedi… Rotasızlığa alışmış ruhunun hep gitmek istediği bir yerler var… İşte o da bir minibüsü dönüştürerek “Rotasız Cafe” yaratmaya karar verdi. Hayallere adım adım yol almak, Rotasız Cafe ile dünyayı gezmek, geçerken de insanlara el sallamak, için küçük bir minibüsün içine kocaman umutlar, bolca merak, çokça heyecan ve biraz da kahve çekirdeği koydu. Direksiyona o geçti ve yan koltuğu gezgin dostu Serdar Çatak ile kimi zaman yol arkadaşı olacak dostlara ve tabii ki onu yolculuklarında yalnız bırakmayan kedi dostu Rota’ya ayırdı. Yaklaşık 1 haftadır İzmir’deler. Bir kahvelerini içip dostane sohbetlerine eşlik etmeniz için sizi bekliyorlar.

“HERKESİN İLGİSİNİ ÇEKİYOR”

“Renkli dünyamızı dünyanın renkleriyle buluşturmaya karar verdik ve yollara düştük” diyen Baran Akyüz, Rotasız Cafe’yi şöyle anlatıyor:  “Rotasız Cafe tam da adında dediği gibi rotasız başladı ve yoluna devam ediyor. Önce ülkemizi karış karış gezip dostluklar yaratacağız. Daha sonra evrenin küçücük bir parçası olan minik gezegenimizi keşfedeceğiz. Her durakta güzel bir kahve tadı, hoş bir sohbet, yeni hikayeler, yeni yol arkadaşları aramak için yollardayız. Yaklaşık 1 haftadır İzmir’deyiz. Bostanlı Balıkçı Barınağı, Alsancak Kordon, Ekonomi Üniversitesi çıkışı ve İnciraltı’na gittik. İzmir insanı çok tatlı, samimi ve sıcak. Arabalar sevimli olduğu için herkesin ilgisini çekiyor. Geçerken gülümsüyorlar ve bu bile bizi çok mutlu ediyor. Yol arkadaşım Serdar ile yeni tanıştık. Rotasız Cafe projemden bahsettim. ‘Dünyanın her yerine gezmek istiyorum. Eşlik etmek ister misin’ dedim ve kabul etti.  3-4 ay Ege ve Akdeniz illerinde geçireceğiz. Amacımız yurtdışına açılmak. Havalar ısınmaya başlayınca Yunanistan, Bulgaristan üzerinden Balkanlar’a geçeceğiz. Sonra Asya ve Uzak Doğu ülkeleri…”

“ÇOK GÜZEL DOSTLUKLAR EDİNDİK”

Baran’ın yol arkadaşı Serdar Çatak, Antalyalı bir yazar. Gezmeyi çok seviyor. Rotasız Cafe fikrini duyunca hiç düşünmeden ‘tamam’ dedi ve yola çıktılar.  İzmir’i çok sevdiklerini ve yolculuğa başlama noktasının burası olmasından dolayı büyük mutluluk duyduklarını belirten Çatak, “Bizim amacımız tamamen ticaretin dışında bir şey. Dostluk kazanmak. Yeni insanlar tanımak. İzmir, bunun için en müsait alan Türkiye’de. Türkiye’nin hemen her yerine gittik; Avrupa’yı ve Asya’yı dolaştık. Gördüğümüz tüm toplumlar içerisinde kendi dilimizi konuşan ama aynı zamanda sanat ile yoğurulmuş bir halkı, duyarlılığı yüksek, farkındalığı ve bilinci artmış olan insanların çoğunluğu İzmir’de yaşıyor. Birkaç gün daha buralardayız. Çok güzel dostluklar edindik. İnsanlar bizi yalnız bırakmadılar. İzmir’de olmayı seviyoruz” ifadelerini kullandı.