Duayen Savaş Muhabiri Coşkun Aral, Ege'de öğrencilerle buluştu

İzmir Gençlik Merkezleri Koordinatörü Ahmet Gülcan’ın açılış konuşmasıyla başlayan programda Aral, yıllara yayılan mesleki birikimlerini öğrencilere aktardı. Dünyanın birçok çatışma bölgesinde görev yapan usta muhabir, savaşın insani boyutunu, sahada haberciliğin zorluklarını ve tanıklığın getirdiği etik sorumlulukları kendi gözlemleri ışığında paylaştı.

Savaş muhabirliği deneyimlerinden çeşitli anekdotlar aktaran Coşkun Aral, “1980’de Diyarbakır seferi sırasında kaçırılan uçak olayı sırasında özel harekât ekipleri müdahaleye başladı. Kameram metal olduğu için ışığı yansıtarak silah gibi gözükmesinden çekinerek kapatmak zorunda kaldım. 1982’de İsrail ordusunun Beyrut’ta Filistinlileri aç susuz ve elektriksiz bıraktığı dönemde, haziran ayının ortasında bile gökyüzü simsiyah oldu. O dönemde kucağında çocuğu ile bombardımandan kaçan bir annenin fotoğrafını çektim; fotoğraf, Times dergisi başta olmak üzere birçok yayında kapak oldu. Hayatım boyunca böyle çarpıcı kareler yakalamaya gayret ettim” dedi.

“Yargılayan değil sorgulayan bir gençlik olun”

Savaşın yıkıcı yüzünü fotoğraf kareleri ile anlatan Aral, muhabirliğin yalnızca haber aktarmak değil, aynı zamanda insani hikâyelere ışık tutmak olduğunu vurguladı. Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Aral, “Bilgi ilaçtır, yargılayan değil sorgulayan bir gençlik olun. Meraklı olun, soru sormaktan çekinmeyin” diyerek sözlerine son verdi. 
Etkinlikte öğrenciler, savaş fotoğrafçılığı, gazetecilikte güvenlik, kriz bölgelerinde çalışma koşulları ve tanıklığın psikolojik yönleri üzerine Aral’a sorular yöneltti.  Programda, öğrenciler tarafından hazırlanan tablo, İzmir Gençlik Merkezleri Koordinatörü Ahmet Gülcan tarafından günün anısına Coşkun Aral’a takdim edildi