Ne ekersen onu biçersin

Müşerref-Mahmut Tınas Ortaokulu Müdürü Sabahattin Kuru en büyük sıkıntılarının zaman yetersizliği olduğuna dikkat çekerek 7 saatlik eğitim sürecine yapılması planlanan faaliyetleri sığdırmakta güçlük çektiklerini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 21.03.2016 08:40
  • Güncelleme Tarihi : 21.03.2016 08:40
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Ne ekersen onu biçersin

NİLGÜN TAZE

Okullarda çocuklarla birlikte yapılması planlanan sosyal faaliyetlerin hayata geçirilememesinin önündeki en büyük engel zaman yetersizliği. Öğretmenler eğitime harcadıkları mesai saatleri dışında öğrencilerin sosyal yaşamını canlandırmak ve velilere yönelik eğitim seminerlerini geliştirmek gibi birçok sorumluluğa sahip. Bu sorumlulukları yerine getirmek ise sadece gönüllük esasına bağlı.

Müşerref-Mahmut Tınas Ortaokulu Müdürü Sabahattin Kuru okullarının ikili eğitim veren bir okul olduğunu belirterek ilk etapta tüm öğretmenlerin başta eğitimci olduğunu vurguladı. Kuru, Ortaokullarda Başarıyı Artırma Projesi kapsamında gerçekleştirilen “Değerler” eğitiminin son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, “Bence öğretmenler yüzde 80 eğitimci ve yüzde 20 öğretmendir. Aslına bakarsanız eğitimcilik öğretmenliği de içine alır. Bizler doktor, mühendis, mimar, öğretmen yetiştirebiliriz ancak önemli olan hastasının organını satmayan bir doktor, yaptığı binanın malzemesinden çalmayan mühendisler yetiştirmektir. Eğitimde davranışlar, etik kurallar, öğrenciye örnek olmak, çocuğu yönlendirmek gerekiyor. 1-18 yaş arası insanlar yaptıkları işten sorumlu değildir ve öğretmenleri de dahil olmak üzere etraflarındaki büyüklerine bakarak şekillenirler” dedi.

NE VERİRSEN ONU ALIRSIN

Okulun tek başına çocuklara eğitim vermekte yeterli olmadığını söyleyen Kuru eğitimde velilerin rolünün daha büyük olduğunu belirterek şöyle dedi:  “Çocuklar nasıl şekillendirilirse öyle karşılık bulur. Öğretmenlerin yetiştirilme politikasının da değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Üniversitelerin öğretmen değil de eğitimci yetiştirme konusuna ağırlık vermeleri gerekiyor.  Eğitimcilik henüz bugünlerde vermeye başladığımız ‘Değerler’ i kapsar. Ve bizde olmayan bir şeyi başkalarına vermemiz mümkün değildir. Olumlu ya da olumsuz hangi duyguyu taşıyorsak o hissi paylaşırız. Maalesef eski eğitim sistemimiz yok. Çocuklara baktığımızda ne kadar saf ve hesapsız olduklarını görüyoruz. Gerçeğe baktığımızda onlara yalan söylemeyi, karşımızdaki insanlara karşı çıkarcı düşünmeyi öğreten yetişkinler. Ben hangi meslek gurubundan olursa olsun her insanın içindeki kırgınlık, kızgınlık, şiddet, kıskançlık gibi insanın içindeki saf sevgiyi örten bu tür negatif hislerden önce kendisini arındırması gerektiğine inanıyorum. Savaşlar savaşarak değil severek yok edilebilir.”

 Rehberlik servislerinin geçmiş yıllarda her sınıfta bulunduğunu ancak şuan sadece 8. sınıfların bu hizmetten faydalanabildiğini ifade eden Kuru, “Eğitimci sınıfa girdiğinde moda mod konuyu anlatmaya başlamadan önce öğrencilerine sıcacık bir merhabasını sunarak onlara nasıl olduklarını sormak en fazla 10 dakikalarını alır.  Bu onlara değer verdiğimizin ve önemsediğimizin en açık göstergesidir. Bizden değer vermeyi ve önemsemeyi gören çocuklarımız aynı ilgi ve değeri kendi  çevrelerine de taşır. Çocuklarımız akademik olarak başarılı olabilir ancak dışarı çıktığı zaman arkadaşlarına tokat atıyor ve onlarla tartışmalara giriyorsa bu çocuğumuz bütüncül bir eğitim almamış demektir. Çocuklarımıza kendimizden bir şeyler vermenin ne demek olduğunu öğretmenin yolu da öğretmenlerimizin dersi bittikten sonra ‘Şu etkinliği de mesai saati dışında yapmamız iyi olur” dediğimizde o etkinlik için gönüllü olarak kalmaları olur.  Maalesef elimizde istediğimiz etkinlikleri düzenleyecek ve çocuk ve velilerimizin öğrenmesinde mutlaka faydalı olacağına inandığımız -etkinliklerimizi hayata geçirecek vakti ve özveriyi bulamıyoruz” açıklamasını yaptı.  

EĞİTİM SEMİNERLERİ ZAMAN İSTER

Velilere eğitimdeki üçlü saç ayağının önemini her fırsatta anlatmaya çalıştığını söyleyen Kuru, öğretmen, veli, çocuk ayaklarından birinin eksik olmasının kurulmak istenen dengeyi bozacağını belirterek, “Çocuk 24 saatinin yalnızca 7 saatini bizimle geçiriyor.  Veli portföyümüz ülkemizin değişik illerinden göç ederek bize gelmiş ailelerden oluşuyor ve çoğu kapalı bir bakış açısına sahip.   Bu velilerimizin açık görüşlü hale gelmesi sık sık veli seminerleri düzenlemekten geçiyor. Bu ise rehber öğretmenlerimize yeterli zamanın verilmesi ile çözülebilir. Rehber öğretmen öğrencinin sorunları ile mi ilgilenecek, anlık çıkan olayları mı çözecek yoksa veli semineri mi verecek? Bir seminerde sadece nelerin anlatılabileceğinin altyapısının hazırlanması bile büyük bir araştırma, zaman ve emek gerektiriyor. Boşanmış ailelerin çocukları ile ilgili mahkemede resmi bilirkişilik yapıyorum. Boşanma sonucu çocukta oluşan travmaları çocuklarımızın atlatabilmesi içinde rehber öğretmenlerimiz gizlilik esasına dayanarak çalışmalar yapıyorlar” şeklinde konuştu.

OKUL TARİHÇESİ

Okulumuz 1982–1983 yılında 1.binada “Kuruçeşme İlkokulu” olarak eğitim ve öğretime açılmıştır. İlkokul olarak açılan okulumuz 1990–1991 eğitim-öğretim yılında 2.binanın tamamlanmasıyla “Kuruçeşme İlköğretim Okulu” adıyla eğitim ve öğretime geçmiştir. Hayırsever Aybers KARABACAK Hanımefendi tarafından 2002 yılında 12 derslikli 3.binanın yapımına başlanmış, 2002–2003 Eğitim-Öğretim yılının 2.döneminde tamamlanmıştır. Bu tarihten itibaren değerli hayırseverimiz Aybers KARABACAK Hanım’ın anne ve babalarının vasiyetleri üzerine Milli Eğitim Müdürlüğümüzle yapılan protokol gereğince “Müşerref-Mahmut Tınas Ortaokulu” adını almıştır.

OKUL BAŞARISINI ARTTIRMADA AİLEYE DÜŞEN GÖREVLER

Sorumluluk duygusunu arttırmaya çalışın; 

 Sorumluluk; Başkalarının hakkına saygı göstermek ve kendi davranışlarının sonuçlarını kabul etmektir. Çocuğunuza sorumluluk vermek kişilik gelişimini pozitif yönde etkileyen ve hızlandıran bir süreçtir.

Çocuğunuzun yaşına, cinsiyetine, fiziksel gücüne uygun verilen sorumluluklar;

•             Çocuğun kendine güvenini arttırır.

•             Paylaşma ve başarma duygularını tatmin eder.

•             İnsiyatif koyma ve kontrol etme becerilerini geliştirir.

•             Çocuğa kendine yetmeyi ve kendi kendini yönetmeyi öğretin. Öyle bir özgür ortam hazırlayın ki ayakları üzerinde durmayı ve kendi kanatlarıyla uçmayı öğrenebilsin.

•             Çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun sorumluluklar verin.

•             Çocuğunuzun seçim yapmasına özen gösterin.

•             Sorumluluk alma konusunda çocuğun gösterdiği çabaya saygı duyun.

•             Onun adına düşünmek yerine kendi başına düşünmesini sağlayın. Sorunu çözmek yerine, kendi sorununu çözmesine fırsat vermeniz sorumluluk duygusunu geliştirecektir.

    “Sürekli sorumsuz davranan çocuklar, anne- babaları tarafından sorumlu davranmalarına izin verilmeyen çocuklardır.”

Kendine Güvenmesini Sağlayın!

•             Kendi duygu ve düşüncelerini ifade etme konusunda teşvik edin ve onu dinlediğinizi ona hissettirin.

•             Olumlu davranışlarını takdir edin.

•             Eleştiri ve yargılayıcı olmaktan daha çok onu anlamaya çalışın.

•             Başkaları ile kıyaslamayın. Çocuğunuzun gelişimini kendi performansı içerisinde değerlendirin.

•             İlgi ve yetenek alanlarını fark edin ve teşvik edin.

•             Başkalarının önünde onu küçük düşürmeyin.

   Çocuğunuzun başarısıyla ilgili beklentilerinizi kontrol edin. Eğer çocuğunuzun yeteneklerini iyi belirleyememişseniz ve onun sınırlarının çok üstünde şeyler bekliyorsanız hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Unutmayın ki her insanın yetenekli olduğu alan farklıdır.

Yapamadıkları Değil, Yapabildikleri Üzerinde Durun

•             Çocuğunun başarısını arttırmak isteyen anne-baba, çocuğunun yapamadıkları değil, yapabildiklerinin üzerinde durmalıdır ki takdir edildiğini, desteklendiğini gören çocuk o davranışı daha sık göstersin.

ÇOCUKLARIN KİTAP OKUMAYA TEŞVİK EDİLMESİ  

Çocuk en iyi model alma yolu ile öğrenir. Çocuğunuzun kitap okumasını ve okuma alışkanlığını kazanmasını istiyorsanız ona model olun. Unutmayın çocuklar söylediklerinizden ziyade yaptıklarınızı örnek alır. Tüm aile birlikte kitap okuma saatleri düzenleyerek, ilk başta dikkatini çekebilecek kitapları okumasını sağlayın. Çocuğunuzun kendi kitabını kendisinin seçmesine izin vermek onun özgür olduğunu hissettirecek ve aynı seçim hakkını başkalarına göstermesini sağlayacaktır. Anne ve babaların ödül listesinde kitap muhakkak bulunmalıdır. Kitap okuması konusunda uyarmak yerine kitap okuması için teşvikte bulunmak daha sağlıklı sonuç verir.

Haber Merkezi