YÖM Okulları'ndan eğitimde devrim

YÖM Okulları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Turgay Polat, Güzelbahçe kampüsünde ilkokula başlama sürecini desteklemek amacıyla bilgilendirmelerde bulunarak, alternatif eğitim modellerini tanıttı. Polat, "Kampüsümüzde öğrencilerin yaşayarak öğrendikleri, beceri temelli bir eğitim anlayışına sahip BOYEP modelimizle birlikte çalışıyoruz. Temel amacımız, çocuklarımızın her kademeyi bitirdiklerinde belli becerilere ve yetkinliklere sahip olması. Bu kapsamda yarıştıran değil, tamamen yaşamı öğreten bir okul konseptine sahibiz" dedi.

YÖM Okulları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Turgay Polat, Güzelbahçe kampüsünde ilkokula başlama sürecini desteklemek amacıyla bilgilendirmelerde bulundu. Alternatif eğitim modellerini tanıtan Polat, 'yeni okul' konsepti ile kurulmuş olan YÖM Okulları'nın, dünyanın alternatif eğitim modellerinin Türkiye'deki savunucusu olduğunu belirtip, "YÖM Okulları, 2010'lu yıllardan itibaren yaşayan, yaşatan bir okul konsepti hayaliyle ve 'başka bir okul mümkün' hareketi ile kurulan bir yer. Kurulduğu dönemden itibaren kampüsümüzde olduğu gibi öğrencilerin yaşayarak öğrendikleri, beceri temelli bir eğitim anlayışına sahip BOYEP modelimizle birlikte çalışıyoruz. Temel amacımız, çocuklarımızın her kademeyi bitirdiklerinde belli becerilere ve yetkinlikler sahip olması. Bu kapsamda yarıştıran değil, tamamen yaşamı öğreten bir okul konseptine sahibiz" ifadelerini kullandı.

'YABANCI DİLİ, TEMELDE BİR EDİNİLME OLARAK DÜŞÜNÜYORUZ'

Okulun 2017'den beri faaliyet gösterdiğini ifade eden Polat, "Ana sınıfı, ilkokul ve ortaokul mevcut ve önümüzdeki yıldan itibaren lise açacağız. Okulumuz aynı zamanda 67 farklı ülkeden öğrenci okutan Uluslararası California Global Education ağının bir üyesi. Böylelikle sadece binalardan oluşan, korkulan ve sevilmeyen okul modelinin yerine çocukların gitmekten, yaşamaktan, öğrenmekten hoşlanacağı bir okul konsepti ile kurulan bir okul. Çocuklarımızı özellikle yabancı dil eğitimimizle birlikte mezun etmek istiyoruz. 3 yaşında anaokulundan başlayan ve 8'inci sınıfı bitiren öğrencilerimizin, dünyanın herhangi bir ülkesine gidip İngilizce eğitimi olan bir lisede direkt okula başlayacakları seviyeye erişmesini hedefliyoruz. Burada 8'inci sınıf bittiğinde alacakları belge ile dünyanın herhangi bir üniversitesine başvuru yapabilecekleri bir yetkinlik kazandırıyoruz. Yabancı dili, temelde bir edinilme olarak düşünüyoruz" açıklamalarında bulundu.

'GLOBAL DÜNYAYA UYUM SAĞLAYABİLEN ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEYİ AMAÇLIYORUZ'

YÖM Okulları'nda mutlu, başarılı, okulu seven, merak eden, öğrenen öğrenci yetiştirmeyi amaçladıklarını söyleyen Polat, "Global dünyaya uyum sağlayabilen çocuklar yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Yakın zamanda LGS sınavı gerçekleşti. Çocuklarımız hem ortaokul sonrasında hem lise sonrasında genel sınavlara girerek, birtakım kategorilere ayırılmak durumunda kalıyor. Çocuklarımız, bir beceri, yetkinlik kazanması gereken ve tam olarak kendi kişiliğini bulduğu dönemde LGS'ye hazırlık için sürekli test çözüyor. Bu bizim için büyük bir kayıp. Çünkü bir çocuğa üniversitede beceri kazandırmak mümkün değildir. Çocuğu daha erken dönemde keşfetmeniz lazım. Bu yüzden LGS ve YKS gibi hayatı durduran sınavların varlığı Türkiye'deki okulları ciddi şekilde hırpalamış durumda. Bu anlamda Milli Eğitim Bakanlığı'nın liselere ilişkin bir çalışması da var. Bu kapsamda YÖM Okulları, gençleri LGS'nin yaratmış olduğu kaostan çok yönlü olarak uzaklaştıran bir yer" dedi.

'EĞİTİM BİR KİŞİSELLEŞTİRME, ZENGİNLEŞTİRME SANATIDIR'

Öğrencilerinin ortaokuldan mezun oldukları zaman üç tane sertifika kazandıklarını dile getiren Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar; programatik kodlama, spor yetkinlik belgesi ve yabancı dil yeterlilik belgesi. Bunun yanı sıra her çocuğun kişisel özelliğini geliştirmek üzere velilerle tek tek görüşme yapıyoruz. Çünkü eğitimi bir benzetme sanatı olarak görmüyoruz. Eğitim bir kişiselleştirme, zenginleştirme sanatıdır. Çocukların bir niteliğini bulup onu zenginleştirmediğiniz zaman eğitim işlevini yerine getiremez. O yüzden biz okul içerisinde eğitimin en temelinde var olan eşsiz öğrenme isteğinin geliştirildiği bir ortamda eğitim vermeye çalışıyoruz. Bu kapsamda çocuklarımız bazen açık sınıflarda, bazen bahçede ders görebiliyor. Tüm velilerimizi yeni okul konseptini anlatmak için buraya davet ediyoruz. Okulumuzda oyun alanları, meyve ve sebze bahçeleri var. Çocuklar, bu ortamın içinde yaşasın istiyoruz."

'TÜRKİYE'NİN İLK ANNE-BEBEK OKULUNU AÇMIŞ OLACAĞIZ'

Öğrencilerin mutlu ve güzel bir eğitim ortamı içine girdiklerini söyleyen Polat, "Bu yıldan itibaren yeni bir okul konsepti ile 'anne-bebek okulu' kuracağız. Bu okul 0 ile 3 yaşındaki bebekleri ve anneleri kapsayacak. Çünkü bebekler 3 yaşa kadar beyin gelişiminin tamamen annenin verdiği kadarıyla gerçekleştiriyor. Asıl çocuklar için yatırım yapılması gereken zaman dilimi ise 0-3 yaş arası oluyor. Türkiye'nin ilk 0-3 yaş anne-bebek okulunu açarak, bu okulda bebeği de anneyi de öğrenci yapacağız. Burada 2-3 yaş aralığında çocuğun beyin, beceri, bilişim ve motor gelişimine destek olacağız" ifadelerini kullandı.

'OKULLARI ÇOCUKLARA DAHA İYİ GELEN ALANA DÖNÜŞTÜRMEK GEREKİYOR'

Türkiye'de birçok okul olduğunu ancak çocukların artık okulla ilgili motivasyonlarının çok düştüğü bir dönemde olunduğunu dile getiren Polat, "Çocuklar artık okul ya da eğitimin sonunda nereye ulaşacakları konusunda ciddi soru işaretlerine sahipler. O yüzden insanlara eğitimin, bir yerden bir yere gitmek değil de anı yaşayıp o anda bir şey öğrenmek olduğunu anlatmamız lazım. Okul ve eğitim modelleri değiştikçe eğitim daha kıymetli hale gelecek. Okul, eğitimi sağlayan araçlardan bir tanesi ama değişime direndikçe eğitim kendine teknoloji, açık okul gibi yeni araçlar buluyor. O yüzden okulları değiştirme zorunluluğumuz var. Çocuklara daha iyi gelen, uzun süre zaman geçireceği ve 'Okulu bitirdikten sonra ne olacağım?' demek yerine 'Gittiğimde bunu yapacağım' cümlesini kuracakları bir alana dönüştürmemiz lazım. Bu nedenle YÖM Okulları Türkiye'de bunların en güzel örneklerinden bir tanesi" diye konuştu.