Bakımda büyük vazgeçiş: Artık ihtiyaç değil lüks!

Artan hayat pahalılığı nedeniyle kişisel bakım artık lüks haline gelirken, kuaför salonları müşteri kaybı ve yüksek maliyetler nedeniyle ayakta kalmakta güçlük çekiyor. İzmir Kuaförler Odası Başkanı Apaydın, ekonomik sorunlara değinerek desteklerin yetersiz olduğunu ifade etti


  • Oluşturulma Tarihi : 11.04.2025 09:09
  • Güncelleme Tarihi : 11.04.2025 09:09
  • Kaynak : MERVE AĞRIÇ
Bakımda büyük vazgeçiş: Artık ihtiyaç değil lüks!

Artan hayat pahalılığı yalnızca sofradaki ekmeği değil, kişisel bakım alışkanlıklarını da olumsuz etkiliyor. Bir zamanlar kadınların düzenli olarak ziyaret ettiği kuaför salonları artık haftada bir değil, iki ayda bir uğranan yerlere dönüşmüş durumda. Kadınlar, bütçelerini zorlayan kuaför masraflarını kısmak için evde bakım yöntemlerine yönelirken, sektör temsilcileri ise ayakta kalma mücadelesi veriyor. İzmir Kuaförler ve Manikürcüler Odası Başkanı Sezai Apaydın, son yıllarda müşteri sayısındaki ciddi düşüşe dikkat çekerek sektörün içinde bulunduğu ekonomik zorlukları anlattı. “Geçtiğimiz yılları düşündüğümüzde çok mutsuz oluyoruz. Eskiden günde 20-30 müşteri ağırlarken şimdi 5 müşteriye bile şükreder hale geldik. Eskiden yüzde 60 olan kâr marjımız şimdi yüzde 10’a kadar düştü” diyen Apaydın, devlet teşviklerinin ve mevcut vergi sisteminin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.

MUTSUZ OLUYORUZ

Geçmiş yıllara kıyasla taleplerde ciddi bir düşüş yaşandığına değinen Apaydın, “Geçtiğimiz yılları düşündüğümüzde çok mutsuz oluyoruz. Eskiden günde 20- 30 müşteri alıyorsak şimdi 5 müşteriye şükrediyoruz. Dolayısıyla maliyetleri karşılamak için fiyatlar arttı ve müşteriye de pahalı geliyor. İzmir’de birçok kuaförün fiyatlarının uygun olmasına rağmen maalesef hanımlar yine de erteliyor. Yine geliyorlar ancak 2 ayda bir geliyorlar. Ya da kendileri evde yapma çabası içinde oluyorlar. Ancak evde de istedikleri sonuçlara birebir ulaşamadıkları için yine gelip düzelttiriyorlar. Çünkü örneğin bir saçı boyamak başlı başına bir meslek, kesim için zaten gelmek zorundalar.  Evdekiyle kuafördeki hiçbir zaman aynı olmuyor zaten” dedi.

EVDE ŞEKİL VERMEYE ÇALIŞIYORLAR

Son zamanlarda gelişen teknolojiyle kadınların kişisel bakımlarını evde yaptıklarını ifade eden Apaydın, “Kadınlar artık gelişen teknolojiyle beraber son zamanlarda popüler olan fön makinelerine yöneldi. Kendileri evde şekil vermeye çalışıyorlar. Ancak bunun sakıncasından bahsetmek isterim. Evde kullanılan düzleştirici, maşa ve benzeri aletlerin ısı derecesi çok önemli. Birçok kadın bu ısı derecesini ayarlayamadığı için saçlarına ciddi zararlar veriyorlar. İşi bilen bir kişi boyalı ve boyasız saça aynı ısıyı uygulamıyor. Çünkü yüksek ısı saçtaki nemi alıyor ve saç sürekli bakıma ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle evde şekil vermeye çalışırken genellikle saçlarını yakıyorlar ve kesim ihtiyacı duyuyorlar. Televizyon ve internette gündemde olan sürekli reklamları yapılan aletler saçı oldukça yoruyor. Uzun vadede ciddi etkileri oluyor” diye aktardı. 

EMEKLİLER ARTIK KUAFÖRE GELEMİYOR

Vatandaşların fiyat karşılaştırması yaparak uygun kuaförlere yöneldiğini belirten Apaydın, “Vatandaşlar artık gıda ürünü alırken bile en uygununu araştırıyor. Her şeyin en ucuzunu almak istiyorlar. Alım gücü azaldığı için haklı olarak özellikle emekli müşterilerimiz maalesef çok azaldı. Emekliler artık kuaföre gelemiyor” dedi.  Aynı zamanda kişisel bakımın ertelendiğini vurgulayan Apaydın, “Hiçbir hanımın bir kuaför bütçesi yok. Çoğu hanımefendi mutfak masrafından kenarda biriktiriyor. Kişisel bakım artık ikinci plana atılıyor. Arz talep dengesi zaten bozuldu. Asgari ücretin, SSK giderlerinin ve vergilerin artması nedeniyle eleman çalıştırmak gibi bir lüksümüz kalmadı. Herkes tek başına çalışıyor. Böyle olunca da iş bulamayanlar kendi iş yerlerini açmaya başlıyorlar. Bu sefer yeterli müşteriyi alamadıkları için kirayı ödeyemiyorlar. Mecburen rekabet ortaya çıkıyor. Mümkün oldukça indirim yapmaya çalışıyorlar ancak açığını kapatamıyorlar. Devretmek zorunda kalıyorlar tüm masraf boşa gitmiş oluyor” ifadelerini kullandı.

KAR MARJIMIZ YÜZDE 10’A DÜŞTÜ

Bakanlık tarafından yapılan teşviklerin yetersiz olduğunu dile getiren Apaydın, aynı zamanda vergi oranlarının oldukça yüksek olduğunu belirtti. Yapılan işlemlerde yüzde 20’sinin KDV olarak alındığını ifade eden Apaydın, “Bizden gerektiğinden fazla vergi alıyorlar. Bakım insanlar için bir mecburiyet.  Bu nedenle yüzde 20 ciddi bir rakam. Aynı zamanda kiralar fazlasıyla arttı. Diyelim ki bir iş yerim var. 40 bin TL ile tuttum, otomatik olarak bunun yüzde 25’i muhtasar olarak vergi olarak ödeniyor. Direkt gidiyor yani. Kiraya veren mal sahibinin bu vergiyi kiracıdan aldığı kirayla ödemesi lazım. Ancak benimle bir kontrat yapıyor. Kontratta ise ‘net 40 bin TL isterim’ diyor. Geri kalan vergiyi tekrar kiracı ödemek zorunda kalıyor. Onun muhtasarını da götürüp vergi dairesine ben yatırıyorum. Onun adına yine bana geliyor, esnafa geliyor yani. Dolayısıyla buna bir çözüm bulunması lazım. Ciddi bir sıkıntı. Aynı zamanda faturalarda çok yüksek geliyor. 200 TL’lik su faturasının 600 TL’si katı atık bedeli. Nedenini sorduğumuzda yer altındaki kaçak sulardan dolayı olduğu söyleniyor. Belediyenin yer altındaki boruları yenileyip ilgilenmesi lazım. Vatandaşların belindeki yük zaten yeterince fazla. Eskiden yüzde 60 olan kâr marjımız artık yüzde 20-10’a kadar düştü” sözlerine yer verdi.

Yazarımız Kim ?

MERVE AĞRIÇ