- Gündem
- 28.04.2025 23:25
Hayvan hakları savunucularının hayvan deney laboratuvarlarına yönelik tepkileri sürüyor: “Bir sömürü biçimi olan hayvan deneyleri vahşetinden vazgeçilmesini talep ediyoruz.”
Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 10 kilo üstü hayvanlara yönelik 2. Laboratuvarını yapması üzerine hayvan hakları savunucuları ayaklandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlük önünde basın açıklaması yapan Mülkiye İzmir Hayvan Hakları Grubu, “Biz irademizle kendi bedenlerimizi bilim ve eğitim amaçlı değerlendirilmek üzere kadavra olarak bağışlıyoruz. Bir sömürü biçimi olan hayvan deneyleri vahşetinden vazgeçilmesini talep ediyoruz. Tüm duyarlı çevrelerle birlikte konunun takipçisi olacağız, her oluşumu ve herkesi bu konuda dayanışmaya davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
YAYGIN ÖLÜMLERE YOL AÇTIĞI GÖRÜLÜYOR
“Hayvan deney laboratuvarları kapatılmalıdır!” diyen hayvan hakları savunucuları, şunları aktardı: “Her yıl dünyada 100 milyondan fazla hayvan deneylerde kullanılmakta, bununla beraber hayvanlarda başarılı olan deneylerin yüzde 90'dan fazlası insanlarda başarısız olmuştur. Bir başka açıdan da insanlarda başarılı olabilecek deneyler, hayvanlarda başarısız sonuç vermektedir. Bu da birçok tedavi fırsatının kaçırılmasına neden olabilmektedir. Kaldı ki uzun yıllar süren hayvan deneyleri, maddi yüklerin ötesinde olası tedavi süreçlerin de gecikmesine neden olmaktadır. Örneğin ABD Ulusal Kanser Enstitüsü 11. Başkanı Dr. Richard Klausner, kanser araştırmaları tarihinin, farelerde kanseri tedavi etme çabasının tarihi olduğunu, onlarca yıl önce farelerde kanseri tedavi ettiklerini, ama bunun insanlarda işe yaramadığını söylemiştir. Yine hayvanlarda başarılı sonuç veren ilaçların yan etkilerinin insanlarda felaketler doğurduğu da gözlemlenmiştir. Hayvanlarda olumlu sonuç doğuran bir ilaç, hamile kadınlarda eksik organlı çocukların doğmasına, yine romatizma için kullanılan bir diğer ilacın ileri aşamalarda kalp hastalıklarına ve yaygın ölümlere yol açtığı görülmüştür.”
SITMA, TİFO, SARI HUMMA, ÇOCUK FELCİ…
“Oysa ki birçok aşı, ilaç ve tedavi alternatif deneylerle geliştirilmiştir” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Sıtma, tifo, sarı humma, çocuk felci aşısı, penisilinin bulunuşu, prostat ve meme kanseri için hormon tedavisi bunların başlıcalarıdır. Bugün artık biyoloji, tıp, veterinerlik alanlarında alternatif deneyler üst seviyede gelişmiş bulunmaktadır. Kök hücre ile üretilmiş dokular üzerinde deneyler, insan doku örnekleri üzerinde yapılan testler, mikrodoz uygulamaları, radyolojik cihazlardaki ilerlemlerle hastalıkların vücut içerisinde gelişmelerin takip edilmesi, yapay zekâ, beraberinde bilgisayar modelleri ve simülasyonları önemli ve etkili alternatif yöntemlerdir. Alternatif yöntemlerin gelişimi ile beraber hayvan deneylerinin azalma eğilimi içine girdiğini görüyoruz. Biz bu konuya özellikle hak ve etik açısından bakılması gerektiğini düşünüyoruz. İnsan, doğanın ve hayvanların egemeni değil paydaşıdır. Hayvanların mal olarak görülmeleri, sömürülmeleri, iradeleri dışında deneyde kullanılmaları, işkenceye maruz kalmaları, öldürülmeleri kabul edilemez. Aynı şekilde üniversitelerde eğitimde de hayvanların kullanılmaması gerektiği gibi, öğrenciler de etik eğitim hakkı ilkesi gereği hayvan deneyleri konusunda zorlanamaz. Dünyada birçok üniversitede olduğu gibi ülkemizde de Aksaray Üniversitesi eğitimde hayvan deneyini kaldırmıştır” bilgisi paylaşıldı.
KADAVRA OLARAK BAĞIŞLIYORUZ
Son olarak ise “Dönemin Aksaray Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Mustafa Cemal Darılmaz'ın dediği gibi buradaki en önemli amaç canlıları korumaktır. Bir araştırma veya çalışma yaparken canlı hassasiyetini ve hayvanların da bizim gibi benzer duyulara sahip olduğunu öğrenerek yetişmemiz gerekiyor. Onları laboratuvar materyali olarak görmememiz gerekiyor. Dünya genelinde birçok ülkede bakanlıklar benzer kararları almış durumda. Ülkemizde 120'den fazla Hayvan Deney Laboratuvarı bulunmaktadır. Dokuz Eylül Üniversitesi 10 kilo üstü hayvanlara yönelik 2. laboratuvarını yapmaktadır. Bilginin, bilimin geliştiği bu dönemde çağdışı kalmış hayvan deneylerinden vazgeçilmeli, hayvan deney laboratuvarları alternatif bilimsel araştırma laboratuvarlarına dönüştürülmelidir. Biz irademizle kendi bedenlerimizi bilim ve eğitim amaçlı değerlendirilmek üzere kadavra olarak bağışlıyoruz. Bir sömürü biçimi olan hayvan deneyleri vahşetinden vazgeçilmesini talep ediyoruz. Tüm duyarlı çevrelerle birlikte konunun takipçisi olacağız, her oluşumu ve herkesi bu konuda dayanışmaya davet ediyoruz” çağrısı yapıldı.