İKÇܒde ‘Türk Dili’ vurgusu

KENAN YEŞİL

İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından “Dilimiz Kimliğimizdir” üst başlığıyla düzenlenen panele İKÇÜ Rektörü Prof.Dr. Mehmet Tokaç, İKÇÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ömür Ceylan, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Prof.Dr. Gürer Gürsel, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Dili Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mustafa Öner, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Hayati Develi, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

DİL CANLI BİR ARLIKTIR

Panelin açılış konuşmasını yapan İKÇÜ Rektörü Prof.Dr. Mehmet Tokaç, dilin, milli kültür ve milli kimlik oluşturmada hayati bir önemi olduğunu belirtti. Dilin canlı bir varlık olduğuna değinen Prof.Dr. Tokaç, “Türkçe, dünyanın bilinen ve yazılı tarihi takip edilebilen en eski medeniyet dillerinden biridir. Halen, 12 milyon kilometre karelik bir alanda 250 milyonu aşkın insan tarafından konuşulduğu tahmin edilen Türkçe, 6 bini aşkın dilin konuşulduğu yeryüzünde, konuşan sayısı bakımından 5. sıradadır. Yalnız bu veri dahi başlı başına önemli iken, dillerin medeniyet kurma becerisinde ölçüt olarak kabul edilen ‘edebi bir dil’ olarak da Türkçe 13 asırdır eserler vermekte, birbirinden değerli yazarlar, şairler ve düşünürler yetiştirmektedir. Bilim, teknoloji ve iletişim dünyasındaki gelişmeler, çok dilli bireyler yetiştirmeyi zorunlu kılmakla beraber köklü, yetenekli ve gelişmiş bir dil olan Türkçe’ye sahip çıkmamıza, ona özen göstermemize elbette mani değildir. Aksine dilimize vereceğimiz önem ve yeni nesillerin Türkçe’ye göstereceği özen, küresel değişim rüzgarlarına sarsılmadan uyum sağlayabilmemizin yegane yoludur” dedi.

TÜRKÇE BÜYÜK BİR IRMAKTIR

Ege Üniversitesinden Prof.Dr. Gürer Gürsel ise, tarihsel süreç içerisinde Türkçe’nin sahip çıkılması için devlet yetkililerinin uyarılarda bulunduğunu söyledi. Türkçe hem başka dillerden etkilendiği hem de başka dillere etkilediğini söyleyen Prof.Dr. Gürer, Türkçenin büyük bir ırmak benzetmesinde bulunarak, “Türk dili, Türk milletinin kimliğidir. 13. yüzyılda Karamanoğlu Mehmet Bey yani devletin başı o dönemde uyardı. Türkçenin sahip çıkılması konusunda emir verdi.1930 yıllarda yine bir uyarı var. ‘Türk dili Türk milletini kalbidir’ diyor devletin başı Mustafa Kemal Atatürk. 2017 yılına gelindiğinde ise yine bir uyarı var. ‘Dilimiz kimliğimizdir’ bunu yine söyleyen devletin başı cumhurbaşkanımızdır. Türk dili büyük bir ırmak gibidir. Büyük ırmaklar nasıl başka ırmaklardan besleniyorsa Türkçe de diğer dillerden beslenmiştir. Türk dili geçtiği yerleri etkiliyor. Türkçe, bütün Avrasya’yı baştanbaşa dolaşan her yeri besleyen ve her yerden beslenen büyük bir ırmaktır. Türkçe’yi işgal edecek kelimelere özenilmemeli. Tedbirler alınmalı, çalışmalar yapılmalı. Alınacak olan tedbirler dil gerçekleri, millet gerçeklerine uygun olmalı. Dilimize kattıklarımıza sahip çıkmalıyız” diye konuştu.

Haber Merkezi