Sanat balkona çıktı: Balconnection!

Sanatın tüm toplum için bir gereklilik ve hak olduğuna inanan ‘Balconnection’, eserleri sanattan yeterince pay alamayan bölgelere taşımak adına balkonları sergi alanı olarak kullanıyor

Oluşturulma Tarihi : 02.12.2021 07:58
Güncelleme Tarihi : 02.12.2021 07:58
Kaynak : HABER MERKEZİ

43 görüntülenme

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

‘Balconnection’, sanat eserlerinin topluma doğrudan ulaşabilmesini, sanatçının toplumla dolaysız diyalog kurabilmesini amaçlayan bağımsız bir oluşum. Bu oluşumun ilkelerini paylaşan sanatçılar; sanatın lüks değil gereklilik olduğuna, her kesime ulaşabilir, erişilebilir olmasına ve gündelik hayatın içine nüfuz etmesi gerektiğine inanıyor. Bu inançlarından hareketle de, kamu tarafından görülüp, izlenebilen alanlar olarak nitelendirdikleri balkonları kullanıyorlar. Projenin kurucularından Azadeh Ramezani Tabrizi ile Murat Savaşkan, yerel ve uluslararası bir ağ olan ‘Balconnection’ hakkında konuştuk: “İstiyoruz ki Hollanda’daki sanatçının işi İzmir’de, İzmir’deki sanatçının işi İsveç’te, İsveç’teki sanatçının işi Diyarbakır’da sergilensin.”

GÖRSEL SANATLARIN HER TAVRINA AÇIK

Balconnection projesinin kurucularından sanatçı ve tasarımcı Azadeh Ramezani Tabrizi, 1977 yılında İran’ın başkenti Tahran’da dünyaya geldi. 2004 yılında İstanbul’a taşınan Tabrizi, kişisel sergilerinin yanı sıra İran, Türkiye ve ABD’de çeşitli grup sergilerine de katıldı. 2013 yılından bu yana yaşamını İzmir’in Selçuk ilçesinde sürdüren Tabrizi, projenin amaçlarına dair şunları söyledi: “Balconnection, sanat hareketinin büyük şehirlerin küçücük merkezlerinde yoğunlaşmış olması, bu merkezler dışında sanata olan ilginin yetersizliği ve sanatçıların bu merkezlere göçmek zorunluluğunu hissetmelerinden duyduğumuz rahatsızlıktan ortaya çıktı. Birçok farklı soruna işaret eden ve çözüm yollarından biri olan bir proje Balconnection. Sanatçının, yola çıktığı coğrafyaya, neyle uğraştığını anlatması, kendisini besleyen kökleri beslemesi; yapılan işlerin, tescillenmesi için, merkezdeki bir galeride sıra beklememek; küçük bir gruba değil toplumun her kesimine görünür olmak; ‘uzaklar’da da sanat talebinin oluşup, arz edebileceklere yol açmak; ‘elit’, ‘ukala’ sanatçı stereotipinin kırılmasını sağlamak; toplum içinde sanat dilinin, jargonunun doğru bir şekilde yerleşmesini, sanat üzerine konuşmaların daha geniş ve bilinçli bir zeminde yayılmasını sağlamak; sanat çevreleri oluşmasına yardımcı olmak gibi sayısız ama sanat odaklı amaçlara hizmet ediyor. Balconnection bir sanat tarzını ya da akımı tercih etmiyor; görsel sanatların her tavrına açık. Kamusal alandan izlenebilir olması nedeniyle, galeriler kadar rahat değil; basit sınırları var: Kimseyi rahatsız etmeden çalışmak zorundayız.”

‘KÜLTÜR İÇİN ALAN’ DESTEĞİ

Projenin diğer kurucusu sanatçı ve tasarımcı Murat Savaşkan ise, 1958 senesinde İzmir’de dünyaya geldi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun olan Savaşkan, çeşitli kurumlarda eğitmenlik yaptı. Projenin ortaya çıkış sürecini anlatan Savaşkan, “Azadeh’nin 2016 yılında yarattığı bir projenin, hiçbir sergi alanını beklemeden, doğrudan kendi balkonumuzda sergilememizle başladı. Bu sergi sürecinde, kafamızda oluşan bu sergileme tercihi gelişti ve Balconnection adıyla hem yerel, hem de global bir harekete dönüştü. 2019 Eylül’ünde, ilk kez, Kültür için Alan ve İKSV’nin bir toplantısında ve Hollanda Konsolosluğu’nun bir etkinliğinde sunumunu yaptık. 2020’de Kültür İçin Alan projesinin de desteğini alarak uygulamaya geçtik. Zaten 2016 yılındaki projenin geri dönüşlerinden çok etkilendiğimiz için Balconnection Projesi’ni başlatmaya karar verdik. Bu tür girişimlerin çok hızlı sonuçları olmayacağını bilerek başlamak gerekiyor. Kültür ama özellikle sanat çok yavaş işleyen, toplumun sindirmesinin, toplumsal değer haline gelmesinin zaman aldığı alanlar. Bugün yaptığınız bir serginin, takdiri ya da eleştirisini yıllar sonra duyabilirsiniz. Ama mutlulukla söyleyebiliriz ki, her kesimden, her yaş grubundan, kendilerini nasıl etkilediğinden söz eden insanlarla karşılaşıyoruz” dedi.

DİJİTAL DEĞİL ANALOG VARLIKLARIZ

Projeye yönelik geri dönüşlerden de bahseden Savaşkan, “Sanatla ilgili konularda, sayılara göre hareket etmek yanıltıcı olabilir. Biz, dijital değil analog varlıklarız. Çok kalabalık bir caddede, bir eserin önünden binlerce kişi geçip, kimse etkilenmeyebilir; gece yarısı, ıssız bir sokakta bir eserle karşılaşıp onunla bir bağ da oluşturabilirsiniz. Biz mümkün olduğunca tohum atıyoruz, doğru bir şekilde sulamaya çalışıyoruz; hangisinin yeşereceğini bilemezsiniz…” ifadelerini kullandı.