CHP Konak’ta eczaneler için alarm: Raflarda 5 ilaçtan biri bulunamıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konak İlçe Başkanlığı, Alsancak Devlet Hastanesi önünde artan ilaç yokluğu ve vatandaşların ilaçlara erişimde yaşadığı sorunları gündeme taşımak için basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya CHP Konak İlçe örgütü, sağlık alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve sağlık emekçileri katıldı.
CHP Konak İlçe Başkanı Serkan Kalmaz’ın okuduğu basın açıklamasında, Türkiye’nin son yıllarda kronikleşen ve vatandaşların yaşamını doğrudan etkileyen en kritik sağlık sorunlarından biri olarak ilaç yokluğu vurgulandı. Eczane raflarında neredeyse 5 ilaçtan birinin bulunamadığını belirten Başkan Kalmaz, “İlacına erişemeyen vatandaş; tedavisini yarıda bırakmakta, şikâyetleri artmakta, acil servislere başvuru oranı yükselmekte, daha maliyetli ve ağır tedavi süreçlerine girmektedir” ifadelerini kullandı. 

ÇOK BOYUTLU CİDDİ BİR KRİZ 

“Bugün burada, ülkemizin son yıllarda karşı karşıya kaldığı, hatta kronikleşen en kritik sağlık sorunlarından birini, yani ilaç yokluğunu ve bunun vatandaşlarımız üzerindeki ağır etkilerini ele almak için toplanmış bulunuyoruz” diyerek sözlerine başlayan Kalmaz, “Bu mesele yalnızca sağlık sisteminin bir teknik sorunu değil; doğrudan insan hayatını ilgilendiren, toplumun her kesimini etkileyen bir kriz haline gelmiştir. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun (TİTCK) ilaç fiyatlandırmasında Euro kuru bu yıl için hala güncellenmemiş olup şu an için 21,67 TL’dir. Güncel kur ise bugün itibari ile 49 TL’yi geçmiş durumdadır. Önümüzdeki süreçte daha da yükselme eğilimi taşıyan Euro kurunun yaratacağı sorunların çok boyutlu ciddi bir krize neden olacağı çıplak bir gerçektir” sözlerine dikkat çekti. 

HASTALAR KAPI KAPI ECZANE DOLAŞIYOR 

Türkiye’de ilaç yokluğunun artık halk sağlığını tehdit eden bir boyuta ulaştığını aktaran Başkan Kalmaz, “İlaçlara erişim, modern bir sağlık sisteminin temel direğidir. Ancak bugün birçok vatandaşımız: kalp tansiyon şeker gibi kronik hastalık ilaçlarını, çocuk antibiyotiklerini, ağrı kesicileri, ruh sağlığı ilaçlarını, kanser tedavisinde kullanılan kritik ürünleri eczanelerde bulmakta zorlanmakta, hatta bulamamaktadır. İlaç yokluğu, artık gelir geçer, istisnai bir durum değil; yaygın ve sürekli bir sorun haline gelmiştir. Tedavilerin Aksaması, Hastalıkların ağırlaşmasına yol açmaktadır. Bu kara kışta, insanlar elektrik yakamıyor, doğal gaz yakamıyor, pazardan marketten gıda alamıyor hasta oluyor; eczaneye gidince de ilaç bulamıyor. Hastalar ellerinde reçete ile kapı kapı eczane dolaşarak ilaç aramakta ya da eksik ilaçlarını tamamlamaya çalışmaktadır” bilgisini paylaştı. 

FELCE, KALP KRİZİNE YOL AÇIYOR 

Eczane raflarında neredeyse 5 ilaçtan birinin bulunamadığını vurgulayan Başkan Kalmaz, “İlacına erişemeyen vatandaş; tedavisini yarıda bırakmakta, şikâyetleri artmakta, acil servislere başvuru oranı yükselmekte, daha maliyetli ve ağır tedavi süreçlerine girmektedir. Özellikle kronik hastalar için bu durum hayati risk taşımaktadır. Bir tansiyon ilacının bir hafta gecikmesi bile felce, kalp krizine veya ciddi komplikasyonlara yol açabilmektedir. İlaç yokluğu ekonomik olarak da vatandaşı zorlamaktadır. İlacını bulamayan vatandaş: daha pahalı muadil ürünlere yönelmek zorunda kalıyor, özel hastanelere gitmek zorunda kalıyor, piyasadaki fiyat dalgalanmalarından olumsuz etkileniyor. Bu durum özellikle düşük gelirli ailelerde daha da ciddi bir ekonomik yük ve sağlık sorunu yaratmaktadır. Akıl almaz, izah edilemez ekonomi politikaları sonucu TL’nin korkunç değer kaybı ile geldiğimiz kriz ortamında ise iktidarın tıkanan ekonomi politikaları için tek adam yönetimiyle reçete yazabilmesi de artık imkansız hale gelmiştir” eleştirisinde bulundu. 

PAYDAŞLI BİR YAKLAŞIM GEREKTİRİR 

İlaç yokluğunun yalnızca ilaç politikalarının değil, aynı zamanda ekonomik koşulların, tedarik zincirinin, üretim kapasitesinin ve regülasyon süreçlerinin de ortak bir sonucu olduğunu anlatan Başkan Kalmaz, “Bu nedenle çözüm de çok paydaşlı bir yaklaşım gerektirir: merkezi idare, yerel yönetimler, eczaneler, üretici firmalar, meslek odaları… Kısa vadede kriz yönetimi, uzun vadede sürdürülebilir bir ilaç politikası için birlikte çalışmak zorundadır. İlaç yokluğu, vatandaşlarımızın yalnızca günlük yaşamını etkileyen bir güçlük değil, doğrudan hayati bir mesele haline gelmiştir. Hepimiz biliyoruz ki, toplum sağlığı ihmal edildiğinde hiçbir ekonomik veya sosyal gelişme sürdürülebilir değildir. Bugün burada yaptığımız değerlendirmeler, sadece sorunları konuşmak için değil; aynı zamanda çözüm üretmek, birlikte hareket etmek ve halkın sağlığını korumak içindir” dedi. 

DIŞA BAĞIMLILIK YÜZDE 60-65 BANDINDA 

Hatalı ilaç politikaları sonucu son 20 yılda ilaç sektörünün giderek dışa bağımlı hale getirildiğini hatırlatan Başkan Kalmaz, “Şu anda dışa bağımlılığımız yüzde 60-65 bandına ulaşmıştır. Üstelik, ilaç sektöründeki ithalat daha detaylı incelendiğinde görülmektedir ki, ülkemiz hem ilaç hammaddesinde hem de mamul ilaçta dışa bağımlıdır. Bu nedenle yerli ilaç üretimi konusunda mutlaka ulusal bir ilaç politikasının hızla oluşturulması ve uygulamaya geçilmesi gerekmektedir. Bunu uygulayan ülkeler yani ilacı stratejik ürün olarak belirleyip yerli ilaç üretimi ile ekonomilerini düzelten ülke örnekleri çoktur. Örneğin Singapur, İrlanda, Güney Kore gibi ülkeler bu politikayı uygulayan ve başarılı olan ülkelerdir. Ülkemizin bulunduğu coğrafyaya baktığımızda Afrika, Asya ve Rusya’ya da hitap etmesi açısından bu bölgede ilaç üretim merkezi haline gelmemesi için bir neden yoktur. Yeter ki ilaç hükümet tarafından stratejik ürün olarak belirlensin ve yerli ilaç üretimine gerekli destek verilsin. Böylece ülkemizde ilaç fiyatları hem ucuzlar hem de her vatandaşımız tarafından ulaşılabilir olur” bilgisini paylaştı. 

İNSAN HAYATI SÖZ KONUSU 

Türkiye’deki ilaç sıkıntısını kısa vadede rahatlatmak için yapılması gereken şeyin acilen 15 yıldır güncellenmeyen ilaç fiyat kararnamesinin güncellenmesi, ilaçtaki sabit kur güncellemesinin düzenleme ile yılda birkaç kez yapılması gerektiğini vurgulayan Başkan Kalmaz, son olarak ise “Böylelikle sanki kanun hükmüymüş gibi her yıl şubat ayında zam miktarının belirlenmesine bağlı olarak yaşanılan ilaç krizinin de önüne geçilmiş olacaktır. Kalıcı çözüm ise yanlış ilaç politikalarından bir an önce vazgeçerek ilaçta dışa bağımlılığı azaltacak yerli ve milli ilaç politikamız için yol haritasını belirlemek ve uygulamaktır. Bu da yirmi üç yıldır denenmişi tekrar deneyerek değil; sözde değil özde yerli ve milli bir iktidarla mümkün olacağından, halk sağlığı için, kamu yararı için, halkın refahı için Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı bu ülke için olmazsa olmaz duruma gelmiştir. Unutmayalım ki hayatta en pahalı ilaç bulunamayan ilaçtır. Çünkü insan hayatı söz konusudur!” mesajını verdi.