- Nereye Gitsek?
- 10.09.2025 11:26
Adana, sadece lezzetleriyle değil; tarihi, kültürü ve mimarisiyle de keşfedilmeye değer bir Akdeniz şehri. İşte gezginlerin mutlaka görmesi gereken 9 durak…
Akdeniz’in bereketli topraklarında konumlanan Adana, sadece zengin ve lezzetli mutfağıyla değil; aynı zamanda yüzyıllara dayanan köklü tarihi, eşsiz mimarisi ve zengin kültürel mirasıyla da ziyaretçilerini büyüleyen özel bir şehir. Her köşesinde farklı bir hikaye barındıran Adana, tarih severlerden sanat tutkunlarına, doğa gezginlerinden gastronomi meraklılarına kadar herkesin ilgisini çekiyor. İşte Adana’ya yolunuz düştüğünde mutlaka ziyaret etmeniz gereken 9 etkileyici nokta…
Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilen ve günümüzde hâlâ araç trafiğine kapalı olarak kullanılan Taşköprü, dünyanın hâlâ ayakta olan en eski köprülerinden biri. Seyhan Nehri üzerinde zarif bir şekilde yükselen bu köprü, Adana’nın simgelerinden biri haline gelmiş durumda.
Sabancı Merkez Camii, 1998 yılında ibadete açılmıştır. Türkiye’nin en büyük camilerinden biri olarak dikkat çekiyor. Altı zarif minaresi ve görkemli kubbesiyle modern Osmanlı mimarisinin güzel bir örneği olan camii, Seyhan Nehri kıyısındaki eşsiz konumuyla da şehre ayrı bir estetik katıyor. Hem ibadet hem de turistik ziyaretler için Adana’nın en çok ilgi gören mekanlarından biri.
Kazancılar Çarşısı, Osmanlı döneminden günümüze kadar gelen, Adana’nın en eski ve canlı ticaret merkezlerinden biridir. Burada bakırcılık ve kalaycılık gibi geleneksel el sanatları hâlâ yaşatılıyor; ustaların çekiç sesleri, çarşının tarihî atmosferini canlı tutuyor. Ziyaretçiler, hem el emeği göz nuru ürünleri yakından görme şansı buluyor hem de benzersiz hediyelikler satın alabiliyorlar.
Türk sinemasına büyük katkılar sunan birçok ismin doğduğu şehir olan Adana’da, Sinema Müzesi özel bir yer tutuyor. Özellikle Yılmaz Güney’e ayrılan bölüm dikkat çekerken, Türk sinemasının tarihine tanıklık etmek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir durak.
16. yüzyılda Ramazanoğulları Beyliği tarafından inşa edilmiştir. Siyah-beyaz taşlarla süslü cephe mimarisi, Selçuklu, Memlük ve Osmanlı etkilerini taşır. Cami, yanındaki medrese ve türbeyle birlikte bir külliye olarak bölgenin tarihî ve kültürel dokusunu yansıtır. Hem mimari özellikleri hem de tarihî önemiyle Adana’nın en dikkat çekici yapılarından biridir.
Eski bir kilise binasında hizmet veren Etnografya Müzesi, Çukurova halkının geleneksel yaşamını gözler önüne seriyor. Yörük kültürü, el sanatları, kıyafetler ve dini eserlerin sergilendiği müze, Adana’nın kültürel dokusunu yakından tanımak isteyenler için birebir.
Büyük Saat, 1882 yılında inşa edilmiş olup Türkiye’nin en yüksek saat kulesi olma özelliğini taşıyor. Adana’nın tarihi çarşısında yer alan bu kule, Osmanlı döneminin son dönem mimarisini yansıtırken, şehrin geçmişine dair önemli bir simge olarak ziyaretçilerini karşılıyor. Zamana meydan okuyan yapısıyla, Adana’nın tarihî dokusunun vazgeçilmez bir parçası.
Adana’nın eski yerleşim yeri olan Tepebağ Höyüğü, M.Ö. 4000’lere kadar uzanan bir tarihe sahip. Höyük çevresindeki geleneksel Adana evleri de tarihî dokuya katkı sunarken, burada yürütülen arkeolojik kazılar şehrin geçmişine ışık tutuyor.
Tufanbeyli ilçesinde yer alan Şar Antik Kenti (Komana), Hititler'den Roma dönemine kadar birçok uygarlığın izlerini barındırıyor. Ayakta kalan anıtsal yapıları, tiyatrosu ve tapınak kalıntıları ile tarih tutkunlarını büyülüyor. Toros Dağları’nın eteklerindeki bu antik şehir, zamana meydan okuyor.
Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA