- Nereye Gitsek?
- 14.08.2025 14:07
İzmir, yalnızca deniziyle değil; tarihi, doğası ve sıcacık insanlarıyla renkli köyleriyle de kendine hayran bırakıyor. Her biri ayrı bir karaktere sahip bu köyler, yaz aylarında keşfetmek isteyenler için adeta birer saklı cennet. Peki yazın İzmir'de hangi köyler görülmeli? İzmir’in en güzel köyleri hangileri?
Şehirden uzaklaşıp doğayla iç içe bir soluk almak, tarihle harmanlanmış taş sokaklarda yürümek ve yöresel tatlarla buluşmak isteyenler için İzmir köyleri tam bir kaçış rotası sunuyor. Kimisi şaraplarıyla, kimisi reçelleriyle, kimisi ise duvarlarına yansıyan sanatla öne çıkıyor. Ege’nin sıcaklığını iliklerinize kadar hissedeceğiniz bu köyler, sadece gezilecek yerler değil; aynı zamanda hikâyesi olan, yaşanmışlık taşıyan duraklar. Siz de bu yaz rotanızı doğanın, tarihin ve kültürün iç içe geçtiği İzmir’in en özel köylerine çevirmek isterseniz, bu liste tam size göre. İşte İzmir’de yazın gezilecek 5 köy…
Çeşme’nin kalabalığından biraz uzaklaşıp kendinizi bir masalın içinde bulmak isterseniz, rotanızı mutlaka Germiyan Köyü’ne çevirin. Beyaz badanalı taş evlerin duvarlarını süsleyen rengârenk desenler köye ilk adımınızı attığınız andan itibaren sizi büyülüyor. Başlangıçta yalnızca birkaç duvarda yer alan çizimler, zamanla köyün kimliğine dönüşmüş. Bugün Germiyan sokaklarında yürürken, her köşe adeta bir açık hava sergisi gibi. Ancak Germiyan’ı asıl özel kılan şey sadece görselliği değil. Türkiye’de ‘Slow Food’ (Yavaş Gıda) unvanına sahip ilk ve tek köy olan Germiyan, tarımda kimyasal kullanmayı bırakarak geleneksel ve sağlıklı üretime dönüş yapan öncü bir yerleşim. Bu yönüyle hem göze hem de damağa hitap eden bir durak. Germiyan Köyü’ne ulaşım da oldukça kolay. Özel aracınızla İzmir-Çeşme Karayolu üzerindeki köy tabelasını takip ederek kısa sürede köye ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma ile gelmek isteyenler ise önce Çeşme Otogarı’na ulaşıp, buradan hareket eden minibüslerle Germiyan’a geçebilir.
Karaburun’a sadece 3 kilometre uzaklıktaki Saip Köyü, geçmişiyle sessizce konuşan, sade ama etkileyici bir Ege köyü. Bir zamanlar Rum ve Türk halklarının bir arada yaşadığı köy, mübadele sonrası sakinleşmiş ve zamanla eski canlılığını yitirmiş. Eskiden iskeleye sahip olmasıyla ticarette önemli bir yere sahipken, günümüzde halk geçimini tarım, hayvancılık ve balıkçılıkla sağlıyor. Köyün en bilinen noktası ise Saip Kır Kahvesi. Tam 40 çeşit reçel, köy kadınlarının elinden çıkan yöresel lezzetler ve nefis Osmanlı şerbetleriyle ünlenmiş. Kahvaltısı da oldukça meşhur. Burası sadece bir kahve değil; zaman zaman sergilere ve dil kurslarına da ev sahipliği yapan kültürel bir buluşma noktası. İzmir merkezden yaklaşık 1,5 saatte, Karaburun’dan ise 5-6 dakikalık bir minibüs yolculuğuyla köye ulaşabilirsiniz.
Bozdağ’ın eteklerine yaslanmış, taş konakları ve asırlık ağaçlarıyla zamana meydan okuyan bir köy Birgi. Yalnızca İzmir’in değil, Türkiye’nin de en özel köylerinden biri. Aydınoğulları Beyliği’ne başkentlik yapmış bu köy, bir dönem eğitim ve sanatın merkeziydi. Kurtuluş Savaşı’nda birçok tarihi yapısı zarar görse de ayakta kalanlar hâlâ hayranlık uyandırıyor. SİT alanı olarak koruma altında olan Birgi’de İmam-ı Birgivi Türbesi’yle başlayacağınız bir yürüyüş, sizi Çakırağa ve Sandıkoğlu konaklarının zarif ahşap işçiliğine, ardından da Ulu Cami’nin görkemli mimarisine götürür. Birgi’nin tarihi kadar lezzetleri de etkileyici. İzmir’den yaklaşık 1,5 saatte, Ödemiş’ten ise 10 dakikada minibüsle ulaşabileceğiniz bu köy, yaz rotanıza mutlaka eklenmeli.
İzmir’in köyleri arasında en çok bilinen ve dünyaya adını duyuran Şirince, Selçuk’un tepelerinde gizlenmiş büyülü bir köy. 2012’de Maya takvimine göre kıyametten kurtulacak yerlerden biri olarak anılmasıyla, Şirince’ye olan ilgi bir anda patladı. O günden sonra köy, yabancı turistlerin de uğrak noktası haline geldi. Taş sokakları, eski Rum evleri, şarap mahzenleri ve doğal güzelliğiyle tam bir cazibe merkezi. Köyde Matematik Köyü ve Tiyatro Medresesi gibi yaratıcı projeler de hayat bulmuş durumda. Buraya geldiğinizde meyve şaraplarının tadına bakabilir, en beğendiğinizi yanınıza alabilirsiniz. Konaklama için ise restore edilmiş Rum evlerinden dönüştürülmüş butik oteller oldukça keyifli bir seçenek. Selçuk ilçesine bağlı Şirince’ye, ilçe merkezinden kalkan minibüslerle kolayca ulaşabilir ya da İzmir-Aydın otoyolundan Selçuk yönüne saparak tabelaları takip edebilirsiniz.
EGE’NİN HUZUR DURAĞI: ÖZBEK KÖYÜ
Adını zamanında Özbekistan civarından göç edenlerden alan Özbek Köyü, taş evleri, sahili ve balıkçı ruhuyla Ege’nin huzur duraklarından biri. Köy halkının büyük kısmı geçimini balıkçılıkla sağlıyor, dolayısıyla sofralar da denizden gelen lezzetlerle dolup taşıyor. Köyün geçmişine dair pek çok bilgi yıllar önce yaşanan büyük bir yangında kaybolmuş. Buraya geldiğinizde 50 yıllık geçmişiyle tanınan Akın’ın Yeri’nde taptaze balıkları tatmadan dönmeyin. Hafta sonları kurulan ve kadın üreticilerin çoğunlukta olduğu pazarda ise Ege otları başrolde. Köye ulaşmak için Urla Otogarı’ndan kalkan minibüsleri kullanabilirsiniz.
Kaynak : MERVE AĞRIÇ