- Nereye Gitsek?
- 04.08.2025 16:38
Hem savaşlarla yazılmış destanlara tanıklık etmiş tarihiyle, hem de eşsiz deniz manzaraları ve sakin doğasıyla Türkiye'nin en özel yerlerinden biri olan Gelibolu, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Peki Marmara Denizi kıyısındaki bu kadim ilçe tam olarak nerede bulunuyor, nereye bağlı ve Gelibolu'ya gidenleri hangi tarihi yapılar, doğal güzellikler ve keşfedilmesi gereken rotalar bekliyor?
Gelibolu sadece bir gezi rotası değil, aynı zamanda bir zaman yolculuğu olan bu ilçe, Çanakkale Savaşları’nın izlerini taşıyan anıtları, şehitlikleri, doğayla bütünleşmiş tarihi alanları ve eşsiz manzaralarıyla sizi bekliyor. Eğer rotanızı Gelibolu’ya çevirirseniz, sadece geçmişi değil, aynı zamanda dingin sahilleri, deniz fenerleri ve saklı koylarıyla bugünü de keşfetmiş olursunuz. Peki, bu özel yarımadada sizi neler bekliyor?
Türkiye’nin kuzeybatısında, Marmara Bölgesi’nin Trakya yakasında yer alan Gelibolu, Çanakkale iline bağlı bir yarımada ilçesidir. Bir ucu Ege Denizi’ne, diğer ucu Marmara’ya açılan bu toprak parçası, adeta denizle sarılmış doğal bir yarımada özelliği taşır.
Coğrafi olarak baktığınızda Gelibolu, Çanakkale Boğazı’nın Avrupa kıyısında, İstanbul’dan yaklaşık 250 kilometre uzaklıkta konumlanır. Kuzeyde Tekirdağ ve Edirne, güneyde ise Ege’nin serin sularına komşudur. Stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca sayısız medeniyetin ilgisini çekmiş, özellikle de I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Savaşları’nın kalbi olmuştur.
Bugün Gelibolu, hem tarihin nabzının attığı bir açık hava müzesi gibi hem de doğal güzellikleriyle büyüleyen bir kıyı kentidir. Şehir merkezine vardığınızda bir yanda deniz kokusu, diğer yanda şehitliklerin sessiz ağırlığı sizi karşılar.
Türkiye'nin en anlamlı topraklarından biri olan bu milli park, 1915 Çanakkale Savaşları'nın geçtiği alanları kapsar. Burada, hem Türk hem de yabancı askerlerin anısına yapılmış anıt ve mezarlıklar bulunur. Her adımda tarih solunur, her köşesinde bir kahramanlık hikayesi vardır.
Çanakkale Savaşı’nın simgelerinden biri olan 57. Alay, Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle ileri atılmış ve büyük kayıplar vermiştir. Bu şehitlikte yatan askerler, Türk milletinin fedakârlığını simgeler. Sessizliğinde bile derin bir duygusallık taşır.
1915’te hayatını kaybeden Mehmetçiklere ithafen inşa edilen bu anıt, Gelibolu Yarımadası'nın en görkemli yapılarından biridir. 41,7 metre yüksekliğindeki anıt, uzaktan bile tüm görkemiyle gözükür ve ziyaretçilere unutulmaz bir an yaşatır.
Her yıl 25 Nisan’da binlerce Avustralyalı ve Yeni Zelandalı ziyaretçiyi ağırlayan bu koy, Anzak askerlerinin çıkartma yaptığı yerdir. Hüzünlü ama bir o kadar da huzur dolu bir atmosferi vardır. Güneşin doğuşunu burada izlemek bambaşka bir deneyimdir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" dediği yerdir. Bugün buraya çıkanlar, hem boğazın muhteşem manzarasını izler hem de tarihin akışını değiştiren bir anı yaşar.
1621 yılında kurulan bu tarihi Mevlevihane, Osmanlı döneminde hem dini hem kültürel bir merkezdi. Restore edilerek yeniden ziyarete açılan yapı, Mevlevi kültürünü ve mimari zarafetini görmek isteyenler için ideal bir durak.
Ünlü Türk denizcisi ve haritacısı Piri Reis’in doğduğu topraklarda, onun anısına açılan bu müzede, denizcilik tarihine dair birçok eser sergileniyor. Özellikle Piri Reis’in Dünya Haritası’nın kopyası görülmeye değer.
Osmanlı döneminde inşa edilen ve Çanakkale Boğazı’nın savunmasında kullanılan bu tabya, şimdi müze olarak hizmet veriyor. Dönemin topları, mühimmatları ve savunma sistemlerini burada inceleyebilirsiniz.
Gelibolu'nun manevi duraklarından biri olan bu türbe, rivayete göre bir savaşçıya ait. Ölmeden önce “beni bayrakla gömün” demesi nedeniyle bu isim verilmiş. Ziyaretçiler buraya bayrak asarak dualar eder.
Denizle iç içe bir gün geçirmek isteyenler için Gelibolu Sahili ideal bir duraktır. Özellikle Gelibolu Deniz Feneri civarı gün batımında eşsiz manzaralar sunar. Sahil boyunca yürüyüş yapabilir, deniz kokusu eşliğinde kafelerde dinlenebilirsiniz.
Kaynak : HABER MERKEZİ