Sayfa Yükleniyor...
1-18 yaş arası bireylerin gelişimiyle ilgilenen ve aynı zamanda kendisi de bir anne olan Uzman Psikolog Şebnem Türkdalı Temizocak, anne babaların en çok kendisini ifade edemeyen çocukları için müracaat ettiğini belirterek, bu sorunun çözülebilmesi için çocukların bir süre teknolojiden uzak tutulması gerektiğini söyledi
NİLGÜN TAZE
Çok fazla televizyon seyrederek, i-Padlerle vakit geçiren çocukların kendi yaşıtlarıyla oynayan çocuklara göre daha geç geliştiğini açıklayan Uzman Psikolog Şebnem Türkdalı Temizocak, 2-3 yaşına gelmiş çocukların basit cümlelerin dışına çıkamamasının anne babalarda büyük tedirginlik yarattığını söyledi.
Anne babalar en çok hangi şikayet nedeni ile sizi ziyaret ediyor?
Kendi kuşaklarında teknoloji ile vakit geçirmeyen ebeveynler teknoloji ile büyüyen çocukları ile sağlıklı bir iletişim kuramıyorlar. Çünkü bu onların yabancı olduğu bir kavram. Özellikle annelerin baby tv gibi kanalları açarak çocuklarının televizyon karşısında fazla vakit geçirmesine izin vermesi, onların üç boyutlu iletişim kurmasını engellediği için diğer insanlarla iletişim kurmasını engelliyor. Televizyon ses ve görüntünün dışına çıkamaz ancak çevremizdeki insanlardan birçok iletişim yolu öğreniriz. Küçücük çocuklar bile günümüzde cep telefonlarını gördüklerinde heyecanlanıyor ve onunla oynamak istiyorlar. Bu durum otistik olmamalarına rağmen çocukların otistikmiş gibi algılamasına neden oluyor. İsmi söylendiği zaman dönüp bakmayan, göz teması kurmayan ve konuşmak istemeyen çocuklar bu gruba giriyor. Aynı zamanda renkleri ve sayıları öğrenme devam ettiği için anne baba bu durumdan fazla rahatsız olmuyor. Yalnızlaşmış, sosyal becerileri gelişmemiş çocukların karşısındaki çocukla empati kurabilme yeteneği çok düşük.
Bu tanının üzerine çocuklar sosyalleşmeye nasıl yönlendirilebilir?
Çocuk hangi teknoloji ile fazla vakit geçiriyorsa ondan uzaklaştırarak. Bu çocukların yaşıtları ile aynı ortamda birlikte vakit geçirmelerine zemin hazırlayarak yapılabilir. Anaokullarının erken yaşlara alınması çocukların sosyalleşmesinde güzel sonuçlar doğurmaya başladı. Çocukların toplu bulunduğu yerlere gittiğimde hepsinin elinde I-Padler görüyorum. Birçoğunun psikologu olduğum içinde ellerinden alabiliyorum ve gösterdikleri tepki; kendilerini ne yapacaklarını bilmez durumda bulmak oluyor. Ne yaşıtları konuşmayı biliyorlar ne de oyun oynamayı. Bizim zamanlarımızda arkadaşlarımızla saklambaç, isim-şehir, körebe gibi birçok oyun oynanırdı. Bu oyunlar birbirimizi anlamımızı, bir arkadaşımız bizi iterek düşürse bile affetmeyi ve o arkadaşlığı bitirmek yerine devam ettirmeyi öğretirdi. Bu aktivelilerden uzak büyüyen çocukların hemen her şeyden sıkıldığını ve hiçbir yanlışa karşı tahammüllerinin olmadığını görüyoruz.
Anne babalar neden çocuklarının her istediğini yapmaya çalışıyorlar?
Günümüzde çoğu anne çalışıyor ve çocuklarına yeteri kadar vakit harcayamadıkları için kendi içlerinde suçluluk hissediyorlar. Bu suçluluk hissinden kurtulabilmek içinde çocuklarını hafta sonlarında alışveriş merkezlerine götürerek her istediklerini almaya çalışıyorlar. Halbuki çocuğun böyle bir oyuncak bolluğuna ihtiyacı yoktur. Hediye götürdüğüm çocuklara baktığımda paketlerini dahi açmadan bir kenara itiveriyorlar. Ben ise çocukluğumda bana bebek getirildiğinde günlerce ona sarılıp yattığımı hatırlıyorum. O heyecan, o mutlu olma hissi günümüz çocuklarımızın çoğunda kaybolmuş gibi. Çocukların gün içerisinde teknolojik aletlerler yerine arkadaşlarıyla birlikte oynamalarını ailelerin zemin hazırlamasını tavsiye ederim.
Çocuklara prens ve prenses olmadıklarını kabullendirmek için neler yapılabilir?
Önce anne babaların bunu kabul etmesi gerekiyor. 3 yaşından itibaren anne bağımlığının bitmesi gerekiyor. 2 yaşından itibaren de çocuklar arkadaşlarıyla oynayabilirler. Ancak ebeveynler ana okuluna başlayan çocuklarına karşı öyle hassaslar ki öğretmenlere öğrencilerin nasıl eğitilmesi gerektiğini öğretme hakkını kendilerinde bulabiliyorlar. Eskiden eti sizin kemiği bizim anlayışı bugün bırakın kulak dahi çekmeyi benim çocuğuma sesinizi yükseltmişsinize kadar dönüştü. Bu seferde her isteği yerine getirilen prenses ve prensler her oyunu kendileri yönetmek isteyip her şeyin kendi istedikleri gibi olmasını istiyorlar. Çocuklar bu nedenle ergenlikte yalnız, depresyonda ve ilaçla yaşayabilir hale geliyorlar. Çocukluk dönemi patolojileri oldukça artmış durumda.
Öyle ise anne babanın yapması gerekenler nelerdir?
Günümüzde psikolog ve psikiyatristlere gitmek moda haline gelmiş durumda. Evet, yardım almak gereklidir ancak psikologlar mucizeler yaratamazlar. Evde sıkıldım diyen çocuğun önünden oyuncakları toplamak yerine Hadi çocuğum biraz daha oynayabilirsin diyerek dikkat süresini uzatabilirsiniz. Burada anne babanın çocuğunun üzülmesini göze alması gerekiyor. Bu çocukların başladıkları işi bitirme becerilerini de geliştirir. Beyin gelişen bir organdır ve ona zaman vermek gerekir. bana getirilen çocuklara hayatta hem güzel hem de kötü şeylerin iç içe yer aldığını anlatmaya çalışıyorum. Bazı anne balalar çocuklarını hiç ağlatmadan büyütme kararı alarak bana geliyorlar ve ben onlara Büyüyüp partneri tarafından terk edildiğinde onu da mı satın alıp çocuğunuza vereceksiniz? sorusunu yöneltiyorum. Bu sorum onlarda bir bilinç sıçraması yaratıyor. Çocuğunuzun aşıya gittiğinde ağlamasın diye aşı yaptırmaktan vaz mı geçeceksiniz? İnsanın her istediğini elde edemeyeceğini, hayatta değiştiremeyeceği şeyleri kabullenmesi de psikolojide bir nevi hayat aşısıdır.
Çocuklar neden tırnaklarını yer?
Çocukların tırnak yemesi ve altına kaçırması bir nevi kendini rahatlatma yöntemi. Çocuğun kendisinin bile bilmediği, onu mutsuz eden bir şeylerin olduğunun belirtisidir. Ve anne babaya bir mesajdır. Anne baba ise bunu anlamayarak tırnaklarını yemesini engellemeye çalışır. Bu çocuğun bir konu ile ilgili baş edemediği bir şey olduğunu göstergesidir. Çocuğa direkt olarak sorununun ne olduğunu sorduğumuzda bunun cevabını alamıyoruz. Ancak ben oyun odasına götürüp onunla oynayarak sorular yönelttiğimde çocuk her şeyi olduğu gibi anlatıyor. Bize kadar gelebilmek zaten belli başlı bir aşama. Gelenlerin bir kısmı hiçbir şekilde söylediklerimi içselleştiremiyorlar. Bu tür ebeveynler sadece çocuklarını benim düzeltmemi bekleyip, kendileri hiçbir şekilde düzelmek istemiyorlar. Bu aynı zamanda sorunun kendilerinden kaynaklanabileceğini kabul etmedikleri de anlamına geliyor.
Birçok annenin yapmaya çalıştığı gibi çocuk gelişimi ile ilgili yazılmış kitapları okuyarak sağlıklı bir birey yetiştirmek tek başına yeterli midir?
Kesinlikle hayır. Çünkü her çocuğun kendine özgü bir yapısı vardır. Bilgilenmenin yanı sıra gün geçtikçe artan ve toplu halde yapılan anne baba eğitimlerine katılabilirsiniz. Sıcak temas çok önemlidir. Çocuğu görüp koklamak onu tüm duyuları kullanarak tanımam gerekiyor. Anne babaya dokunmadan çocuğu iyileştiremeyiz çünkü çocuk da hiçbir zaman kendinden kaynaklanan bir sorun olmaz. O zaten yalan nedir bilmeden, saf ve temiz olarak dünyaya gelmiştir ve tüm olumsuz davranışları etrafından öğrenir. Bu tür aileler hiç kavga etmediklerini, evde çok iyi anlaştıklarını ve çocuklarının her türlü ihtiyaçlarını karşıladıklarını söylerler. Gerçek ise öyle farklıdır ki çocuk bunun tam tersini anlatır.
Kardeşi olan çoğu insanın yaşadığı kardeş kıskançlığından bahseder misin?
İlk çocuk, bir anne bir baba ve bir de kendileri olan bir dünyaya geliyor. Tam merkezde yer almışken bir anda bir kişi daha katılıyor aileye ve o kişi ona ortak oluyor. Aldığı mesaj ise Hayatımızın merkezinde sen değil artık kardeşin yer alıyor şeklindedir. Büyük çocuklar için bu çok tramvatik bir durumdur. Küçük çocuklar bu pabucu dama atılmışlık hissini yaşamazlar çünkü merkeze zaten kendisi oturmuş ve bir kardeşi olmamışsa orada kalmıştır. Kardeşini boğmaya çalışan, elini sobaya yapıştıran çocuklar çok fazladır.
Peki, bu insanın içini yakan kıskançlık nasıl engellenebilir?
Bir kere anne baba böyle bir şey olabileceğinin farkında olacak. Nasıl ölüm ve ayrılıklarımızda yas tutmak doğalsa kardeş kıskançlığı da gayet doğaldır. Eğer bu bilgiye sahipseniz zaten yüzleşeceğiniz şeye hazırsınız demektir. Çocuğa bu süreçte gerçekleri söylemek çok önemlidir. Kardeşin geldiğinde o ihtiyaçlarını senin gibi tek başına karşılayamayacak, onu sık sık emzirmek zorunda kalacağım gibi sözlerle nelerle karşılaşacağına hazırlamak gerekiyor. Seninle daha az ilgilenebileceğim bile denilebilir. Kardeş kıskançlığı engelleyebilmek için çaprazlama dediğimiz yöntem de kullanılmak zorundadır. Yeni üye ile sadece anne ile ilgilenmemeli eş derecede baba yeni gelenle ilgilenirken anne ilk çocukla ilgilenmelidir. Eğer bir çocukla baba en çok ilgilenmişse çocuk babaya değer verip anneyi yok sayabiliyor ya da tam tersi anneye aşık olup babayı reddedebiliyor. Bu nedenle çapraz ilişki çok önemli. Eğer bu sağlıklı denge kurulamaz ise çocuk kardeşine, evine, anne babasına zarar vermeye kalkabilir. Hatta daha da ileri giderek dikkatleri üzerine toplayabilmek için kendine dahi zarar verebilir.
Çocuklara etraflarındaki negatif davranışlardan kendilerinin sorumlu olmadığını anlatmanın bir yolu var mıdır?
Her şeyden önce kendine özgüveni olan bir çocuk yetiştirmek önemli. Bu da kendinde özgüven geliştirmeyi başarmış bireylerin yanında yetişip yetişmediğine bağlı çünkü biz insanlar hangi koşullarda dünyaya gelmişsek hayatı o şekilde algılıyoruz. Eğer çocukların her istediği yerine getirilmişse hep birilerinin kendisi için bir şeyler yapmasını bekleyecek ve tek başına var olamayacağını hissedecektir. Halbuki tek başına kendi ayakları üzerinde durabilen çocuklar yetiştirebilirsek karşısındaki insandan hiçbir şey beklemeyecektir. Bu beklentisizlik hali ise karşı tarafın yaptıklarından her ne kadar olumsuz olurlarsa olsunlar etkilenmemesine neden olur. Düşünüldüğünün aksine her istediğimizin verilmesi bizi güçsüzleştirirken hayatın gerçeklerinin farkında olmak bizi güçlü hale getiriyor. Çocuk annesine Anne sen ölecekmişsin doğru mu? diye sorduğunda 'Hayır ölmeyecek hep senin yanında olacağım' cevabını vermek yerine, ölümünde doğum gibi hayatın bir parçası olduğu gerçeği anlatılabilir. Elbette her gerçeği her yaşta söylemeyeceğiz. Çocuk öğrenmek istediği zaman sorularını kendi yöneltecektir henüz soru gelmeden bu bilginin verilmesi çocuğa fayda yerine zarar verir.
Haber Merkezi