- Sağlık
- 21.10.2025 16:07
Kekemelik bir hastalık mı, tedavisi var mı?
Kekemelik bir davranış bozukluğu değil, erken müdahale ile büyük ölçüde aşılabilen çok faktörlü bir iletişim sorunu. Çocuk Psikiyatristi Doç. Dr. Fatma Sibel Durak, kekemelik yaşayan çocukların sabırla dinlenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Çocuğu susturmak değil, anlamaya çalışmak tedavinin ilk adımıdır” dedi.
- Oluşturulma Tarihi :
- Güncelleme Tarihi :
- Kaynak : BÜLTEN

Konuşma akışında duraksamalar, ses uzatmaları veya kelime tekrarlarıyla kendini gösteren kekemelik, genellikle 2–7 yaş arasında başlıyor ve erken fark edilmediğinde çocuğun psikososyal gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi Çocuk Psikiyatri Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Fatma Sibel Durak, kekemeliğin doğru yaklaşımla büyük ölçüde aşılabileceğini vurgularken, ailelere “Sabırla dinleyin, düzeltmeyin, anlamaya çalışın” çağrısı yaptı. Kekemeliğin bir davranış değil, çok faktörlü bir iletişim bozukluğu olduğunu belirten Durak, okul öncesi dönemde erken müdahalenin kritik önem taşıdığına dikkat çekti.
KEKEMELİK NEDEN OLUR?
Kekemelik tek bir nedene bağlı olmayıp genetik, nörolojik ve çevresel etkenlerin birleşimiyle ortaya çıkıyor. Doç. Dr. Durak, vakaların %60–70’inde aile öyküsü bulunduğunu ve beynin konuşmayı yöneten bölgelerindeki iletişim farklılıklarının konuşma akışını etkileyebileceğini belirtiyor. “Bazı aileler çocuğun kekelemesini ‘utangaçlık’ ya da ‘dikkat çekme isteği’ olarak yorumluyor. Oysa kekemelik bir davranış değil, destek alınması gereken bir iletişim bozukluğudur.” Durak, uzun ekran süreleri, stres, aile içi gerginlik veya okul değişikliği gibi çevresel faktörlerin de kekemeliği tetikleyebileceğini vurguladı.
KEKEMELİĞİ ERKEN FARK ETMEK ÖNEMLİ
Kekemelik genellikle konuşma becerisinin hızla geliştiği okul öncesi dönemde başlıyor. Bu süreçte beyin, öğrendiği yeni kelimeleri akıcı şekilde organize etmekte zorlanabiliyor. Doç. Dr. Durak, işlevsellikte bozukluk olduğunda vakit kaybetmeden uzmana başvurulması gerektiğini belirtti: “Çocuğun konuşmasını düzeltmek, cümlesini tamamlamak veya ‘yavaş konuş’ demek çocuğu baskı altında hissettirir. En doğru yaklaşım, sabırla dinlemek, acele ettirmemek ve profesyonel destek almaktır.”
Ailenin yaklaşımı, kekemeliğin seyrinde belirleyici rol oynuyor. Durak, sabır, anlayış ve güven ortamının çocuğun konuşma akıcılığını artırdığını vurguladı: “Çocuğu düzeltmek yerine anlamaya çalışmak, konuşma temposuna saygı duymak gerekir. Kekemeliği gizlemek ya da çocuğu topluluk önünde konuşturmaktan kaçınmak durumu daha da güçleştirir. Çocuk kendini ifade ettikçe akıcılığı artar.”
Kekemelik yaşayan çocukların en çok zorlandığı ortamların başında okul geliyor. Akran zorbalığı, çocukta kaygı, özgüven eksikliği ve sosyal geri çekilmelere neden olabiliyor. Durak, öğretmenlerin ve okul yönetimlerinin bu konuda farkındalık geliştirmesi gerektiğini vurguladı: “Öğretmenler sınıf ortamında sabırlı ve destekleyici olmalı, okul yönetimleri kekemelikle ilgili farkındalık eğitimleri düzenlemelidir. Akranlara, kekemeliğin nedenleri anlatılarak empati kazandırılmalıdır.”
KEKEMELİK NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Kekemeliğin tedavisinde amaç, çocuğun konuşma akıcılığını artırmak, özgüvenini güçlendirmek ve sosyal uyumunu desteklemektir. Doç. Dr. Fatma Sibel Durak, tedavinin her çocuk için bireysel olarak planlandığını belirterek, konuşma terapisi, psikolojik destek ve aile eğitiminin birlikte yürütülmesinin en etkili sonuçları verdiğini söyledi. “Çocuk Psikiyatristi, Konuşma ve Dil Terapisti ve ailenin birlikte çalıştığı durumlarda çok başarılı sonuçlar alınabiliyor. Özellikle erken dönemde başlanan terapilerde kalıcı iyileşme oranı oldukça yüksek.” Durak, terapi sürecinde çocuğun oyun yoluyla kendini ifade etmesinin teşvik edildiğini, bunun da tedaviyi daha keyifli ve güvenli hale getirdiğini ifade etti.
Kekemelik yaşayan çocukların yaklaşık %75–80’inde zamanla düzelme gözleniyor. Ancak bu süreçte erken müdahale, aile desteği ve uzman rehberliği büyük önem taşıyor. Doç. Dr. Fatma Sibel Durak, sözlerini şu mesajla tamamladı: “Her çocuk kendi hızında konuşur. Kekemelik doğru yaklaşımla düzelebilir. Çocuğu yargılamadan, sevgiyle ve sabırla desteklemek en etkili tedavidir. Kekemelik utanç değil, aşılabilir bir gelişim sürecidir.”
Çeşme Belediyesi, ilçede görev yapan tüm muhtarlara yönelik dayanışmayı güçlendirecek ziyaretler ve ortak çalışma programlarını da sürdürüyor. Belediye yönetimi, yerel yönetimin en yakın temsilcileri olan muhtarlarla iş birliği içinde mahallelerin ihtiyaçlarına hızlı ve kalıcı çözümler üretmeye devam edeceğini belirtti.
Kaynak : BÜLTEN