Gençlerde kalp krizi tehlikesi artıyor

Kalp ve damar hastalıkları artık sadece ileri yaştaki bireylerin değil, gençlerin de karşı karşıya olduğu ciddi bir sağlık sorunu haline geldi. Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Yusuf Altınkaynak, özellikle 20–40 yaş arasındaki kişilerde kalp krizi vakalarının artış göstermesinin endişe verici olduğunu belirtiyor. Modern yaşamın getirdiği hareketsizlik, stres ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarının gençlerin kalbinde adeta “saatli bomba” etkisi yarattığını ifade ediyor.

SAATLİ BOMBA ETKİSİ YARATIYOR

Ailesinde kalp hastalığı öyküsü olanlar, sigara kullananlar ve obezite veya diyabet gibi sağlık sorunları taşıyan gençler daha yüksek risk altında bulunuyor. Bu kişilerde çarpıntı, nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi belirtiler daha erken yaşta görülebiliyor.
Uzm. Dr. Altınkaynak, “Gençlerde kalp krizi bazen göğüs ağrısı olmadan, yalnızca halsizlik, mide bulantısı ve ani çarpıntı ile de başlayabilir. Bu yüzden gençlerin bu tür belirtileri göz ardı etmemesi önemlidir.” diyor.

YAŞAM TARZI RİSKLERİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ

Gençlerde kalp krizi riskinin yükselmesinin temelinde kontrolsüz risk faktörleri bulunuyor. Uzun süreli hareketsizlik, ekran başında çok vakit geçirmek, fast-food ağırlıklı beslenme ve düzensiz uyku, damar sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu durum, damar sertliğini hızlandırarak erken yaşta kalp krizine zemin hazırlayabiliyor.
Ayrıca obezite, diyabet ve yüksek kolesterol gibi metabolik sorunların genç yaşta ortaya çıkması, damar tıkanıklığı sürecini hızlandırıyor.

KALBİ KORUMAK İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Genç yaşlarda kalp-damar hastalıklarının artması, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının ve düzenli kontrollerin önemini ortaya koyuyor. Günlük yaşamda egzersizi rutin hâle getirmek, sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak kalp sağlığını destekliyor.
Beslenmede sebze, meyve, tam tahıllar ve sağlıklı yağların ön planda olduğu dengeli bir beslenme programı tercih edilmeli. Fast-food ve şekerli yiyeceklerin sık tüketimi, damar sertliğini hızlandırarak erken yaşta risk oluşturabiliyor. Yeterli uyku almak ve stres yönetimini sağlamak da kalp ritminin korunmasında kritik rol oynuyor.
Ailesinde kalp hastalığı öyküsü olan veya sigara, obezite, diyabet gibi risk faktörleri taşıyan gençlerin 20’li yaşlardan itibaren düzenli kalp kontrolleri yaptırması gerekiyor. Risk faktörü taşımayanlar ise 30 yaşından itibaren rutin kalp taramalarına başlamalı. Bu kontroller kapsamında tansiyon, kolesterol ve kan şekeri ölçümleri yapılırken, gerektiğinde EKG ve efor testi ile kalp fonksiyonları değerlendirilebiliyor. Erken dönemde fark edilen küçük değişiklikler, ileride ciddi kalp krizlerinin önlenmesine yardımcı olabiliyor.
“Genç bireyler, düzenli sağlık kontrolleri ile tansiyon, kolesterol ve kan şekeri değerlerini takip etmeli. Bu değerlerde görülen küçük değişiklikler bile gelecekteki ciddi kalp sorunlarının habercisi olabilir. Kendini sağlıklı hissetmek kontrolleri ertelemek için gerekçe olmamalı. Erken önlem almak, ileride yaşanabilecek kalp krizlerini büyük ölçüde engeller.” şeklinde açıklamada bulunan Uzm. Dr. Yusuf Altınkaynak, düzenli takip ve bilinçli davranışlarla birçok komplikasyonun önlenebileceğini belirtti.