Sayfa Yükleniyor...
Yaşamın tüm alanlarında daha ileri gitmek ya da kendi hayatında gelişim ve değişim fırsatını yakalamak isteyenlere kişisel süreç programı sunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Uşarer, aldığı eğitimler ve deneyimler doğrultusunda kurduğu Beslenme Danışmanlığı ve Eğitim Merkezinde verdiği hizmetleri anlattı
E. ÇAĞLA GENİŞ
Alerji, kilo alamama ve kilo verememe gibi sağlık sorunlarına neden olan gıda intoleransı testi hakkında bilgi veren Uşarer, Sağlıklı olduğunu düşünüp yediğimiz birçok besin vücudumuzda zaman zaman olumsuz etkilere yol açabilir. Gıda intoleransı, sağlıklı olduğunu düşündüğümüz, yemekten keyif aldığımız ve fazlaca tükettiğimiz gıdalar vücudumuza zarar veriyor olabilir. Örneğin yediğiniz domates, brokoli, yumurta gibi besinleri vücudunuz sindiremiyorsa içindeki proteinlere tepki vermeye başlar. Çoğu zaman yaşadığımız gaz, şişkinlik, halsizlik, yorgunluk, uyku bozuklukları, depresyon gibi daha birçok oluşabilecek rahatsızlıkların kaynağı olabiliyor. En önemlisi de kilo vermemize engel olabiliyor. Hangi gıdalara karşı intoleransımızın olduğunu öğrendiğimiz zaman beslenme programlarını ona göre planlıyor ve hayatı kolaylaştırıyoruz diyerek testin öneminden bahsetti.
YAŞAM TARZINA UYGUN BESLENME PROGRAMLARI
Kişiye özel beslenme programı uygulamasının gelecek için iyi bir yatırım olduğunu ve ideal kiloda kalındığı sürece hastalıklara yakalanma olasılığının en aza indiğini belirten Uşarer, Kilo problem ya da herhangi bir sağlık sorununuz olmaksızın yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenebilirsiniz. Oluşabilecek riskleri göz önüne alıp kişiye özel beslenme programının uygulanması gelecek için iyi bir yatırım olacaktır. Kilo yönetimi dediğimizde akla ilk gelen kilo vermek oluyor. Obezite sağlık için tehlikeli olduğu kadar zayıflık da tehlikelidir. İdeal kiloda olduğumuz sürece hastalıklara yakalanma olasılığımız en aza iniyor. Amacımız kişinin alışkanlıklarını göz önüne alarak mümkün olduğunca yaşam tarzına uygun beslenme programı uygulamak ve kilo yönetimi için ne yapması gerektiğini anlatmaktır dedi.
HAMİLELİKTE BESLENME
Anne adayının yeterli ve dengeli beslenebilmesinin bebek için büyük önem taşıdığını ifade eden Uşarer, Annenin kilo kazanımı bu dönemde önemlidir. Gereğinden az ya da çok kilo alımı bebeğin gelişim sürecini olumsuz etkileyebilir. Annenin kendi depolarını koruyarak bebeğin beslenmesini sağlamak için beslenme programı uygulamak gereklidir. Gebelik süreci önemli olduğu kadar emzirme dönemi de büyük önem taşır. Özellikle ilk 6 ay bebeğin sadece anne sütü alması bağışıklık sisteminin güçlendirir. Kimi zaman anne gebelikte aldığı kiloları biran önce vermek ister. Uygunsuz zayıflama diyetleri annenin süt verimliliğini azaltır. Amaç gebelik ve emzirme dönemine uygun yeterli ve dengeli beslenme programlarını uygulayarak keyifli bir dönem geçirmenizi sağlamak ve bebeğinizi ihtiyaçlarını karşılamanıza yardımcı olmaktır ifadelerinde bulundu. Adet dönemi, hamilelik, emzirme süreci ve menopoz dönemi metabolizmayı etkileyen süreçler olduğunu söyleyen Uşarer, Kadınlar yaşamı boyunca birçok fizyolojik değişimler yaşar. Her seferinde hormonlar vücudumuzda çeşitli değişiklikler gösterir. Bu süreçlerin başında adet dönemi ve menopoz gelmektedir. Bu dönemde kilo alma, tatlı krizleri, ödem, vücut yağ dokusunun artması gibi süreçler başlıcalarıdır. Bu dönemleri en hafif şekilde geçirmek için kişinin durumuna göre beslenme programlarının düzenlenmesi kişinin fizyolojik ve psikolojik olarak kendini iyi hissetmesini sağlar dedi.
SPORCULARIN PERFORMANSINI ARTIRIYOR
Aktif olarak spor yapan bireylerin sağlıklı beslenme programıyla beraber performansını artırabileceğini kaydeden Uşarer, Yapılan spor türüne göre farklı beslenme modelleri bulunmaktadır. Bireyin yaşam standardına, metabolizmasına, aktivite türü ve sıklığına göre uygun beslenme programı yaparak kişinin performansını artırmayı hedef alıyoruz. Bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemleri büyüme ve gelişme açısından farklılıklar gösterir. Her dönemde bireyin ihtiyaçları farklılaşır özellikle ergenlik döneminde psikolojik ve fizyolojik değişimler yaşanır. Amaç gençlerin yeterli ve dengeli beslenmesini sağlayarak sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirmelerini sağlamaktır diye konuştu.
YAŞAM KOÇU KİŞİLERE YOL ARKADAŞLIĞI YAPAR
Yaşam koçunun, gelişim ve değişim sürecinde kişinin hayatında tatmin ve denge yarattığını ayrıca farkındalığını artırarak olaylara farklı açılardan bakılmasına yardımcı olduğunu belirten Uşarer, Kendi yaşamına dışarıdan bakmak, anlamak ve içindeki potansiyeli güce çevirmek için fırsat yaratır. Yaşam koçu; hayalinizi gerçekleştirmeye hedefinizi bulmaya yardımcı olur. Yaşam koçu size yönlendirme, tavsiye vermez. Yaşam koçu terapi uygulamaz ve tedavi etmez. Yaşam koçu akıl ve ruh sağlığı yerinde olan kişilere yol arkadaşlığı yaparak kendi yolunuzu kendinizin bulmasını sağlar dedi. Uşarer, kimlerin yaşam koçu hizmetinden faydalanabileceğini şöyle sıraladı:
3 yaş üstü öğrenciler ve yetişkinler
Motivasyonunu artırmak isteyenler
Karar vermek isteyenler
Hayallerini ve hedeflerini gerçekleştirmek isteyenler
Hayatına yeni anlamlar yüklemek isteyenler
İlişkilerinde tatmin edici mutluluğa ulaşmak isteyenler
Davranış değişikliği geliştirmek isteyenler
Yaratıcılığını artırmak isteyenler
YETERLİ VE DENGELİ BESLENMELERİNİ SAĞLIYORUZ
Hastalıklara göre oluşturduğu beslenme programlarıyla hastalara da hizmet veren Uşarer, Böbreklerimiz vücudumuzun süzgeçleri gibidir. Sıvı elektrolit dengesinin sağlar aynı zamanda hormonlar üzerinde düzenleyici etkileri vardır. Bu dengeler bozulduğunda çeşitli böbrek rahatsızlıkları oluşabilir. Her hastalığa göre ayrı beslenme programının uygulanması kişinin yaşam kalitesini artırır. Hastalıkların arasında en sık görülen sindirim sistemi hastalıkları rahatsızlıklarıdır. Özellikle gastrit ve ülser kişinin sosyal yaşantısını olumsuz etkilemektedir. Kişiye özel beslenme programının uygulanması kişinin yaşam kalitesini artırarak yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamaktadır. Kanserde beslenme olumsuz etkilenir. Bireylerin yeterli ve dengeli beslenmeye ihtiyaçlarının fazla olduğu dönemde hastalığın yan etkileri iştahsızlık başta olmak üzere birçok olumsuz duyguyu beraberinde getirir. Yaşam standardının düşmesi de kişileri psikolojik olarak etkilemektedir. Bu dönemde amaç kişilerin ihtiyaçlarına göre beslenme programı hazırlayarak iştahsızlığın ve kilo kaybının önüne geçmektir şeklinde konuştu.
YENİ YILI EVDE GEÇİRECEKSENİZ
Yeni yıla girerken geceyi evde geçireceklere sağlıklı beslenme üzerine tavsiyelerde bulunan Uşarer, yemeğe çok aç oturmamaya özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Uşarer, Yemekten önce bir avuç kadar çiğ fındık, badem ile 1 adet taze meyve ya da sütlü kahve gibi seçimler nefsinizi köreltebilir. Ana yemek öncesi peynirli salata, ızgara sebze ya da zeytinyağlılar ile başlangıç yapılabilir. Yılbaşının vazgeçilmez lezzeti hindi etidir. Hindinin yanında pilav, püre, çorba ya da ekmekten birini seçmeniz fazla karbonhidrat almamanızı sağlar. Eğer yemekten sonra tatlı ya da meyve tüketilecek ise karbonhidrat grubundan küçük porsiyonlar almanızı tavsiye ederim. Tatlı olarak cevizli kabak tatlısı, fırında armut ayva tatlısı ya da meyve, dondurma da olabilir. Yemek sonrası fazla kalori almamak için salatalık, havuç, biber gibi taze sebze ve meyveleri atıştırmalık olarak kullanabilirsiniz. Bir başka alternatif tuzsuz fındık, badem, ceviz, yaban mersini, kuru üzüm gibi kuruyemişleri ya da 1 kase patlamış mısır tüketebilirsiniz diye konuştu.
AÇIK BÜFEDEN UZAK DURUN
Yeni yılı dışarıda karşılayacak olanların daha dikkatli olması gerektiğini hatırlatan Uşarer, açık büfe seçeneği sunan yerlerden uzak durulması gerektiğini konusunda uyardı. Uşarer, Ev dışındaysanız daha dikkatli olmanız gerekmektedir. Bulunduğunuz mekanda açık büfe ya da limitsiz içki ve meze gibi seçenek sunan yerlerden uzak durmanızı tavsiye ediyorum. Bu gibi durumlarda sadece yemeğe odaklanmayın. Sağlıklı düşünüp doğru karar vermek gerekiyor. Ana yemek olarak hindi, tavuk, balık veya kırmızı eti yanında salata ardından küçük porsiyonlarda tatlı ya da meyve yenilebilir ifadelerinde bulundu.
YENİ YILIN İLK GÜNÜ
Yeni yılın ilk gününde beslenme üzerine tavsiyelerde bulunan Uşarer, Yeni yılın ertesi günü protein ağırlıklı kahvaltı yapmak akşam aldığınız kalorilerin yakılmasını hızlandıracaktır. Mümkün olduğu kadar ekmek, simit, poğaça, boyoz gibi fazla karbonhidratlardan uzak durmanız gerekiyor. Geç kahvaltı olacağı için öğle yemeği atlanabilir. Sadece 1 meyve ve çiğ fındık veya bademin olduğu bir ara öğün yapılmalıdır. Akşam yemeğinde ise ızgara ve salata şeklinde olabilir. Gün boyu yaklaşık 3 litre su içilmelidir. Suyun yanında bitki çaylarından özellikle yeşil çaydan destek alabilirsiniz dedi. Bu arada mutlaka 90 dakikalık yürüyüş yapmanın bir gece önce alınan kalorilerin yağa dönüşmesini engelleyeceğini hatırlattı.
Haber Merkezi