Mükemmeliyetçilik çocuğunuza zarar verir

Doyumsuzluk ve tatminsizliğin ruh sağlığının baş düşmanı olduğunu belirten Psikolog Fatmanur İbaoğlu Zahnd, anne-babaların sergilediği mükemmeliyetçi yaklaşımın çocuklara büyük zarar verdiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 18.12.2017 07:56
  • Güncelleme Tarihi : 18.12.2017 07:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Mükemmeliyetçilik çocuğunuza zarar verir

NİLGÜN TAZE / ÖZEL HABER

Mükemmeliyetçilik iki ucu keskin bir kılıç gibidir. Kişi hem en yüksek standartlara ulaşması hem de asla hata yapmaması gerektiğine inanır. Bu ilk bakışta olumlu bir özellik gibi görünse de aslında erişilmesi mümkün olmayan bir konuma umutsuzca erişme çabası anlamına gelir. Mükemmeliyetçi kişiler genellikle davranışlarıyla kendilerine zarar verdiklerinin farkına varmayarak çok istedikleri sevgi ve kabul görmeden mahrum kalırlar.

Anne baba olmanın sorumluluklarının büyük olduğunu ve bireylerin kendini ebeveynliğe hazır hissetmeden çocuk sahibi olmalarının hem kendilerine hem de çocuğa büyük zararlar verebileceğini açıklayan Psikolog Fatmanur İbaoğlu Zahnd, “Çocuklarımız dünyaya geldiğinde onların öğrenme süreci başladı gibi geliyor. Aslında başlayan hatta hiç bitmeyen biz anne-babaların öğrenme süreci.  Çocuklarımızdan sürekli bir şeyler öğreniyoruz. Onlar bizim hayatımızda duymadığımız konular, metotlar öğrenip beklemediğimiz bir anda bunu bizimle paylaşarak bizi şaşırtabiliyorlar. Ya da bir sohbetin tam ortasında öyle bir yorum yapıyorlar ki, tam da ihtiyacımız olan bir anda, yaşamla ilgili hayat dersi değerinde bir cümle ile bize bilgelik aktarabiliyorlar” dedi.

TAKDİR ETME RUHU

Çocukların bazen yetişkinlerin güçlükle başa çıkabildiği durumlar hakkında kolaylıkla çözüm üretebildiğini açıklayan Zahnd şunları söyledi: “Çocuklarımız bizlerden farklılar. Hem de çok farklılar. Bırakın farklı olsunlar, o farklılıklar için şükredin ve onları takdir edin. Bir düşünün, bizim kopyamız olsalardı hayat ne kadar da sıkıcı olurdu. Çocuğunuzda en çok neyi takdir ediyorsunuz? Derslerde çalışkanlığını mı? Okul, sınav başarılarını mı? Sportif başarılarını mı? Müzik veya resim yeteneğini mi? Derin bir nefes alın ve kendinize sorun.  Bu cevaplardan hiçbirinin doğru cevap olmadığını siz de çok iyi biliyorsunuz. Çocuğunuz siz onu takdir ederken yanlı olmadığınızı, tercihiniz olmadığını, her alandaki emeklerini takdir ettiğinizi bilmeli.”

DOĞRU TUTUM

Çocukların en çok tutum ve davranışlarının takdir edildiğini bilmeye ihtiyacı olduğunu açıklayan Zahnd, “Çocuğunuzun kişiliğindeki farklılıkları görüp takdir etmeye çalışın. Sizin takdiriniz herhangi başka bir kimsenin takdirinden çok daha önemli ve kişilik gelişimi için çok önemli. Çocuğunuz, bu yaşamda elde edilebilecek en büyük başarının olaylara karşı doğru tutumda olmayı ve uygun davranışları sergileyebilmek olduğunu bilmeli.  Çocuğunuzu hangi alanlarda tebrik edip hangi alanlarda başarılarını ödüllendiriyorsunuz dikkat edin. Eğer sadece, okul başarısı, sınavlar, notlar, diplomalar gibi sonuçları teşvik ediyorsanız o zaman yaşamda sadece bunlara değer verecektir” açıklamasını yaptı.

İÇSEL TATMİN

Çaba, emek, dürüstlük, anlayış, iyi niyet,  alçakgönüllülük ve sürekli gelişim yönündeki davranışları ödüllendirmenin çocukları başarı adına attığı adımları sağlam temeller üzerine kurmasına neden olacağını söyleyen Zahnd, “Çocuklarımızın başarıları ruhsal ilkeler doğrultunda hareket ettikleri zaman kalıcı olur. En önemlisi ise çocuklarımız başarının yanında tatmin duygusunu tadar. Bir çocuğun hatta bir ebeveynin sağlıklı, huzurlu ve ruhsal dengede bir yaşam sürdürmesi için o içsel tatmin duygusunu tatması şarttır. İçsel tatmin duygusu kişisel değerlerimizin oluşması ve o değerler doğrultusunda bir yaşam kurmamızla paralel olarak artar. Çocuk küçüklüğünden itibaren sağlam değer yargıları ile hayata bakmaya ve davranmaya yönlendirilmiş ise ve tüm başarılarını da bu temele oturtursa en üst düzeyde tatmin duygusu ile bir yaşam sürdürebilir” ifadelerini kullandı.

MÜKEMMELİYETÇİLİK

Zahnd, doyumsuzluk ve tatminsizliğin ruh sağlığının baş düşmanı olduğunu belirterek, “Mükemmeliyetçi bir anne-baba olmaktan kaçının. Çocuğunuzdan da mükemmel olmasını beklemeyin. Bu mutsuzluğa ve ruhsal problemlere davetten başka bir şey değildir. Sürekli mükemmeli arayan veya hedefleyen bir insanın tatmin ve doyum duygusunu hiçbir zaman tadamayacağı bir gerçektir. Yetiştirmeyi hedeflediğimiz çocuk kendi değer yargıları doğrultusunda, kendi kişiliğini oluşturma çabası içinde olan ve bunu yaparken başkalarına asla zarar vermeyen çocuktur.  Hedeflememiz gereken budur. Çocuklarınız için meslek, okul, burs hayal etmeyi bırakıp buna odaklanın. Göreceksiniz ki çocuğunuzun başarısı kendiliğinden en az ikiye katlanacak” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi