Sağlık emekçileri ülke genelinde iş bıraktı: Şiddet önleyici yasalar çıkarılmalı

Sağlık emekçileri ülke genelinde iş bıraktı: Şiddet önleyici yasalar çıkarılmalı

Sağlık emekçileri ülke genelinde 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Emekçiler, taleplerini sıralarken, sık sık ‘sermayeye değil sağlığa bütçe’ sloganları attı


  • Oluşturulma Tarihi : 14.03.2025 13:27
  • Güncelleme Tarihi : 14.03.2025 13:27
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sağlık emekçileri ülke genelinde iş bıraktı: Şiddet önleyici yasalar çıkarılmalı

SEMİ TEKTAŞ / Sağlık emekçileri, sağlık hizmetinin metalaştırılarak alınıp satılan bir mala dönüştürülmesine, hastaya müşteri denilmesine ve sağlık bütçesinin özel sermayeye akıtılmasına, sağlık kurumlarının şirketleşmesine, halkın sağlığının paraya tahvil edilmesine, performans -güvencesizlik- şiddet üçgeninde faturanın sağlık emekçilerine kesilmesine ve 14 Mart Tıp Bayramı’nın Sağlık Mücadele Haftası olması talebiyle ülke genelinde 1 gün iş bıraktı. İzmir’de eylemlerin adresi Cumhuriyet Meydanı oldu. İzmir Sağlık Platformu’nun düzenlediği eylemde sağlık emekçileri Konak Eski Sümerbank önünden Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüdü. Platform daha sonra ortak bir basın açıklaması ile talepler sıraladı. Eylem Atatürk Anıtına bırakılan çelenk ile son buldu. Platform adına konuşan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, “Mevcut sağlık politikaları, birinci basamağı giderek zayıflatmakta, aile hekimlerini ve aile sağlığı çalışanlarını güvencesiz ve sürdürülemez bir çalışma düzenine mahkûm etmektedir” diye konuştu.

YÜKSEL: AYAKLAR ALTINDA OLAN SADECE MESLEK ONURUMUZ DEĞİL

Hekimlik mesleğini ilaç yazdırma olarak görülmesine tepki gösteren Yüksel, “Bu 14 Mart’ta biz hekimler ve tüm sağlık emekçileri; meslek onurumuz ve halkın sağlığı için bir aradayız. Ayaklar altında olan sadece meslek onurumuz değil, aynı zamanda; halkın nitelikli sağlık hizmetine erişme hakkı, herkese eşit ve ücretsiz sağlık hizmet hakkı, gerekli olan tüm tıbbi ilaç ve malzemeyi temin edebilme hakkı, bir hekimin “100. hastası olmama” hakkı, tüm hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çağdaş, nitelikli, yeterli muayene sürelerinde, şiddetsiz-güvenli binalarda ve ortamlarda çalışma hakkı, ek ödeme ile değil; her ay düzenli tek ödeme ile refah içinde geçinebilme hakkı, geçici görevlerle oradan oraya savrularak idarelerin elinde “oyuncak olmama” hakkı, halkın ihtiyacı olan tedaviyi baskısız ve koşulsuz uygulayabilme hakkı, hekimin reçetesine dokundurmama hakkı, yıldırıcı ve işlevsiz yönetmeliklerle değil hekimlik ve sağlık iş kolunu koruyan kanunlarla mesleğini uygulama hakkı  da ayaklar altındadır. Bu haklar siyasi otoritelerin varlıklarını devam ettirebilmeleri için maalesef hunharca çiğnenmektedir.  Halkımızın sağlığını ve meslek onurumuzu bizlerden başka düşünen bir sistem maalesef yoktur! Bırakın bu işi biz çözelim! Arapsaçına döndürdüğünüz sağlık sistemimizi biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak akılcı yaklaşımlarla ve bilimin ışığında medeni bir düzeye kavuşturalım.  Katsayılara boğduğunuz bordromuz, her ay türlü gerekçelerle kırparak sadaka verir gibi dağıttığınız ek ödemeleriniz, halkı şiddete kışkırtan söylemleriniz, hastalandığımızda rapor bile alamadığımız, her hafta gittiğimiz geçici görevlerle nerede çalıştığımızı unutur hale geldiğimiz, hekimlik mesleğini “ilaç yazdırma” ya indirgediğiniz bir sistemle artık çalışmak istemiyoruz!” şeklinde konuştu.

YÜKSEL: BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ TEHLİKE ALTINDA

Yüksel, “Maalesef birinci basamak sağlık hizmetleri ve aile hekimliği de tehlike altında! Birinci basamak sağlık hizmetleri, sağlık sisteminin temel taşıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlü olması, hastalıkların önlenmesi ve sağlık harcamalarının azaltılması açısından kritik öneme sahiptir. Ancak mevcut sağlık politikaları, birinci basamağı giderek zayıflatmakta, aile hekimlerini ve aile sağlığı çalışanlarını güvencesiz ve sürdürülemez bir çalışma düzenine mahkûm etmektedir. Özellikle Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği, sağlık çalışanlarını baskı altına alan, cezalandırıcı ve iş güvencesini tehdit eden düzenlemeler içeriyor. Aile hekimlerine dayatılan angarya işler, artan hasta yükü ve reçeteye müdahale, gelmeyen hasta sebebiyle kesilen cezalar, subjektif hasta memnuniyeti nitelikli sağlık hizmeti sunumunu zorlaştırmaktadır. Hekimlerimiz tüm giderlerini kendileri karşılayarak aile sağlığı merkezlerini ayakta tutmaya çalışıyor. Ve sonuçta karşılığında ne mi var koskoca bir HİÇ, memnuniyetsiz bir hasta profili, şiddet, idari cezalar, rapor-izin-gelmeyen hasta nedeniyle kesilerek kuşa dönmüş bir maaş!” diye konuştu.

TALEPLER SIRALANDI

Yüksek, sağlık emekçilerini taleplerini şöyle sıraladı: “Sağlıkta şiddeti önleyici etkin yasalar çıkarılmalı ve güvenli çalışma ortamları sağlanmalıdır. Performansa dayalı, bölünmüş ödeme sistemi yerine tek kalemde, emekliliğe tamamı yansıyan güvenceli maaş getirilmelidir. Aile Hekimliği Yönetmeliği geri çekilmeli, çalışanların haklarını koruyacak yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirilmeli, birinci basamak sağlık hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmalıdır. Çalışma koşullarımız iyileştirilmeli, sağlık çalışanları üzerindeki iş yükü azaltılmalıdır. Aile hekimlikleri kamu binalarında yer almalı, şahsa ait, güvenliksiz, denetimleri eksik binalarda sağlık hizmeti verilmemelidir.”

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ