- Sağlık
- 20.04.2025 11:22
Diyetisyen Derya Zünbülcan, tüm kadınların yaşadığı menopoz dönemi ve erken menopoz hakkında uyarılarda bulunarak, beslenmenin hormon dengemiz üzerindeki önemli etkilerinden bahsetti
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Diyetisyen Derya Zünbülcan, kadınlık döneminin olağan bir parçası olan menopoz ve erken menopoz belirtileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Beslenme şeklimiz ile hormon dengemizin yakından ilgili olduğunu vurgulayan Zünbülcan, “Vücudunuzu bir sahne, hormonları ise o sahnede en güzel eserleri canlandıran bir orkestra gibi düşünün. Oldukça karmaşık ancak bir o kadar da ahenkli bir birliktelik sonucu ortaya muhteşem bir eser çıkartıyorsunuz” ifadelerine yer verdi.
HORMONLARINIZI DENGELEYEBİLİRSİNİZ
Kadınların yaşam döngüsü boyunca ergenlik, hamilelik, emziklilik, menopoz gibi hepsi birbirinden özel dönemler yaşadığını belirten Diyetisyen Derya Zünbülcan, östrojen hormonu, menopoz ve beslenme üçgeninin hayatımızı nasıl etkilediğini anlattı. Zünbülcan, “Östrojen kadının döngülerinin her birini serüven tadında geçirmesi için gerekli olan en temel hormonlardan biridir” diyerek şu ifadelere yer verdi: “Genel olarak kadınlık hormonu olarak bilinse de hem kadınlarda hem de erkeklerde bulunur. Kolesterolden sentezlenen önemli bir hormondur. Yağ hücrelerinde ve böbrek üstü bezlerinde üretilir. Üç çeşidi vardır. Östron (E1), daha çok menopozdan sonra sentezlenir. Östradiol (E2), ergenlikten menopoza kadar olan ki süreçte sentezlenir. Östriol (E3), hamilelik sırasında sentezlenir. Östrojen yumurtalıklara yumurtlamaları için uyarı gönderir. Her biri sağlıklı kemikler ve canlı bir cilt için çok önemlidir.”
Hormonların vücudumuzun çalışma sürecinde birebir etkili olduğunun altını çizen Zünbülcan, “Bizim nasıl göründüğümüzü, nasıl hissettiğimizi ve dolayısıyla nasıl davrandığınızı hormonlarımız belirler. Bu nedenle hormonlarımızı tanımak ve hormonların sağlıklı şekilde üretilmesi için doğru beslenmek gerekiyor. Yapılan bilimsel çalışmalar bize sağlıklı beslenen, stresten uzak kalan, kötü alışkanlıklarını bırakıp sağlıklı yaşam tarzı değişikliğine giden kişilerde hormon dengelenmesinin mümkün olduğunu gösteriyor. Yani ister östrojen eksikliği ister fazlalığı yaşayın yaşam tarzınızı değiştirerek doğal yollarla hormonlarınızı dengeleyebilirsiniz” diye konuştu.
HAYAT KURTARAN BESİNLER VAR
“ Vücudunuzu bir sahne, hormonları ise o sahnede en güzel eserleri canlandıran bir orkestra gibi düşünün. Oldukça karmaşık ancak bir o kadar da ahenkli bir birliktelik sonucu ortaya muhteşem bir eser çıkartıyorsunuz” diyerek etkili bir benzetme ile hormonlar ve beslenme etkisi üzerine açıklamalarda bulunan Zünbülcan, “Nasıl ki o eserde her bir telin bile bir önemi, mucizevi bir etkisi varsa vücudumuzda da her hormonun ayrı bir önemi vardır. Bir enstrüman bozuk çalsa ahenk bozulur bedenimiz de öyledir. O nedenle tek bir mucizevi besin yoktur ancak yapılması gerekenlerin yanında kullanılırsa hayat kurtaran besinler vardır. Örneğin kekik, adaçayı, kuru erik, kayısı, keten tohumu, brokoli, karnabahar, gibi besinler tüketmek östrojen seviyelerinin dengelenmesine yardımcı olabilir. Bu besinlerin etkili olabilmesi için işlenmiş, paketli gıda tüketiminden uzak kalmalı, uyku düzenine dikkat etmeli, kızartmadan uzak durulmalıdır” uyarılarında bulundu. Erken menopoz geçiren kadınlara yönelik olarak da konuşan Derya Zünbülcan, “Bu süreçte en çok görülen sıkıntılar kilo alma, sürekli yorgun hissetme, aşırı gergin olma, bir mutlu bir mutsuz ruh hali arasında gidip gelme, hafıza kaybı, sindirim sorunları, aşırı sabırsızlık, sıcak basmaları ve uyku kalitesinde azalmadır. Bu şikayetler kortizon, tiroit, insülin ve östrojen dengesindeki düzensizliklerden kaynaklanabilir. Öncelikle kan şekerini dengede tutmak östrojen dengesi için hayati önem taşır. Bu nedenle şekerli karbonhidratlardan kesinlikle uzak durulmalısınız. Karbonhidrat ihtiyacınızı kuru baklagil, yulaf, mevsim sebzesi gibi daha yavaş yükseltecek karbonhidratlardan karşılayabilirsiniz. Alkol kırmızı çizgidir. Hormon dengesinin sağlanması için kesinlikle alkol kullanılmamalıdır. Özellikle kahvaltıda organik yumurta tüketmelisiniz. Yumurta kaliteli bir protein, kaynağıdır. Bu süreci sağlıklı geçirmenizde yardımcı olur” dedi.
Zünbülcan son olarak, “Parlayan bir cilt, sağlıklı saçlar, kırılmayan tırnaklar, derin ve dinlendirici bir uyku uyumak ancak hormonların sağlıklı çalışmasıyla mümkün. Hormonların sağlıklı çalışması ise vücudunuzun ihtiyacına yönelik bir beslenme planı ile karşılanabilir. Doğal tedaviler kişiye özel olduğu, sizin tahlillerinize göre hazırlandığı sürece etkilidir. Ancak internette reçete diye sunulan ve kime hazırlandığı belli olmayan kürlerin faydadan çok zararI olabilir. Size özel olmayan hiçbir tedaviyi uygulamayın” şeklinde konuştu.
SEÇTİĞİMİZ HER BESİNDE HAYATIMIZI DİZAYN EDERİZ
Yumurtalıkların düzgün bir biçimde çalışabilmesi için ihtiyaç duyulan besin maddlerine de değinen Zünbülcan, “Yumurtalıklarımız düzgün şekilde çalışabilmek için bazı besin maddelerine ihtiyaç duyar. İyot, selenyum, D vitamini ve çinko yumurtalama sırasında folikülün serbest bırakılabilmesi için gereken en temel vitamin ve minerallerdendir. Tüm bu besin ihtiyaçlarının temini ancak doğru beslenme ile mümkündür. Yanlış beslenmede denge bozulur. Denge bozulunca sağlık bozulur. Hormonlarımız beslenmeyle dengelenebilir ya da bozulabilir. Seçimlerimiz hormonlarımızı yani hayatımızı belirler. Seçtiğimiz her besinde yaşamak istediğimiz hayatı dizayn ettiğimizi hatırlayalım” ifadelerine yer verdi.