Sağlıklı bir hamilelik için…

Anne sağlığı ve bebeğin sağlıklı gelişimi için hamile beslenmesinde önemli kriterleri gazetemize özel açıklamalar yaparak anlatan Diyetisyen Derya Zünbülcan, anne karnındaki bebeğin bedensel ve zihinsel olarak büyümesi ve gelişmesinin, annenin gebeliği süresince yeterli ve dengeli beslenmesi ile mümkün olduğuna dikkat çekti


  • Oluşturulma Tarihi : 13.11.2015 08:26
  • Güncelleme Tarihi : 13.11.2015 08:26
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sağlıklı bir hamilelik için…

EMİNE YALÇIN

Hamilelikte beslenme doktorlar kadar hamileler ve yakınlarının da önemle özerinde durduğu bir konu. Hamile beslenmesinde birçok detay var ama ‘en çok neye dikkat edilmeli?’ gibi kritik bir soruyu Diyetisyen Derya Zünbülcan, “Dokuz aylık özel bir dönem içerisinde belirli vitamin ve mineraller uygun şekilde alınması olumlu hamilelik sonuçları için önemlidir” şeklinde cevapladı.

Zünbülcan, anne karnındaki bebeğin bedensel ve zihinsel olarak büyümesi ve gelişmesinin, gebelik süresince yeterli ve dengeli beslenmesi ile mümkün olduğunu söyledi.

“BEBEĞİN SAĞLIĞINI DOĞRUDAN ETKİLER”

Diyetisyen Derya Zünbülcan, hamilelikte beslenmenin, değişen ihtiyaçlar ve annenin beslenme kalitesinin bebek ve kendi sağlını doğrudan etkilemesi nedeniyle doğurganlık çağındaki her kadın için büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Zünbülcan, “Hamilelikte beslenme, İkinci Dünya Savaşı sırasında kötü beslenen bayanların hamilelik sonuçlarının iyi beslenenlere göre farklı olmasıyla merak uyandırmaya başlayan bir konu olmuş. 1992 yılında Profesör Barker tarafından ‘Fetal Orjinler Hipotezi’ ile anne karnındaki beslenmenin ileri dönemlerde ortaya çıkacak kronik hastalıkların belirleyicisi olduğu öne sürülmüştür. Annenin beslenmesi anne ve bebek sağlığını doğrudan etkiler. Anne karnındaki bebeğin bedensel ve zihinsel olarak büyümesi ve gelişmesi annenin gebeliği süresince yeterli ve dengeli beslenmesi ile mümkündür. Anne kötü besleniyorsa; düşük doğum ağırlığı, nöral tüp defekti, doğum yaşına göre küçük bebek olarak nitelendirdiğimiz SGA durumu, bedensel ve zihinsel gelişim bozuklukları, bebeğin kaybedilmesi gibi riskler bizi bekleyeceği için gebelikte beslenmenin bu konuda hazırlanan rehberlere göre düzenlenmesi büyük önem taşır” dedi.

“PROTEİN İHTİYACI YÜZDE 25 ARTAR”

Hamilelikte sağlığı destekleyici yaşamın anahtar bileşenlerinin uygun kilo alımı, rehberlere uygun beslenme ve düzenli fiziksel aktivite olduğunu vurgulayan Zünbülcan, “Hamilelikte hızla büyüyen fetüsün ihtiyaçlarını karşılamak için başka hiçbir fizyolojik olayda görülmeyen metabolik değişiklikler ortaya çıkar. Bebeğin büyümesi annenin bazal metabolik hızında ortalama yüzde 15 artış meydana getirir. Enerji gereksinmesinin sağlanması için ilk 3 ay 150-200 kkal, sonraki aylarda 250-350 kkal arası ekleme yapılması yeterli olacaktır. Gebelikte protein alımı, bebeğin büyüme ve gelişmesi, uterus ve meme bezlerinin büyümesi, amniyotik sıvının oluşumu, annenin kan volümünün artışı, plesanta gelişimi, doğum sonrası periyoda hazırlanma için önemlidir. Bu nedenle gebelerde protein ihtiyacı gebe olmayanlara göre yüzde 25 artmıştır. Proteinden zengin az yağlı süt ve süt ürünleri, yağsız et, tavuk, balık, yumurta tüketimine dikkat edilmelidir. Dokuz aylık özel bir dönem içerisinde belirli vitamin ve mineraller uygun şekilde alınması olumlu hamilelik sonuçları için önemlidir” diye konuştu.

VİTAMİNLİ TAHILLAR TÜKETİN

Zünbülcan, DNA ve RNA sentezinin, kırmızı kan hücreleri yapımında, bebeğin büyüme ve gelişiminde, omurga oluşumunda ve hücre bölünmesinde gerekli olduğunu belirterek, “Folik asidin en iyi kaynakları olan yeşil yapraklı sebzeler, bakla, yeşil lifli sebzeler, karnabahar, brokoli, kuru baklagiller, tam tahıllılar beslenme planına eklenmeli. Gebelikte günlük fazladan enerji eklenmesi ile birlikte yeni vücut hücrelerinin yapımında proteine yardımcı olarak B6 vitamini, B12 vitamini, folik asit başta olmak üzere B vitaminlerinin gereksinmesi de artmaktadır. B vitaminleri, annede kırmızı kan hücresi oluşumu, karbonhidrat, protein, yağ metabolizması, emzirme dönemi için gereklidir. Thiamin (B1), Riboflavin (B2), Niasin (B3), Vitamin B6, Vitamin B12 vitaminlerinin günlük gereksinmeleri sırasıyla 1.4 mg, 1.4 mg, 18 mg, 1.9 mg, 2.6 mg’dır. Sağlıklı bir hamilelik için B1 vitamini içeren tam tahıllılar, kepek, taze sebze meyveler ve B2 vitamini içeren buğday özü, yeşil yapraklılar, fındık, yoğurt, mercimek gibi besinler diyete dahil edilmeli” şeklinde konuştu.

D VİTAMİNİN ESAS KAYNAĞI GÜNEŞ

Kırmızı kan hücre oluşumunun sarılıkla savaş ve doğum sonrası iyileşmenin hızlandırılması için önemli olduğunu söyleyen Zünbülcan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Plasental membranlar, hormonlar, emzirme, bebeğin büyüme ve gelişmesi, mukus membran sağlığı, infeksiyonlara karşı koruma için gereklidir. Yetersizliğinde bebeğin büyüme ve gelişmesinde sorunlar ortaya çıkabilir. Gebelik süresince günde 770 mcg Retinol eşdeğeri veya 2 bin 564 IU olarak tüketilmelidir. Artan ihtiyacı karşılamak adına peynir, yumurta, portakal, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kayısı, domates, mango gibi besinler diyete dahil edilmelidir. Diş ve kemik sağlığı, kalsiyum ve fosfor emilimine yardımcıdır. Düşük D vitamini ile hamileliğin sürdürülmesi ise bebeğin ve annenin kemik metabolizması sorunlarına yol açmaktadır. Esas kaynağı güneştir. Güneşin yanında yağlı balıklar, yumurta sarısı ve zenginleştirilmiş kahvaltılık tahıl ürünlerinden de D vitamini ihtiyacı karşılanabilir. Klasik diyetler gebelikte K vitamini ihtiyacını karşılar. Ancak buna rağmen literatürde hamilelikte K vitamini yetersizliğini bildiren çalışmalar mevcuttur. Rehberlere göre 19-50 yaş grubu hamile bayanlar günde 90 mcg K vitamini almalı.”

GEBELİKTE YETERLİ DEMİR ALIMI ÖNEMLİ

Zünbülcan, gebelik döneminde başta kalsiyum ve demir olmak üzere pek çok minerale olan gereksinimin arttığını da sözlerine ekleyerek, “Kalsiyum, annede kemik ve diş sağlığı, sinir fonksiyonu, kas kasılması, bebekte de sağlıklı diş ve kemik oluşumu için gereklidir. Hamilelik boyunca düşük kalsiyumlu bir diyet izlemek kan basıncı problemleri ve kötü hamilelik sonuçları ile ilişkilidir. Yeterli kalsiyum alımı vücut ağırlığını düzenlemek ve aşırı kilo alımını önlemede de etkilidir. Rehberlere göre; 18 yaş ve altı gebe bayanlar günde bin 300 mg, 18 yaş üzeri gebe bayanlar ise günde bin mg kalsiyum almalıdır. Günlük kalsiyum alım miktarının üst sınırı ise 2 bin 500 mg’dır. Demir yetersizliği anemisi düşük gelirli hamile bayanların ortalama yüzde 30’unda görülen, büyük çoğunlukla doğum sonrasında da devam eden ciddi bir problemdir. Gebelikte demir ihtiyacı özellikle 20.haftadan sonra normale göre artmaktadır. Artan demir ihtiyacının karşılanması için kırmızı et, köri, fındık, yumurta sarısı, kümes hayvanları, kuru baklagiller, kuru meyveler, pekmez, tam tahıl ve zenginleştirilmiş tahıl ürünleri gibi besinler diyete eklenmelidir. Rehberler 14-50 yaş arası gebe bayanlarda günde 27 mg demir alımını önermekte. Eksikliğinde düşük doğum ağırlığı, erken doğum, ölüm, bozulmuş anne-çocuk etkileşimi görülme riski arttığı için gebelikte yeterli demir alımı önemli. Dünyada bir milyardan fazla insan iyot yetersizliği ile karşı karşıyadır. Hamilelikte bazal metabolik hızın artmasıyla paralel olarak iyot ihtiyacı da artmaktadır. İyot yetersizliği bebekte zeka geriliğine yol açabileceği için rehberler hamile bayanlar için 220 mcg/gün iyot önermektedir” dedi.

SU TÜKETİMİ YAŞAMIN DEVAMI İÇİ ÖNEMLİ

Vücudumuzda ortalama 2-3 gram çinko bulunduğunu açıklayan Zünbülcan, insulinin enzim sisteminin bir parçası olmasının yanı sıra DNA ve RNA sentezinde de önemli rol oynadığını söyledi. Zünbülcan, sözlerini şu şekilde bitirdi: “Rehberlere göre hamilelik süresince 11-13 mg çinko alınmalıdır. Su tüketimi ise doku büyümesi ve yaşamın devamı içi önemlidir. Hamilelik döneminde sıklıkla karşılaştığımız bir problem olan kabızlığın önlenmesi, sıvı dengesi, besin öğelerinin kullanılması, toksinlerin uzaklaştırılması, vücut ısısının ayarlanması için gereklidir. National Academies 2004 yılında hamilelerin su tüketim miktarının günde 1,5 litre olması gerektiğini bildirmiştir. Önerilen en üst alım düzeyi ise günde 2,3 litre olarak bildirilmiştir. Tüm rehberlerde alkol, majör nörolojik ve gelişimsel bozukluklar ile doğum defektlerine yol açabileceği için tüketilmemesi gerektiği altı çizilerek belirtilmiştir. Orta düzeyde alkol tüketen annelerin bebeklerinde bile davranışsal ve gelişimsel sorunlar oluştuğu bildirilmektedir.”

REHBERLERE GÖRE HAMİLE BİR BAYAN NELERE DİKKAT ETMELİ?

* Hamilelikte fazla alınan A vitamini (günde 3000mcg üzeri) düşük tehlikesi yaratabilir. A vitamininden zengin karaciğer ve morina balığı çok fazla tüketilmemelidir.

* Hamilelikte sağlığa uygunluk önemlidir. Sebze ve meyvelerin üzerinde çamur, toz toprak bırakmayacak şekilde iyi yıkanmalıdır.

* Omega-3, hamilelik dönemi için kullanılması önerilen önemli bir yağ asididir. Ancak doktor tavsiyesi olmadan alınan balık yağı tabletleri de yüksek doz A vitamini nedeni ile düşüğe neden olabileceği unutulmamalıdır.

* Hamile bir bayan günlük kafein alımını 300mg ile sınırlandırmalıdır. Bu ortalama 3-4 bardak kahve etmektedir. Kahve gibi kafein içeren içeceklerinde tüketimi azaltılmalıdır.

* Çok tuzlu yiyecekler hem hipertansiyona neden olabilir, hem de ödem sorunu yaratır. Hamilelik döneminde yemekler az tuzlu olarak yenilmeli, turşu gibi salamura besinlerden sucuk, salam, sosis gibi şarküteri ürünlerinden uzak durulmalıdır.

* Alkol tüketimi bebekte zekâ geriliğine neden olabileceği için kesinlikle alkol tüketilmemelidir.

* Besin zehirlenmelerinden korunmak hamilelikte büyük önem taşır. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri, çiğ ya da iyi pişmemiş yumurta, fast food ürünlerinden uzak durulmalıdır.

Haber Merkezi