Beklentiler Büyük, Cüzdan Küçük
- Oluşturulma Tarihi : 06.12.2025 09:55
- Güncelleme Tarihi : 06.12.2025 09:55
Her yıl olduğu gibi, yine asgari ücret pazarlıklarının kapısı çalındı. Mutfakta tencere aynı tencere, ancak pazarda fiyatlar aynı hızla tırmanıyor.
Asgari ücret süreci memlekette artık bir gelenek gibi. Aralık ayı gelince herkesin kulağı toplantılara dikiliyor. “Acaba bu yıl ne kadar artacak?” diye umutla bekliyoruz. Ama her seferinde şu gerçekle yüzleşiyoruz: Biz rakam artışını beklerken hayat çoktan zamlanmış oluyor.
Bir de işin ilginç tarafı var; kimse masadaki gerçek soruyu sormuyor: “Biz bu paraya nasıl geçineceğiz?” Çünkü mesele sadece rakam değil, alım gücü. Bugün verilen zam daha cebe girmeden eriyor. Pazarda patates aynı patates ama fiyatı artık etiketle değil, moralimizle ölçülüyor.
Asgari ücretlinin derdi sadece maaş değil. Kira olmuş ateş pahası, markette temel gıdaların yanına yaklaşılmıyor, faturalar desen her ay ayrı bir meydan okuma… İnsan, “Ben çalışıyorum ama niye geçinemiyorum?” diye düşünmeden edemiyor.
Masadakilere sorarsan herkes işçinin yanında. Patron “Benim maliyetim artmasın” diyor, hükümet “Kimseyi mağdur etmeyiz” diyor, sendika “Hakkımızı isteriz” diyor. Ama günün sonunda karar veriliyor, kamera önünde gülümsemeler, alkışlar… Eve döndüğümüzde ise hesap makinesiyle göz göze geliyoruz.
Bu süreçte en büyük eksik, halkın gerçek sesinin masaya tam olarak yansımaması. Çünkü asgari ücretli bugün sadece para istemiyor; insanca yaşamak, geleceğinden kaygı duymamak istiyor.
Kısacası, yine kritik günlerdeyiz. Beklentiler yüksek, gönüller umutlu… Ama halkın aklındaki tek şey şu: “Bu sefer gerçekten yüzümüz gülecek mi?”
Dilerim ki bu yıl açıklanacak rakam, sadece tabelada değil, mutfakta da karşılığını bulur.