Eylül geldi. Yazın güneşi yerini hafif serin sabahlara, daha temkinli adımlara, çocukların sırtındaki çantalara ve toplu taşıma kuyruklarına bıraktı. Sonbahar geldi; sadece takvimde değil, sokakta, vitrinde, gözlerde, gündemde.
Yaz boyunca ötelendi her şey. Dertler, borçlar, işsizlik, sınav stresi, geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı... Tatil fotoğraflarının, dondurma külahlarının, kalabalık sahil hikayelerinin arasında bir kenara itildi. Ama gerçekler yaz tatiline çıkmaz. Ve eylül, işte o ertelenmiş gerçeklerin yeniden yüzeye çıktığı bir hatırlatmadır.
Okul çantaları omuzlara asılır, defterler açılır, servisler korna çalar. Yalnızca çocuklar değil, anne babalar da eylül ile birlikte başka bir sorumluluk çağının içine adım atar. Ekonomik koşulların sıkboğaz ettiği günümüzde, çocuğuna eksiksiz bir okul alışverişi yapabilmek bile lüks oldu. Market raflarında fiyatlar sessizce artarken, kırtasiyede etiketi okunmayan ürünler rafa geri konuyor.
İnsanlar yeniden ajandalarına döner, saat kurar, plan yapar. Rutin dediğimiz o meşhur düzen, iş başı yapar. Ve bu rutin, ister istemez umutla da ilgilidir. Yeni bir dönem başlıyorsa, belki bu kez işler yoluna girer diye düşünürüz. Bir şeyler değişsin isteriz. Toplum da insan gibi; her sonbaharda biraz kendini düzene sokmak ister.
Ve belki de bu yüzden, sonbaharın kasveti bazen yanlış anlaşılır. Oysa kasvet değildir bu mevsimi derin kılan; düşünmeye mecbur bırakmasıdır. Çünkü sonbahar, durup bakmanın mevsimidir.
Bir sonbahar daha geldi. Takvimler, sadece günleri değil; değişimin kapısını da gösteriyor. Bu yıl da eylülle birlikte başlıyoruz. Ama bu kez, sadece takvimi değil, hayatı da değiştirecek adımlar atabiliriz.
Belki de bu yıl, değişimin ilk adımı küçük bir farkındalıkla atılır. Bir komşuya uzatılan yardım eliyle, okuldan dönen bir çocuğun yüzündeki gülümsemeyle, kalabalıklar içinde birbirine omuz veren insanların sessiz dayanışmasıyla... Sonbahar, sadece doğanın değil, vicdanın da kabuk değiştirdiği bir mevsim olabilir. Yeter ki gözümüzü, sadece sararan yapraklara değil, birbirimize de çevirelim.
Çünkü her sonbahar bir sondan çok, iyi değerlendirilirse bir başlangıcın habercisidir.