Mayıs ayının ikinci pazarı, takvimde sadece bir gün gibi görünse de aslında yüreklerde yılların sevgisini, emeğini ve fedakârlığını taşıyor. Anneler Günü... Belki de hiçbir kelimenin tam olarak anlatamadığı, bir ömre sığmayan fedakârlıkların, karşılıksız sevginin ve sonsuz şefkatin günü.
Bu özel gün yalnızca bizi dünyaya getiren annelerimiz için değil; evlat edinen kadınlar, büyükanneler, öğretmenler ve hayatımıza dokunan, bize sevgiyi ve merhameti hissettiren tüm kadınlar içindir. Annelik, sadece doğurmakla sınırlı değildir. Annelik; sarılmak, dinlemek, sabretmek, sevmek ve sevilmek demektir.
Anneler, hayatın en ağır yüklerinden birini, en büyük sevgiyle taşıyan kişilerdir. Bizler için gecesini gündüzüne katarken uykusuz geceleri, yorgun sabahları sessizce göğüslediler. Bir gülüşümüz için dünyayı yerinden oynatmaya hazır olan o eller, yıllarca bizden çok bizi düşündü. Kendi hayatlarını, hayallerini çoğu zaman ikinci plana attılar. Tüm bunları yaparken tek bir beklentileri vardı: Sevildiğini bilmek.
Annelerimizin yeri hayatlarımızda doldurulamaz bir yerde duruyor. Çünkü onların sevgisi yalnızca duygusal bir bağ değil, aynı zamanda kişiliğimizin, değerlerimizin ve hayata bakış açımızın temelidir. Nasıl konuşacağımızı, nasıl davranacağımızı, neyin doğru neyin yanlış olduğunu en çok onlardan öğrendik. Onlar, hayattaki ilk öğretmenimiz, ilk sırdaşımız, ilk kahramanımız oldular.
Bugün, Anneler Günü vesilesiyle bir kez daha farkına varmalıyız: Annelerimizi hatırlamak, değer vermek yalnızca bu özel günde değil, her zaman sorumluluğumuz olmalı. Fakat yine de bugün, onlara minnetimizi ifade edebilmek, teşekkür edebilmek için güzel bir vesile.
Başta canım annem olmak üzere, tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun. İyi ki varsınız, iyi ki sizinle büyüdük. Sadece bir gün değil, her gün sizin sevginizle güç buluyoruz.