Son aylarda şehrimizin sokakları hiç alışık olmadığımız bir manzaraya tanıklık ediyor: çöp dağları. Belediyelerde yaşanan eylemler sebebiyle uzun süre çöpler toplanmadı. Ardından yapılan anlaşma ile sorunların çözüleceği, sokakların kısa sürede temizleneceği söylendi. Ancak aradan günler geçmesine rağmen hala birçok noktada çöp yığınları duruyor, hatta giderek büyüyor.
Bu durum sadece estetik bir problem değil. Açığa çıkan kötü kokular, sinek, fare ve haşere üremesi, özellikle çocuklarımız için ciddi sağlık riskleri oluşturuyor. Vatandaş haklı olarak soruyor: “Madem anlaşma sağlandı, neden hala sokaklarımız bu halde?”
Sorunun kaynağı ister yönetimsel aksaklık ister işleyişteki yavaşlık olsun, vatandaşa yansıyan tablo aynı: kirli, kokan ve yaşanmaz sokaklar. Esnaf, kapısının önünü temizlemekten yorulduğunu söylüyor. Gelen müşterilerin kötü koku ve görüntülerden dolayı her geçen gün azaldığından şikayetçi. Turistler, şehirde karşılaştıkları bu görüntüyü sosyal medyaya taşıyor. Komşular, çocuklarını çöp yığınlarının olduğu sokaklarda dışarı çıkarmaya korkar hale geldi. Yani çöp, yalnızca sokaklarda değil, günlük hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor.
Belediyeler, temel görevlerinden biri olan çöp toplama hizmetini aksattığında vatandaşın devlete olan güveni sarsılır. Çünkü insanlar en temel beklentilerinin bile karşılanmadığını gördüklerinde umutsuzluğa kapılır. Vatandaşa sorduğumuzda herkes aynı cümleyi söylüyor “Biz böyle bir İzmir için mi oy verdik?”
Çöplerin gelişigüzel bırakılması, geri dönüşüm kutularının kullanılmaması ve bireysel duyarsızlık, sorunu daha da büyütüyor. Fakat ağzına kadar dolan çöp kutularında vatandaş çöpünü nereye koyacak? Bir yandan yetkililerden görevlerini yapmalarını beklerken, öte yandan bizlerin de çevremize karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmemiz gerekir.
Artık vakit kaybetmeden harekete geçilmelidir. Belediyeler kriz yönetimini daha şeffaf ve hızlı şekilde yürütmeli, verilen sözler ivedilikle yerine getirilmelidir. Geri dönüşüm sistemleri daha etkin hale getirilmeli. Çünkü temizlik yalnızca bir hizmet değil; sağlığımızın, şehir kimliğimizin ve geleceğimizin teminatıdır.
Çöp yığınları, sokaklarımızdan bir an önce kaldırılmadıkça, sadece çevremizi değil; toplumun sabrını, sağlığını ve umudunu da kirletmeye devam edecek.